Ceza Hukuku

Zincirleme Suç Nedir?

Zincirleme suç ya da müteselsil suç, bir suçun aynı kişiye farklı zamanlarda birden fazla kez işlenmesi veya tek bir fiille aynı suçun birden fazla kişiye karşı işlenmesidir. Örneğin, bir hırsızın farklı zamanlarda aynı eve girerek aynı kişiye karşı birden fazla hırsızlık suçunu işlemesi halinde zincirleme suçunun varlığı kabul edilir. Başka bir örnek olarak, hakemin tribündeki seyircilere yönelip küfür ederek hakaret suçu işlemesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır.

Zincirleme Suç (Müteselsil Suç) Hükümlerinin Uygulanma Şartları

Zincirleme suç (müteselsil suç), TCK m.43’de düzenlenmiştir. Madde metninden hareketle zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarını şöyle sıralayabiliriz:

  1. İlk olarak, bir suç işleme kararının varlığı ve işlenen suçların bu karar kapsamında yer almasıdır.
  2. Daha sonra aynı kişiye karşı aynı suçun değişik zamanlarda işlenmesi gerekmektedir. (TCK m.43/1)
  3. Bir başka şart olarak aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek fiille işlenmesidir. (TCK m.43/2)

Zincirleme Suç Hükümleri Hangi Suçlarda Uygulanmaz?

Zincirleme suç hükümlerinin istisnası TCK m.43/3’de düzenlenmiştir. Buna göre, Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.

Özel veya Resmi Evrakta Sahtecilik Suçunda Zincirleme Suç

TCK m.43/1’de; “Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre resmi belgede sahtecilik suçu ile özel belgede sahtecilik suçunun temel şekli aynı kabul edildiği takdirde, her iki suçun birlikte işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümleri uygulanarak tek ceza verilerek ceza miktarında artırım yapılmalıdır.

Özel veya Resmi Evrakta Sahtecilik

Sahte Fatura Düzenleme ve Kullanma Suçunda Zincirleme Suç

Sahte fatura düzenleme ve kullanma suçunda, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma kabiliyeti vardır. Ancak bu suçlardaki zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasında sınır, aynı vergi dönemine ilişkin olmasıdır. Yani aynı vergilendirme dönemine ait sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında zincirleme suç hükümleri uygulanarak tek ceza verilirken, farklı vergilendirme dönemine ait faturalar için ayrı ayrı cezalar verilecektir.

Parada Sahtecilik Suçunda “Zincirleme Suç”

Parada sahtecilik suçu, TCK m.167’de “Memlekette veya yabancı ülkelerde kanunen tedavülde bulunan parayı, sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişi, iki yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Parada sahtecilik suçunun unsurlarına bakıldığında birden fazla hareket tanımlanmıştır. Bu hareketlerin beraber işlenmesi halinde tek bir suç için tek bir ceza verilerek zincirleme suç hükümleri uygulanmayacaktır. Ayrıca suçun, sahte parayı tedavüle koymak suretiyle işlenmesi halinde süreklilik arz eden bir suç olacağı için paranın tedavülde kalmaya devam ettiği zamanlar açısından da tek bir suçun varlığından bahsedilecek ve zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak ceza verilecektir.

Hırsızlık Suçunda Zincirleme Suç

Hırsızlık suçunun aynı kişiye karşı farklı zamanlarda birden fazla kez işlenmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanır. Ayrıca tek bir fiille birden fazla kişiye karşı işlenmesi halinde de zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır. Ancak ikinci durumda failin hırsızlık suçunu birden fazla kişiye karşı işlediğini bilmeli veya bilebilecek durumda olmalıdır. Aynı konut içerisindeki hırsızlığa konu eşyanın üzerinde birlikte veya ayrı ayrı zilyetlik olmasına göre de ayrım yapılmalıdır.

…Geceleyin bir konuta girmek suretiyle işlenen hırsızlık suçunda suçun konusunu oluşturan eşyalardan bir kısmının bayan ziynet eşyası, bir kısmının ise, ceket cebinden alınan cüzdan ile içindeki para ve çeklerden ibaret olması halinde; suçun konusunu oluşturan ziynet eşyalarının bir hanımefendiye, cüzdan ile içindeki para ve çeklerin ise bir beyefendiye ait olduğu ve dolayısıyla, birden fazla kişiye karşı hırsızlık suçunun işlendiği düşünülebilir. Ancak, bu gibi durumlarda, bir hırsızlık suçunun işlendiğinin kabulü gerekir; TCK’nın 43. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükümlerinin uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır.

Bütün bu açıklamalarımızdan çıkan sonuç şudur: Bir konuta girerek işlenen hırsızlık suçu örneğinde, konut içinde bulunan eşyalar üzerinde konutta bulunan bütün kişiler (aile bireyi olsun veya olmasın) müşterek zilyed konumunda olduğu için, bir hırsızlık suçunun işlendiğini kabul etmek gerekir.

Başka bir deyişle, bu gibi durumlarda, birden fazla kişinin mağrur edildiği düşüncesinden hareketle, mağdur sayısınca suçun oluştuğunu ve dolayısıyla, gerçek içtima hükümlerinin uygulanması gerektiği sonucuna varılamaz ve keza; bir fiille aynı suçun birden fazla kişiye karşı işlendiği düşüncesiyle TCK’nın 43. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükümleri gereğince hırsızlık suçundan dolayı verilmesi gereken cezanın artırılması yoluna gidilemez

Somut olayımızda ise; aynı zamanda, maden ocağına ait işçilerin soyunma odası olarak kullandıkları kilitli olmayan prefabrik yapı içindeki aynı odada olan ve kilit altında bulunmayan 5 ayrı pantolon ya da mont cebinden ya da cüzdan içinden, 5 ayrı mağdura ait cep telefonu ve paranın çalınması karşısında failin hareketlerini bir bütün olarak tek bir fiil olarak kabul etmek gerekirse de, müşterek zilyedlik durumu bulunmadığı cihetle bir fiil ile kanunun aynı hükmünün birden fazla ihlal edildiğini, yani TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenen aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerektiğini, kabul etmek gerekir.

(Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/13-303E. 2013/296K.).

Hırsızlık Suçunda Zincirleme Suç

İddianamenin Düzenlenmesi ve Hukuki Kesinti

İddianamenin düzenlenmesiyle devam eden olaylar açısından bir hukuki kesintinin meydana geldiği kabul edilir. Bunun sonucu olarak iddianame düzenlenmeden önce işlenen suçlar ve düzenlendikten sonra işlenen suçlar açısından zincirleme suç hükümleri uygulanamayacaktır.

Kesinleşen Dava Dosyasında Zincirleme Suç Hükümleri Nasıl Uygulanır?

Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında 30/10/2016 ve 03/11/2016 tarihlerinde iki kez “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu işlediği ve bunların “zincirleme suç oluşturduğu” anlaşıldığından, davaların birleştirilmesine karar verilerek, tek bir kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet kararı verilip zincirleme suç hükümleri uygulanması gerektiği gözetilmeden, ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olup, İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2017 tarihli ve 2016/891 esas, 2017/548 sayılı kararının istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiş olduğu, bu nedenle kanun yararına bozma incelemesine konu edilmesine kanuni imkan bulunmadığı dikkate alındığında, suçların “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlenip işlenmediğinin ve buna bağlı olarak belirtilen suçların zincirleme suç oluşturup oluşturmadığının tartışılarak belirlenmesi, zincirleme suç oluşturduğunun saptanması durumunda, bunlardan en ağır sonuç doğuran suç esas alınarak tayin edilecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK’nın 43. maddesi gereğince artırılmasına ve böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunması”, aksi halde “ek ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde” zorunluluk bulunması, nedeniyle, İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/10/2017 tarihli ve 2017/36 esas, 2017/879 sayılı kararına karşı, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdirinin sağlanması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 10. CD 2021/13927E. 2021/13191K.)

Zincirleme Suçlarda Artırım Oranındaki Çelişki

TCY.nın 106/1-1. madde ve fıkrasına göre uygulama yapılırken temel cezanın sanığın iyi halli olduğu gerekçesiyle takdiren alt sınırdan belirlenmesine karşın, aynı Yasanın 43.maddesi uyarınca zincirleme suç nedeniyle artırım yapılırken alt sınırdan uzaklaşılarak ve gerekçesi gösterilmeden çelişkiye yol açılması, bozmayı gerektirdiğinden hükmün bozulmasına oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 4. CD 2009/7330E. 2011/6893K.)

Zincirleme Suçta “Değişik Zaman” ve “Aynı Zaman” Kavramları

Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için farklı zamanlarda işlenen suçların varlığı koşulunu yukarıda belirtmiştik. Buradaki farklı zaman ve aynı zaman kavramları Kanun’da tanımlanmadığından yorumlanmaya muhtaçtır.

Örnek vermek gerekirse, peş peşe edilen hakaret içerikli sözler tek bir fiil kabul edilerek aynı zamanda işlendiği kabul edilmeli ve zincirleme suç hükümleri uygulanmadan tek bir ceza verilmelidir. Aynı şekilde hırsızın evdeki eşyayı çalması ve evdeki bulduğu araba anahtarını garajdan çalması fiilleri de tek bir cezayı gerektirir.

Ancak gündüzleyin bina içinden mağdura ait cep telefonu ve araç anahtarının çalınması, aynı günün gecesinde de; gündüz çalınan anahtarla mağdurun otomobilinin çalınma arasında zaman farkı bulunduğundan zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir.

Zincirleme Suç (TCK 43) Nasıl Uygulanır?

TCK m.43’de düzenlenen zincirleme suç hükümleri uygulanması için,

  1. İlk olarak, bir suç işleme kararının varlığı ve işlenen suçların bu karar kapsamında yer alması,
  2. Daha sonra aynı kişiye karşı aynı suçun değişik zamanlarda işlenmesi,
  3. Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek fiille işlenmesi şartları aranır.

Bu suretle birden fazla suç olsa bile yukarıdaki şartlar var ise tek bir ceza verilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır.

Propagandanda Suçunda Zincirleme Suç

Aynı suç işleme kararı kapsamında olmak koşuluyla, bir terör örgütünün propagandasını değişik zamanlarda yapmak suçunda da zincirleme suç hükümlerini uygulanarak ceza verilebilir.

 

Av. Mehmet Ali YILDIRIM & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu