Poliçe Nedir?
Poliçe, belirli bir kişinin emrin, içinde tutarı yazılı paranın ödenmesi öngörülen, belli bir kişiye karşı düzenleyen tarafından yazılan ve senet metninde poliçe kelimesini içeren bir senettir.
Senedi düzenleyen (düzenleyen), diğer bir kişiye (muhataba) poliçede adı yazılı olan kimseye (lehtara) belli bir miktar paranın, kanunun aradığı şekil şartlarının yerine getirilmesi kaydıyla ödenmesi emrini verir.
Düzenleyen ile lehtar arasındaki ilişkiye, bedel ilişkisi denir. Muhatap ile lehtar arasındaki ilişki havale ilişkisi olarak adlandırılmaktadır.
Poliçenin Özellikleri Nelerdir?
Poliçenin özellikleri aşağıda sayılmıştır:
- Kanunen emre yazılı bir senet olan poliçe, ciro ile ticari hayatta tedavül eder.
- Düzenleyenin poliçeden sorumlu olabilmesi için, senedin düzenlendikten sonra teslim sözleşmesi uyarınca lehtara teslim edilmiş olmalıdır.
- Poliçe kural olarak badeden önce muhataba kabul için ibraz edilir.
- Poliçedeki tarih ve vadenin herhangi bir şarta veya belirsiz bir süreye bağlanmamış olması gerekir.
- Poliçede yazılı vadeye, yargıç yeni bür süre ekleyemez.
- Poliçenin hamili, senet bedelini vadesinde tahsil edemez ise, kural olarak bir takım hukuki formaliteleri yapmakla yükümlüdür.
- Poliçede borçlular, poliçeyi kabul etmiş olan muhatap, düzenleyen, cirantalar, avalistler ve varsa poliçeyi araya girmek suretiyle kabul eden kimsedir.
- Poliçede yazılı bedelden müteselsilen sorumlu olan kişiler arasındaki mevcut kişisel def’i ve itirazlar, hamile karşı ileri sürülemez.
- Poliçedeki davalar özel zamanaşımına tabidir.
Poliçede Bulunması Gereken Zorunlu Unsurlar Nelerdir?
Poliçenin geçerli olarak meydana gelebilmesi için, kanunda öngörülen tüm zorunlu unsurları içermesi gerekir.
Şekil yönünden poliçede bulunması gereken zorunlu ve alternatif unsurlar Türk Ticaret Kanunu’nun 671. maddesinde gösterilmiştir.
Poliçe Kelimesi
Senet mentinde “poliçe” kelimesi bulunması gerekir. Poliçe yabancı bir dilde düzenlenmişse, o dildeki poliçe karşılığı kelimenin bulunması zorunludur. Poliçe kelimesinin mutlaka senet metni içinde yazılmış olması gerekir.
Poliçe için tüm şartlar mevcut olup da senette sadece poliçe kelimesinin bulunmaması halinde, bu senet emre yazılı havale sayılır.
Belirli Bir Meblağın Kayıtsız Şartsız Havalesi
Poliçede mutalaka mir havale emri yer alması zorunludur. Havale kayıtsız şartsız olmalıdır.
Belirli bir meblağın havalesi hususunda, kanunda belirli bir şekil tayin edilmemiştir. Ticari hayatta yaygın olan “ödeyiniz” şeklinde emir halidir.
Ödenecek belirli bir meblağ veya memleket parası ya da yabancı para cinsinden bir para ile senette ifade edilebilir. Ancak poliçe “1.500 Dolar veya 1000 Euro” şartı geçerli değildir.
Senette yazılı tutarların farklı olması halinde yazı ile yazılmış bedele itibar edilir. Eğer bedel sadece rakam ile veya yalnız yazı ile müteaddit defalar yazılmış ve bedeller arasında fark bulunursa, en az olan bedel geçerli sayılır. Bu durum poliçenin geçerliliğini etkilemez.
Muhatabın Adı ve Soyadı
Muhatap, poliçede yazılı bir miktar parayı, poliçede adı yazılaran olan lehtara veya hamile ödeyecek kişidir. Muhatap teşhis edilebilir olmalıdır. Bu nedenle muhatabın adı ve soyadının, tüüzel kişi ise ticaret unvanının poliçeye yazılması gerekmektedir.
Poliçede birden fazla muhatap gösterilebilir. Bu takirde muhatapların poliçeyi ayrı ayrı kabul etmeleri gerekir ve bu duruma hamile karşı müteselsilen sorumlu olurlar.
Muhatapların alternatif şekilde gösterilmesi mümkün değildir.
Lehtarın Adı ve Soyadı
Lehtar, poliçede alacaklı olarak görünen kişidir. Poliçe hamiline düzenlenmediğinden, senette meblağ kime veya kimin emrine ödenecekse onun adı ve soyadının bulunması gerkeir.
Lehtarın gerçek kişi olması halinde adı ve soyadı; tüzel kişi olması halinde, ticaret unvanı senette yazılı olmalıdır.
Poliçede birden fazla lehtar gösterilmesi mümkündür. Birden fazla lehtar gösterildiği takdirde, bunların hepsi müştereken hareket etmek zorundadırlar. Bunlardan biri poliçedeki bedelin bir kısmını, diğeri de kalan kısmını talep edemezler.
Düzenleyenin İmzası
Poliçede bulunması zorunlu unsurlardan biri, poliçeyi düzenleyenin imzasıdır. İmzanın senedin tüm metnin kapsayacak şekilde poliçenin altında ve el yazısı ile atılmış olması lazımdır.
İmzanın senet metninin içinde, üstünde veya yan tarafında yukarıda aşağıya doğru atılmış olursa, kanunun öngördüğü şekle uymadığından geçerli değildir.
Düzenleme Tarihi
Poliçede düzenleme tarihi bulunması zorunludur. Zorunlu unsurlardan olan düzenleme tarihi poliçede yoksa diğer tüm şartları içerse bile senet poliçe niteliğini kazanamaz.
Poliçenin düzenlenme tarihi boş bırakılarak lehtara verilmesi mümkündür. Bu durumda, lehtar senedi muhataba kabule arz veya ödeme için ibraz etmeden önec ya da ciro edip tedavüle çıkarmadan önce bu eksikliği gidermesi gerekir.
Keşide tarihinin açık ve belli olması gerekir. Keşide tarihinin yazı veya rakam ile yazılması mümkündür.
Poliçedeki düzenleme tarihi, vadeden veya cirodan sonraki bir tarihi gösteriyorsa, poliçe geçersiz olur.
Poliçede Düzenleme Yeri ve Ödeme Yeri
Türk Ticaret Kanunu m. 671 gereğince, düzenleme yerinin poliçede gösterilmesi gerekir. Fakat düzenleme yerinin yer almaması halinde, senet poliçe niteliğini yitirmemektedir. Bu durumda düzenleyenin yanında yazılı olan yer düzenleme yeri sayılır.
Düzenleyenin ad ve soyadının yanında da hiçbir yer adı yazılmamışsa veya birden fazla yer yazılmışsa, bu durumda senet poliçe niteliğini kaybeder.
Poliçede ödeme yerinin yazılacağı Türk Ticaret Kanunu m. 671/1-e hükmünde ifade edilmektedir. Ödeme yeri ile ilgili unsur poliçede bulunması zorunlu unsurlardan olmayıp, alternatif unsurlardandır. Buna göre poliçede ödeme yeri açıkça gösterilmediği takdirde, muhatabın yanında yazılı olan yer, ödeme yeri ve bu aynı zamanda da muhatabın yerleşim yeri sayılır.
Yerleşim Yerli ve Adresli Poliçe Nedir?
Düzenleyen, poliçenin üçüncü kişinin yerleşim yerinde ödenmesini şart koşabilir. Bu üçüncü kişinin yerleşim yeri;
- muhatabın yerleşim yerinin bulunduğu yerde, (adresli poliçe)
- veya başka bir yerde bulunabilir. (yerleşim yerli poliçe)
Poliçeyi muhatap kabul ederken, ödeme yeri olarak kendi ikametgahını değil de, aynı yerde başka bir adresi göstermesi halinde adresli poliçe söz konusu olur.
Yerleşim yerli poliçe, poliçenin üçüncü kişinin ikametgahında ödemesinin düzenleyen tarafından şart kılınması durumunda söz konusu olur.
Poliçede Vade
Vade, poliçe bedelinin ödenme borcunun muaccel olduğu gündür. Vade kaydı, kanunda gösterilen ihtiyari kayıtlardan bir tanesidir. Vade günü ile ödeme günü genel itibariyle aynı güne rastlamaktadır.
Poliçede bir vadenin bulunmaması, poliçenin geçersizliğine neden olmaz; ancak böyle bir poliçe, görüldüğünde ödenir.
Kambiyo senetlerinde vade, sadece poliçe ve bonoda vardır. Çekte vade yoktur, sadece ibraz süreleri vardır.
Poliçede Vade Türleri Nelerdir?
Kanunda, poliçeye dört türlü vadenin konulabileceği ifade edilmektedir. Kanunda öngörülmüş vade türleri aşağıda sayılmıştır:
- Belirli bir gün: Vade günü poliçe üzerinde belli bir gün olarak yazılır ( 23.03.2023 gibi).
- Düzenleme gününden belli bir süre sonra vadeli poliçe: Vade, poliçede yazılı bulunan düzenleme tarihinden itibaren işlemeye başlar; ancak bu sürenin hesabında başladığı gün sayılmaz. (Düzenleme tarihinden 15 gün sonra)
- Görüldüğünde ödenecek poliçe: Poliçede vade yazılmamışsa, senedin görüldüğünde, yani ibraz edildiği günde ödenmek üzere çekildiği kabul edilir.
- Görüldükten belli bir süre sonra vadeli poliçe: Bir poliçeye “görüldükten 30 gün veya 90 gün sonra ödeyeniz.” Kaydı konulaiblir.
Açık Poliçe Nedir?
Kural olarak düzenleyen poliçeyi, tedavüle çıkarırken tüm esaslı unsurları tamamlayıp düzenler.
Bazen düzenleyen beyaz kağıdın üzerine sadece imza atarak, kağıdı lehtara verebilir. Lehtar veya diğer hamiller aralarındaki anlaşmaya göre tamamlanması uygun görülen yerleri doldurunca, baştan itibaren geçerli sayılan bir poliçe ortaya çıkar. Buna açık poliçe veya beyaz poliçe denmektedir.
Lehtar veya diğer hamillerden biri tarafından poliçe, düzenleyen ile aralarındaki anlaşmaya aykırı doldurulsa dahi, düzenleyen yine senetten sorumlu olur.
Açık poliçede düzenleyenin imzasının olması yeterlidir.
Poliçede Kabul
Poliçede kabul, muhatabın poliçe bedelini vadesinde ödeyeceğine ilişkin yükümlülüğü yazılı bir şerh ve imza ile üstlendiğini ifade eder.
Kabul, muhatabı doğrudan poliçe ilişkisine sokan soyut bir taahhüttür. Kabul beyanının poliçe üzerinde yazılı olması gerekir. Sözlü kabul mümkün değildir.
Muhatap, kabul ile poliçe hukukunda doğan bir yükümlülük altında girmekte ve poliçedeki alacağın asıl borçlusu olmaktadır.
Poliçede Kabul Zorunlu Mudur?
Muhatap, düzenleyen ile aralarında iç ilişki olsa da, poliçeyi kabul etmek zorunda değildir. Muhatap poliçeyi, kabul etmemesi haksız ise ve bundan da düzenleyen zarar görmüşse, kendisine karşı düzenleyen tarafından tazminatı davası açılabilir.
Poliçede Kabul Beyanı Nasıl Olur?
Muhatabı poliçe ilişkisine sokan işlem, imzalı kabul beyanıdır. Kabul beyanı, muhatabın, poliçedeki borcu ödeyeceğine ilişkin bir ifade olup buna ıslak imzası ile teyit ve tespit etmesidir.
Kabul beyanı hukuki niteliği itibariyle tek yanlı, kayıstız ve şartsız yazılı bir irade beyanıdır.
Kabul Beyanı Senedin Neresine Yazılır?
Kabul beyanı genel olarak poliçenin ön yüzüne “kabulümdür imza” veya “ödeyeceğim imza” ya da sadece ıslak veya elle imza atılarak yapılabilir. Kambiyo senetlerinde elektronik imza geçerli değildir.
İmzanın dışında, kabul beyanının poliçenin ön veya arka yüzüne atılacağına ilişkin kanunda hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Genel olarak kabul beyanı, poliçenin ön yüzünün sol köşesine “kabul edilmiştir” veya bu anlama gelen benzeri ifadenin yazılmasıyla olur. Kabul şerhinin poliçenin arka yüzüne yazılması ve imzalanması da mümkündür.
Kimler Kabule Arz Edebilir?
Poliçeye kabule arz hakkı, hamile olduğu kadar herhangi bir zilyede de kanunen tanınmıştır.
Muhatap, kabul için poliçeyi ibraz etmeye bizzat hamilin gelmesini isteyemez. Hamilin gelmemesi nedeniyle muhatap kabulden kaçınırsa, poliçenin kabul edilmemesi sebebiyle, hamil için derhal protesto düzenlemek hakkı doğar.
Poliçede Kabulün Şartları Nelerdir?
Kural olarak poliçede kabulün kayıtsız ve şartsız olması gerekmektedir. Bu durum Türk Ticaret Kanunu’nun 696. maddesinde düzenlenmiştir.
Türl Ticaret Kanunu’nun 696. maddesine göre,
“(1) Kabul, kayıtsız şartsız olmalıdır; fakat muhatap kabulü poliçe bedelinin bir kısmı ile sınırlayabilir.
(2) Kabul beyanı, bundan başka noktalarda poliçe içeriğinden farklı olursa, poliçe kabul edilmemiş sayılır. Bununla beraber kabul eden, kabul beyanındaki şartlar çerçevesinde sorumludur. “
Genel kural bu olmakla birlikte, kanunda birtakım istisnalar öngörülmüştür:
- Muhatap, kabulü poliçe bedelinden bir kısmına hasredebilir. Bu durumda, hamilin kısmı kabule razı olması gerekir, aksi halde o oranda müracaat haklarını kaybeder.
- Muhatap poliçede yazılı tutardan fazlasını kabul ettiğini beyan eder ve imzalarsa, bu beyan geçerlidir. Bu durumda muhatabın yükümlülüğü, poliçe hukuku bakımından sadece poliçede yazılı tutar kadar olup, fazlası için genel hükümlere göre sorumlu olur.
- Her muhatap poliçeyi kabul ederken, poliçede yazılı olan ödeme yerinden başka yeri ödeme yeri olarak gösterebilir.
- Muhatap poliçede, poliçe hukuka ile bağdaşan bazı değişiklikler yapabilir; ancak bu beyanları yapan muhatap beyanları kapsamında sorumlu olur.
Poliçenin Kabul İçin İbraz Süresi ve Yeri
Poliçe tanzim edildiği günden vadeye kadar, kabul için muhataba veya temsilcisine ibraz edilebilir. Vade günü ibraz süresinde dahil olmayıp vade günü artık kabul için ibraz söz konusu olmaz.
Genel olarak kabul hangi gün olmuşsa, poliçeye o günün tarihi atılır. Kabul tarihi atılmamış olması, kabulü geçersiz hale getirmez. Ancak bazı durumlarda tarih atılması zorunlu olabilir. Tarihin atılması bu durumlarda zorunludur:
- Görüldüğünden belli bir süre sonra ödenmesi şart kılınmış poliçeler,
- Poliçenin kabule arzı için belli bir süre tanzim edildiği takdirde.
Kanuna göre kabul için ibraz yeri muhatabın yerleşim yeridir.
Kabule Arzın Zorunlu Olduğu Haller
Genel olarak poliçenin ibrazı ihtiyaridir. Hamil istediği takdirde poliçeyi muhataba kabul için arz eder istemezse etmez.
Poliçenin kabul için muhataba arzının ihtiyari olduğu kuralının istisnaları kanunda öngörülmüştür:
- Görüldükten belli bir süre sonra ödenecek poliçelerin kabul için muhataba ibrazı zorunludur. Kabule arz süresi bir yıldır.
- Adresli ve yerleşimli poliçelerde kabule arz süresiz olarak yasaklanamaz.
Düzenleyen tarafından poliçenin kabule arzının zorunlu kılınması halinde hamil, düzenleyen tarafından konmuş olan kabul için ibraz zorunluluğuna uymazsa, rücü haklarını kaybeder. Cirantanın poliçeyi kabule arz şartına uymaz ise, sadece bu şartı koyan çırantaya karşı rücü haklarını kaybeder.
Poliçede Kabulün Niteliği
Poliçenin kabulü ile muhatap, hamile ve düzenleyene karşı poliçe hukukuna göre sorumluluk altına girmiş olmaktadır. Bununla birlikte, muhatabın düzenleyene karşı karşılık ilişkisinden doğan talepleri ise, özel hukuk niteliğindedir.
Muhatabın ve aynı şekilde düzenleyenin yükümlülüğünün doğabilmesi için aşağıdaki iki şartın gerçekleşmesi gerekir:
Geçerli Bir Poliçe Olmalıdır
Geçerli bir kabul beyanı için öncelikle kanunen geçerli olan bir poliçe ve poliçe ile sorumlu tutulmaya ilişkin maddi şartların varlığı gerekir. Senedin ancak düzenleyene ait olduğu kabul edilebiliyorsa, o poliçe metni itibariyle sorumludur. Bunun için;
- Düzenleyen bizzat poliçeyi düzenlemiş olmalıdır.
- Düzenlenen senet, niteliği itibariyle düzenleyen tarafından objektif şekilde poliçe olarak biliniyor olmalıdır.
- Düzenleyen işlem ehliyetine sahip olmalıdır.
Poliçe Kabule Arz Edilmiş Olmalıdır
Poliçe yükümlülüğünün ortaya çıkması için, senedin düzenlenmesinde olduğu gibi, kabulü için de hamil ile muhatap arasında geçerli bir teslim sözleşmesinin varlığı şarttır.
Poliçe Kabul Edilmezse Ne Olur?
Poliçe muhatabına usulüne uygun olarak kabule arz edilip, kabul olunmamışsa, poliçedeki ikinci derecedeki borçluları müteselsil olarak sorumludurlar. Bunlar, düzenleyen, cirantalar ve avalistlerdir.
Poliçenin vadeden önce kabulü için ve kabul halinde ödeme için ilk başvurulacak kişi muhataptır. Dolayısıyla muhatap poliçeyi kabul ettiği takdirde asıl borçlu olmakta; düzenleyen, ciranta, avalist ve poliçe ile sorumluluk altına girmiş diğer kimseler ikinci derecede sorumlu olmaktadırlar.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN