İcra Hukuku - İflas Hukuku

İcra ve İflas Hukukunda Takip Yolları

İcra Takip Yolları Nelerdir?

İcra ve İflas hukukunda 3 tür takip yolu öngörülmüştür: haciz, iflas ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip. İflas yolu ile takip, takipli iflas şeklinde olabileceği gibi takipsiz iflas şeklinde de olabilir. Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip, taşınır rehnin paraya çevrilmesi ve taşınmaz rehnin paraya çevrilmesi yolu olarak ikiye ayrılmaktadır. Haciz yolu ile takip ise ilamlı ve ilamsız icra takibi olmak üzere iki çeşittir.

Haciz Yolu İle Takip

Haciz yolu ile takip; alacaklı veya alacaklıları tatmin etmek amacıyla başlatılan takip yoludur. Haciz yolu ile takip iki şekilde başlatılabilir: ilamsız takip, ilamlı takip. İlamsız takip türleri ise 4 tanedir. Bunlar: genel haciz yolu ile takip, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip, kiralanan taşınmazların tahliyesine özgü takip ve abonelik sözleşmesine özgü haciz yolu ile takiptir.

İlamsız Takip

İlamsız takip, para ve teminat alacaklarının tahsili veya kiralanan taşınmazların tahliyesini sağlamak amacıyla başlatılmaktadır. Yabancı devlet aleyhine ilamsız takip yoluna başvurulamaz. Bunun yanında idari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamaz.

İcra ve İflas Kanunu 42. maddesi, ilamsız takip konusunu düzenlemektedir. “Madde 42 – Bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesine dair olan cebri icralar takip talebiyle başlar ve haciz yolu ile veya rehnin paraya çevrilmesi yahut iflas suretiyle cereyan eder.” Buradaki takip yollardan birini seçen alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere harç ödemeksizin takip yolunu değiştirebilir.

Elinde ilam bulunan alacaklı, ilamsız takip yoluna başvuramaz. Bu husus, yerleşik Yargıtay kararları ile de sabittir. Yargıtay Genel Kurulu 17. Hukuk Dairesi “İlamların genel haciz yolu ile ilamsız takibe konu edilmesinin icra hukukuna ve yargılama tekniğine uygun düşmediği, bu yola başvurmakta alacaklının hukuki yararının bulunmadığı gibi borçlunun hukuki durumunun ağırlaştırıldığı ve taraflar arasındaki menfaatler dengesinin bozulduğu sonucuna varılmış ve içtihatların, ilama dayalı bir alacağın ilamsız takip konusu yapılamayacağı yönünde birleştirilmesine karar verilmiştir.”

İlamsız Takip

Yetkili İcra Dairesi

İcra ve İflas Kanunu 50. Maddesinde yetki ve yetki itirazları düzenlenmiştir. “Yetki ve itirazları: Madde 50 – (Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.) Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.

Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.”

İİK 50. Maddesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun kıyas yolu ile uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Bu bakımdan HMK hükümleri uyarınca genel yetki kuralı, İİK bakımından da geçerlilik kazanacaktır. HMK 6. Maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.

Birden fazla borçlu varsa bunlardan birinin yerleşim yerinde takip başlatılabilir. Bunların yanında sözleşmenin kurulduğu yer icra dairesi veya sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de özel yetki kuralıdır. İcra ve İflas Kanunu 50. Maddesine göre; takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Ayrıca HMK madde 10 gereği sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.

Sonuç olarak icra dairesinin yetkisi;

  • Borçlunun yerleşim yer icra dairesi,
  • Birden fazla borçlu var ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra dairesi,
  • Sözleşmenin kurulduğu yer icra dairesi,
  • Sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi yetkili olacaktır.

Yetkisiz İcra Dairesinde Takip Başlatılması

İcra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığı için re’sen gözetilmemektedir. Borçlu, ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra icra dairesinin yetkisine itiraz etmelidir. Aksi takdirde yetkisiz icra dairesi, yetkili hale gelecektir. Ayrıca icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından, taraflar anlaşarak yetkili icra dairesini belirleyebilirler. Yetki sözleşmesi ile birden fazla icra dairesi yetkili kılınabilmektedir. Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları ise şunlardır:

  • Yetki sözleşmesinin tarafı tacir veya kamu tüzel kişisi olmalıdır.
  • Yetki sözleşmesinin konusu tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir hak olmalı ve kesin yetki durumu söz konusu olmamalıdır.
  • Yetki sözleşmesi yazılı yapılmalıdır.
  • Hukuksal ilişki belirli veya belirlenebilir olmalıdır.
  • Yetkili kılınan icra dairesi veya dairelerinin gösterilmesi gerekmektedir.

Yetki İtirazı Nereye Yapılır?

İcra dairesinin yetki itirazı, icra dairesine yapılmalıdır. İcra dairesi kendiliğinden yetkisizlik kararı veremez. İİK 50. Maddesine göre; “Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.”

Yani borçlu, icra dairesinin yetkisine itiraz edecekse bu itirazını 7 günlük itiraz süresi içinde ve esas hakkındaki itirazlarla birlikte yapmalıdır. Borçlu, yetki itirazında bulunurken hangi icra dairesinin yetkili olduğunu açıkça bildirmek zorundadır. Aksi takdirde yetkiye itiraz etmemiş sayılacaktır. 7 günlük itiraz süresi içerisinde yetkiye itiraz edilirse, takip kendiliğinden durmaktadır.

Alacaklı, borçlunun yetki itirazını kabul etmez ise yetki itirazının kaldırılması için;

  • Borçlu hem yetki hem de esas hakkında itirazda bulunmuşsa, alacaklı genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilir. Bunun dışında, icra mahkemesinden itirazın kaldırılması talebinde bulunabilir.
  • Borçlu yalnızca yetki itirazında bulunmuşsa itirazın kaldırılması yoluna başvurabilir. Salt yetki itirazının kaldırılması için genel mahkemelerde itirazın iptali davası açılamaz.

İcra mahkemesi tarafından, yetki itirazı yerinde bulunursa alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verir. Ödeme emrinin iptaline ve takip dosyasının istem üzerine yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verir. Ancak alacaklı 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep etmez ise takip yapılmamış sayılır.

İcra mahkemesi, borçlunun yetki itirazını yerinde bulmazsa yetki itirazının reddine karar verir. Borçlu yalnızca yetkiye itiraz etmiş ise icra takibi kesinleşir ve alacaklı haciz talep edebilir. Ancak borçlu hem esas hem de yetkiye itiraz etmiş ise esasın incelenmesine geçilir.

 

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Zehra ATASEVER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu