Genel Hukuki Bilgiler

İklim Kanunu Nedir?

İklim kanunu, iklim değişikliği sebebiyle oluşan sorunları önleme ve iklim değişikliğiyle mücadele etme amacıyla düzenlenen ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanundur.

İklim Kanunu Nedir?

İklim Kanunu Neden Düzenlendi?

2021 yılında onaylanan Paris Antlaşması sonrası ülkemiz 2053 yılına kadar sıfır emisyon oranına ulaşılmasını ulusal hedef olarak ilan edilmiştir. Bu kapsamda birçok eylem planı açıklanmışken güncel olarak atılan son adım da İklim Kanunu ile getirilen düzenlemelerdir.

İklim Kanunu Neyi Amaçlıyor?

Temel amacı 2053 yılına kadar sıfır emisyon oranına ulaşmak isteyen ülkemizin, bu kapsamda görüşülen ilk kanunu olan İklim kanununun neyi amaçladığı kanun taslağının ilk maddesinde şöyle belirtilmiştir;

Bu Kanunun amacı; yeşil kalkınma vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadelede sera gazı emisyonlarının azaltılmasını, iklim değişikliğine uyumu ve bu hususlara yönelik planlama ve uygulama araçlarını düzenlemektir.

İklim Kanunu’nun Genel Esasları

İklim Kanunu’nun genel esaslarını kanuna göre şöyle sayabiliriz;

  • İklim değişikliği ile mücadelede; eşitlik, çevresel adalet ve iklim adaleti, ihtiyatlılık, katılım, entegrasyon, sürdürülebilirlik, şeffaflık, adil geçiş ve ilerleme ilkeleri esas alınır.
  • İklim değişikliği politikaları; taraf olunan uluslararası sözleşmelerin yanı sıra doğrudan veya dolaylı etkiye sahip mevzuat, politika ve planlama araçları ile bilimsel veri ve çalışmalar esas alınarak oluşturulur.
  • İklim değişikliği ile mücadeleyi güçlendirmek amacıyla geliştirilen uygulama araçlarının etkin bir şekilde kullanımı ve yaygınlaştırılması esastır.
  • İklim değişikliği ile mücadele amacıyla belirlenen azaltım ve uyum hedeflerinin gerçekleştirilmesinde kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve vatandaşlar iş birliği yapar.
  • Kurum ve kuruluşlar ile gerçek ve tüzel kişiler; iklim değişikliği ile mücadelede azaltım ve uyum hedeflerinin gerçekleştirilmesi için, planlama araçlarına ve bu Kanunun amacının gerçekleştirilmesi doğrultusunda alınacak tüm tedbirlere ve düzenlemelere uymakla ve bunları uygulamakla ve ayrıca bu kapsamda plan ve projelerini yapmak, yaptırmak, uygulamak ve uygun görüldüğünde yatırım yapacak olan gerçek ve tüzel kişilerin projelerini desteklemekle yükümlüdürler.

İklim Kanunu Kabul Edildi mi?

Şimdilik, İklim Kanunu’nun yalnızca ilk dört maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiştir. Bu kapsamdaki diğer maddeler ise halen Mecliste görüşülmektedir.

Hangi Ülkelerde İklim Kanunu Var?

Avrupa birliği kapsamında 2021 yılında, 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu hedefleyen Avrupa İklim Yasası yürürlüğe girmiştir. Bu genel kanun dışında birçok ülkenin iklim yasası bulunmaktadır.

Daha önceden birçok ülke iklim değişikliğini önleme maksadıyla yasalar çıkarmış olsa da 2050 yılına kadar sıfır emisyon hedefleyen yasalar genellikle 2019 ve 2020 yıllarında yürürlüğe girmiştir. Örneğin Fransa ve Birleşik Krallık 2019 yılında, Danimarka, Almanya ve Macaristan ise 2020 yılında, 2050 yılına kadar sıfır emisyonu hedefleyen yasalarını yürürlüğe sokmuştur. Bunun dışında Güney Kore, İsviçre ve Kolombiya gibi birçok ülke 2050 yılına kadar sıfır emisyon oranına ulaşacaklarını Birleşmiş Milletlere sunmuştur.

İklim Kanunu Kapsamında Verilecek Cezalar

İklim Kanunu’nda aynı zamanda söz konusu hedeflere ulaşılabilmesi ve bu hususta düzenlemelere uymayan kişilere kesilecek cezalar da düzenlenmiştir. Bu bakımdan düzenlenen cezalar şöyledir;

Ozon Tabakasını İncelten Maddelere ilişkin usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak;

  • 2025 yılı itibariyle üreten, işleyen, ithal ve ihraç edenler ile piyasaya arz edenlere 320.000 Türk Lirası;
  • Taşıyan, bakım, onarım ve servis amaçlı hizmet veren gerçek ve tüzel kişilere 32.000 Türk Lirası
  • Bildirim ve raporları veri tabanına süresi içerisinde girmeyen ya da verileri güncellemeyenlere 32.000 Türk Lirası, idari para cezası verilir

Florlu Sera Gazlarına ilişkin usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, florlu sera gazları ve/veya florlu sera gazı içeren ve çalışması bu maddelere bağlı olan ürün ve/veya ekipmanı içeren eşyayı/eşyaya dair;

  • Hidroflorokarbonların kotasız ve kotayı aşan miktarlarda ithal edenlere 320.000 Türk Lirası,
  • Florlu sera gazları içeren kapların ve ürünlerin veya ekipmanların etiketlenmesi hükümlerine uymayanlara 32.000 Türk Lirası,
  • Bildirim ve raporları veri tabanına süresi içerisinde girmeyen ya da verileri güncellemeyenlere 32.000 Türk Lirası, idari para cezası verilir.

Sera gazı emisyon izni almadan faaliyet gösteren veya süresi biten veya iptal edilen emisyon izni ile faaliyetlerine devam edenlerden doğrulanmış yıllık emisyon raporu bulunan işletmelere en son raporda yer alan her bir karbondioksit eşdeğeri emisyon miktarı başına 10 TL, doğrulanmış yıllık emisyon raporu bulunmayan işletmelere ise 100.000 Türk Lirasından 5.000.000 Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.

Denkleştirme projelerini kaydettirmeyenlere, hesaplanmış karbondioksit eşdeğeri emisyon azaltım değeri başına 1 Türk Lirası idarî para cezası verilir.

Emisyon Ticaret Sistemine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak yeterli miktarda tahsisat tesliminde bulunmayanlara, teslim edilmeyen her bir tahsisat için sera gazı emisyon raporunun ait olduğu yılın en son iş gününe ait tahsisat fiyatının 2 katı karşılığına denk gelecek şekilde idari para cezası uygulanır.

Emisyon Ticaret Sistemi kapsamındaki tahsisatlarını teslim etme yükümlülüklerini 2 yıl üst üste yerine getirmeyen işletmelerin sera gazı emisyon izni iptal edilir.

Emisyon Ticaret Sistemi Nedir?

Emisyon ticaret sistemi emisyon azaltımlarının maliyet etkin bir şekilde başarılmasını hedefler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının düzenlediği sunumda ise bu sistem; “Emisyon ticareti sistemi (ETS), sistemin kapsadığı tesislerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarına (SGE) bir limit (veya üst sınır) belirler. Üst sınır sera gazı emisyonlarını doğrudan kısıtladığı için bu araç politika belirleyicilerine belli bir süre içinde gerçekleşecek emisyonların miktarına ilişkin bir kesinlik sağlar. Bu üst sınır, bir yetki alanının emisyon azaltma hedefi uyarınca zaman içinde dereceli olarak düşürülür.” şeklinde açıklanmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde emisyon ticaret sistemine dair kanun maddesi bu tarih itibariyle halen görüşülmektedir.

Emisyon Ticaret Sistemi Nedir?

14 Soruda İklim Kanunu

Ülkemizde iklim kanunu tartışmaları başladıktan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 14 soruda İklim Kanunu’nu açıklamıştır. Bu bakımdan yapılan açıklama şöyledir;

İklim Kanununa Neden İhtiyaç Duyuldu?

İklim Kanunu’nun temel amacı, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Büyüme’dir. İklim Kanunu, iklim değişikliği kaynaklı krizlerin ve zararların olumsuz etkilerini en aza indirmeyi hedefleyen yasal bir düzenlemedir. Kanun, iklime dirençli şehirlerin oluşturulması ve afet risklerinin azaltılmasında kritik bir öneme sahiptir. Biyoçeşitlilik ve doğal kaynakların korunmasında, su ile gıda güvenliğinin sağlanmasında, ormanların ve yeşil alanların artırılmasında, yenilenebilir enerji kapasiteleri artırılarak enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasında yol haritası oluşturacaktır.”

İklim Kanunu Hangi Sektörleri İlgilendirecek?

Kanun teklifi şehirleri, altyapıyı, tarımı, hayvancılığı, yeşil alanları, su kaynaklarını koruyacak. Enerji, sanayi, ulaştırma gibi sektörleri teknolojik ve çevre dostu yapıya kavuşturacak bir yaklaşımla hazırlandı. Teklif ile çevrenin, ekonominin, toplumun ve halk sağlığının iklim bazlı olumsuz sonuçlara dirençli hale getirilmesi sağlanacak.

Yerel Düzeyde Hangi Adımlar Atılacak? 

Her ilde vali başkanlığında, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri ile yerel yönetimlerin temsilcilerinden oluşan İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulacak. Her ilin kendi şartları düşünülerek o ile özel eylem planları ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanacak. İlgili kurumlar en geç 31 Aralık 2027 tarihine kadar kendi eylem ve strateji planlarını iklim değişikliği politikalarıyla uyumlu şekilde hazırlayacak.

İklim Kaynaklı Afetlere Karşı Hangi Tedbirler Alınacak?

İklim değişikliğine bağlı afetlerin neden olduğu kayıp ve zararların azaltılması amacıyla risk değerlendirme, izleme, bilgilendirme ve erken uyarı sistemleri, bütünleşik afet yönetimi esas alınarak geliştirilecek.

Su Yönetimi Ve Arazi Tahribatının Önlenmesi İçin Neler Yapılacak?

Orman, tarım, mera ve sulak alanlarda iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için ilgili kurumlarca hazırlanan strateji ve eylem planları doğrultusunda su kaynaklarının etkin yönetimi sağlanacak. Denizel ve karasal korunan alanların niteliği ve oranı yükseltilecek. Kuraklık, erozyon ve arazi tahribatının önlenmesi için ulusal düzeyde rehabilitasyon çalışmaları plan ve program çerçevesinde daha etkin bir şekilde yürütülecek.

Temiz Teknolojinin Kullanımı Nasıl Yaygınlaştırılacak?

Kanun teklifi, hidrojen teknolojisi gibi yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması için kamu, özel sektör ve kurumlar arası iş birliğinin güçlendirilmesini, bu alanlarda çalışmalar yapılmasını teşvik edecek.

İklim Değişikliği Ve Yeşil Dönüşüm Farkındalığı İçin Neler Yapılacak?

Kamuoyu farkındalığının artırılması ve toplumun iklim değişikliğinin etkileri konusunda duyarlı hale getirilmesi için eğitim ve bilinçlendirme programları düzenlenecek. Tüm eğitim düzeylerinde müfredat ve öğretim programlarının güncellenmesi ve yeşil iş gücünün yetiştirilmesi için gerekli çalışmalar ilgili bakanlıklarla koordineli olarak Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu’nca yapılacak.

Türkiye Yeşil Taksonomisi Ne Getirecek?

Türkiye Yeşil Taksonomisi, yatırımın gerçekten çevreci ve iklim değişikliğini olumsuz etkilemeyen yatırım olup olmadığını belirleyerek, ulusal yatırım olanaklarını artıracak ve ülkemize uluslararası finans akışlarını hızlandıracak.

Türkiye Emisyon Ticaret Sistemi İle Ne Sağlanacak?

Ülkemizde ilk defa uygulanmaya başlayacak olan bu sistem sayesinde iklim değişikliğiyle mücadelede yıllar içerisinde sera gazı emisyonları maliyeti etkin bir şekilde azaltılacak. Böylece sanayi tesislerinin Yeşil Dönüşüm kapsamında daha verimli, daha temiz ve daha rekabetçi imalat imkanlarına ulaşmaları sağlanacak.

İklim Kanunu Sadece Ticaret Sistemine Yönelik Bir Kanun Mu?

İklim Kanunu iklim kaynaklı afetlere dirençli şehirler kurmak, su ve gıda güvenliğini sağlamak, Sıfır Atık sistemini yaygınlaştırmak, yenilenebilir enerji ve temiz teknolojilerin kullanımını artırmak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya ve daha sağlıklı bir çevre bırakmak, tarımsal alanları ve biyolojik çeşitliliği korumak için gerekli düzenlemeleri içeren bir kanundur. Ayrıca, emisyon ticaret sistemiyle sanayimizin daha rekabetçi, temiz ve verimli üretim yapmasını da sağlayacak nitelikte hazırlanmıştır.

İklim Kanunu Tarımsal Faaliyetleri Bitirecek, Yapay Gıda Getirecek İddiası Doğru Mu?

İklim Kanunu’nun hazırlık süreci, hazırlanma gerekçesi dikkate alındığında hiçbir şekilde hayvancılığın ortadan kaldırılacağı, sürdürülebilir protein adı altında böcek bazlı bir beslenme düzenine geçileceği gibi bir durum söz konusu olmayıp bu iddialar tamamen hayal ürünüdür. Kanun aksine, organik tarımı ve hayvancılığı desteklemekte ve bu yaklaşımı gıda güvenliği bağlamında öncelemektedir.

Kanunla Vatandaştan Karbon Vergisi Mi Alınacak?

Hayır. Kanunda vatandaştan vergi alınmasına ilişkin bir düzenleme asla yer almamaktadır.

Kanunla Kömür, Petrol Kullanımı Tamamen Kalkacak Mı?

Kanunla kömür, petrol kullanımının tamamen kaldırılacağı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Kanun, çevre dostu temiz enerjiyi teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Kanundaki tüm maddeler ülkenin kalkınma önceliği ve toplumsal refahı dikkate alınarak hayata geçirilecektir.

Kanunda Yer Alan Karbon Ayak İzi Ne Getirecek?

Karbon ayak izi, bir ürünün üretiminde ortaya çıkan emisyon faaliyetleriyle, çevreye verilen zararı ifade eden sera gazı emisyonunun karbondioksit karşılığıdır. Bu kapsamda, Kanun teklifinde de görüleceği üzere sadece üretim yapan kurum ve kuruluşların imalat sürecinde yeni ve temiz teknolojiler kullanarak karbon ayak izini azaltması yükümlülüğü söz konusudur. Bu noktada aynı ürünün üretim aşamasında daha az enerji ve maliyetle üretilmesi kastedilmektedir. Metinden de anlaşılacağı gibi bireysel, toplumsal ve sosyal açıdan özgürlüklerin kısıtlanmasına dair herhangi bir düzenleme, hüküm veya durum söz konusu değildir. Tamamen kurum ve kuruluşların özellikle ürünlerin sanayideki üretim aşamasında enerji verimliliği ile yeni teknolojilerin kullanılarak üretilmesi, doğal kaynakların ve çevrenin korunmasından bahsedilmektedir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Furkan DİLER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu