İçtihatlar

Ücretinin 20 Gün Geciktirilmesi Nedeniyle İş Akdini Fesheden İşçi

Ücretinin 20 gün geciktirilmesi nedeniyle iş akdini fesheden işçinin yaptığı fesih haklı nedene dayanmakta olup bu hususta işverenin ödeme güçlüğü içerisinde olması feshin haklılığını ortadan kaldırmaz.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

Esas: 2022/17003, Karar: 2023/341, K. Tarihi: 12.01.2023

Taraflardan birinin, haklı bir nedenin varlığı durumunda iş sözleşmesini derhal sona erdirmesine haklı nedenle fesih denir. İlgili taraf fesih iradesini karşı tarafa bildirirse sözleşme bildirim anında derhal sona erer. Haklı nedenle fesih sebepleri şunlardır;

Sağlık nedenleri; iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılmasının işin niteliğinden doğan bir nedenle işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olması, işveren veya başka bir işçinin bulaşıcı veya işçinin işçi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulması.

Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri; işverenin işçiyi yanıltması, işverenin işçiye veya ailesine karşı şeref ve haysiyete uygun olmayan davranışlarda bulunması veya işçiye cinsel tacizde bulunması, işverenin işçiye veya ailesine karşı sataşmada bulunması, gözdağı vermesi, onları kanuna karşı davranışa özendirmesi, onlara karşı suç işlemesi veya işçi hakkında ithamda bulunması işverenin, işçiyi cinsel tacize karşı korumaması işverenin, işçinin ücretini eksik ödemesi veya hiç ödememesi, işverenin işçiye az iş vermesi, işverenin çalışma koşullarını uygulamaması.

Zorlayıcı nedenler; işçinin çalıştığı işyerinde 1 haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı nedenler ortaya çıkarsa işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Zorlayıcı neden; işverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumları ifade eder.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2022/17003 Esas, 2023/341 Karar sayılı ve 12.01.2023 tarihli ilamında; ücretinin 20 gün geciktirilmesi nedeniyle iş akdini fesheden işçinin yaptığı fesih haklı nedene dayandığı, bu hususta işverenin ödeme güçlüğü içerisinde olmasının feshin haklılığını ortadan kaldırmayacağı içtihat edilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas: 2022/17003, Karar: 2023/341, K. Tarihi: 12.01.2023

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … sözleşmesini … 17. Noterliğinin 24.05.2019 tarihli ihtarnamesi ile 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendine göre ücretinin ödenmemesi sebebiyle haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; süreklilik arz etmeyen, kısa süreli gecikmelerin işçiye haklı nedenle fesih hakkı verilmeyeceği hususunun Yargıtay uygulaması ile belirlendiğini, davacının izin ücretinin tamamının 30.05.2019 tarihinde ödendiği, davacının proje yöneticisi olarak çalıştığı ve kendi mesaisini kendisinin belirlediğini, davalı Şirkette fazla çalışma yapılmadığını kaldı ki fazla çalışma yapılsa dahi taraflar arasındaki … sözleşmesinin \”Ücret\” başlıklı 5 inci maddesine göre 4857 sayılı Kanun’da öngörülen fazla çalışma süresi içerisinde yapılan çalışmaların işçinin ücretine dâhil olduğunu, davacının … sözleşmesinin 6.3. maddesine göre işverenin yazılı talimatı üzerine fazla çalışma ve … bayram genel tatil günlerinde çalışma yapabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacının … sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, Nisan 2019 dönemine ait ücretin … sözleşmesinin feshinden 5 gün sonra 28.05.2019 tarihinde ödendiği, davacının daha önceki aylara ilişkin ücretlerinin ayın başında ödendiği, dolayısıyla Nisan ayı ücretinin Kanunda öngörülen 20 günlük süreden sonra ödenmesi nedeniyle davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, davacının 46 günlük bakiye izin süresinin olduğu, fazla çalışma ücretinin de ispatlanmaması nedeniyle reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ücretinin ödenmesinde sadece bir kereye mahsus bir gecikme yaşandığını, davacının bu gecikmeyi bahane ederek yaptığı feshin haklı fesih olmadığı, yerleşik Yargıtay uygulamasıyla süreklilik arz etmeyen, kısa süreli gecikmelerin işçiye haklı nedenle fesih hakkı vermeyeceğinin kabul edildiğini, kanunun işçiye ücretinin 20 gün gecikmesi hâlinde, fesih değil ancak … görme yükümlülüğünden kaçınma hakkı verdiğini, davalı Şirketin ülke çapında yaşanan ekonomik daralma nedeniyle kamu kurumları ve özel firmalardan alacaklarını tahsil edemediğini, bu nedenle 2019 yılının Nisan ayına ait ücretlerin ödenmesinde bir kereye mahsus bir gecikme yaşandığını, çalışanlara hem sözlü olarak hem de gönderilen e-posta ile durumun açıklandığını, davalı Şirketin 27.05.2019 tarihinde alacaklarının bir kısmını tahsil eder etmez aynı gün derhâl ücretleri yatırdığını, hatta bir sonraki ayın ücretini de olası mağduriyetleri gidermek için vaktinden önce yatırdığını, davacının ihtarnamesinin, davalı Şirkete ücretlerin ödendiği gün tebliğ edildiğini, davacı, ücretinin geç ödenmesi nedeniyle değil, davalı Şirkette yaptığı işi kendi kuracağı ekiple kendi adına yapmak için istifa ettiğini, davacının kıdemine göre 370 gün izne hak kazandığını, dosyada mevcut izin formlarına göre 378 gün yıllık izin kullandığı, ayrıca kendisine … sözleşmesi sonunda 20 günlük izin ücreti ödendiğini, kullandığı ve ücretini aldığı izinlerin toplamı 398 gün olmasına rağmen davacı lehine 46 günlük yıllık izin ücretine hükmedildiğini, bu konuda bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların Mahkemece dikkate alınmadığı, yıllık izin alacağı bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında yapılan … sözleşmesinde ücretin ödenme zamanı ile ilgili hüküm bulunmadığı, banka kayıtlarına göre davacının aylık ücretinin ayın ilk haftası içinde ödendiği, davacının 2019 yılı Nisan ayına ilişkin ücret ödemesinin … sözleşmesinin feshedildiği 27.05.2019 tarihinde yapıldığı, Nisan ayı ücretinin geç ödenmesi nedeniyle davacının … sözleşmesinin feshinde haklı olduğu, davalı tarafça dosyaya sunulan yıllık izin formlarının incelenmesi neticesinde davacıya kullandırıldığı ispat edilemeyen bakiye 46 gün yıllık izninin olduğu yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararının da yerinde olduğu tespiti gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekilince temyiz dilekçesinde; 4857 sayılı Kanun’da işçinin haklı nedenle fesih sebeplerinin sınırlı sayıda belirlendiği ve bu nedenler arasında, işçinin ücretinin geç ödenmesi hâlinin olmadığı, yerleşik Yargıtay içtihatları ile süreklilik arz etmeyen, kısa süreli gecikmelerin işçiye haklı nedenle fesih hakkı vermeyeceği, bu durumun dürüstlük kuralına aykırılık arzettiği, davacının asıl niyetinin aynı anda işten ayrılan 5 kişiyle birlikte ekip kurarak müvekkili Şirketin müşterileriyle doğrudan çalışmak olduğu, bu nedenle kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağının reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, işçi tarafından haklı fesih iddiasının ispatı ile kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun’un 24, 32, 59 ve 120 nci maddeleri, mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu