İçtihatlar

Ticari İlişki Olmadan Alınan Çek

Alacaklı ile borçlu arasında ticari ilişki olmadan alınan çek, kambiyo vasfı taşımaz.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi

Esas: 2019/4768, Karar: 2020/2474, K. Tarihi: 10.03.2020 

TTK’nın 780. maddesine göre, çekin temel unsurları belirli bir bedelin ödenmesi için bir havaleyi içermelidir. Çek üzerindeki ifade, genellikle “ödeyiniz” kelimesiyle belirtilir ve bu, muhatap bankaya bir ödeme talimatıdır. Ayrıca, çekin belirli bir bedeli kayıtsız ve şartsız içermesi gerekmektedir.

Çek üzerinde herhangi bir şart veya koşul olması, çeke geçersizlik kazandırabilir. Bu, çekin hızlı bir şekilde ödenmesini ve tedavül edebilir olmasını sağlamak amacı taşır. rneğin, çek üzerinde “hisse devrinin teminatıdır” veya “inşaat bitiminde ödenecektir” gibi şartlar bulunuyorsa, bu şartlar çekin kayıtsız şartsız ödeme emrini ortadan kaldırır.

Çek, şartsız bir şekilde belirli bir bedeli içermediği sürece çek vasfını yitirebilir. Ancak, çekin keşidecisi ve lehtarı arasında ödeme koşullarını belirleyen ayrı bir sözleşme olsa bile, bu koşullar çek üzerinde yer almadığı sürece çek kayıtsız şartsız bir ödeme emri olarak kabul edilir. Sonuç olarak, çek üzerinde ödemeyi şarta bağlayan bir beyan bulunmuyorsa, çekin kayıtsız şartsız bir ödeme emri içerdiği kabul edilir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/4768 Esas, 2020/2474 Karar sayılı ve 10.03.2020 tarihli ilamında; alacaklı ile borçlu arasında ticari ilişki olmadan alınan çek, kambiyo vasfı taşımayacağı içtihat edilmiştir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi

Esas: 2019/4768, Karar: 2020/2474, K. Tarihi: 10.03.2020

“İçtihat Metni”

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı itirazında, sair itirazları ile birlikte, takibe konu çeki bedelsiz ve zorla imzaladığını, gasp ve tehdit baskısı ile çeki imzaladığını Küçükçekmece C. Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu belirterek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece istemin reddine karar verildiği , borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.

6102 Sayılı TTK m.780/1-b ve 781/1 maddeleri gereğince, çekin kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi unsurunu içermesi ve illetten mücerret olması gerekir.

… 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/630 Esas sayılı dosyasının 24.01.2019 tarihli 1. celsesinde alacaklı …’ın “…müşteki (…) yanımızda iki adet 1.200.000 TL.’lik çeki keşide ederek bana verdi…Benim müşteki ile hiç bir ticari ilişkim olmamıştır, olaydan önce kendisini tanımıyordum, çekleri benim adıma düzenlettirmemin nedeni, çekleri kendim teslim almaya gitmem ve telefon ile kardeşimi arayarak kendim teslim aldığım için adıma yazdırmanın daha doğru olacağını…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.

TTK’nun 780/1. maddesinin (b) bendinde çekin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi içermesi gerektiği, 781. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin çek sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. Alacaklının çekin lehtarı, borçlunun çekin keşidecisi olduğu görülmüş, alacaklının ceza dosyasındaki beyanında açıkça borçlu ile aralarında hiçbir ticari ilişki olmadığını, borçluyu tanımadığını ikrar ettiği göz önünde bulundurulduğunda bu durumda çek kayıtsız ve şartsız bir ödeme vaadini içermediğinden kambiyo vasfı taşımayan bu belge nedeniyle borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılması mümkün değildir.

O halde, ilk derece mahkemesince, istemin kabulü ile İİK’nun 170/a-2.maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi ve kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi, isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile, … Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 14.11.2018 tarih ve 2018/918 E.-2018/2110 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA ve … 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 22.12.2017 tarih ve 2017/849 E.-2017/991 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu