Tasarrufun İptali Davası Nedir?
Tasarrufun iptali davası, borçlunun üçüncü kişilerle yapmış olduğu ve alacaklısına zarar veren, temelde mal kaçırma amacı güden işlemlerin, davacıya karşı, alacağı ölçüsünde etkisiz kalmasını sağlayan davadır.
Tasarrufun iptali davalarının amacı, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyi niyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya alacağın tahsilini sağlamaktır.
Tasarrufun İptali Davasının Hukuki Niteliği
Tasarrufun iptali davası kişisel bir davadır. Tasarrufun iptali davası sonucunda malın mülkiyeti el değiştirmez. Alacaklı, dava konusu mal borçlunun mülkiyetinden hiç çıkmamış gibi, bu malı haczettirip satarak satış bedelinden alacağını alır.
Tasarrufun iptal davası da bir edim davasıdır. Zira alacaklı bu davayla kendisine cebri icra yoluyla satılan mal üzerinden alacağı oranında para verilmesini istemektedir.
İptal davasına konu olan işlemler, yok hükmünde ya da batıl değil, hukuken geçerli işlemlerdir. Bu davada, iptal kararı verilmesiyle dava konusu işlemler geçersiz hâle gelmez.
Tasarrufun İptali Davasının Konusu
Tasarrufun iptali davasının konusu, iptale tabi işlemle borçlunun üçüncü kişiye devretmiş olduğu mal veya hak üzerinde, davacı alacaklının cebri icra yoluyla hakkını alma yetkisini elde etmesidir.
Bir işlemin tasarrufun iptali davasının konusunu oluşturabilmesi için iki koşulu bir arada taşıması gerekir. Bu koşullar aşağıda sayılmıştır:
- Hukuken geçerli bir işlem olması.
- İşlemin, tasarruf işlemi niteliğinde olması.
İptale tabi işlemlerin tümünde borçlunun kötü niyeti aranmamıştır. Kanun tarafından uygun bulunmayan, borçlunun mal varlığı ve borç durumu ile orantılı olmayan işlemler de tasarrufun iptali davasının konusunu oluşturmaktadır.
İptale Tabi Tasarruflar Nelerdir?
Aşağıda hangi tasarrufların iptale tabi olduğu belirtilmiştir:
Karşılıksız Kazandırmalar
Alışılmış hediyeler dışında, hacizden, haczedilecek mal bulunmaması durumunda aciz belgesi verilmesi tarihinden veya iflasın açılmasından önceki iki yıl içinde yapılmış karşılıksız kazandırmalar iptale tabidir.
Evlenme, doğum günü, sünnet, bayram gibi nedenlerle alınan hediyeler iptale tabi değildir.
Bütün bağışlamalar iptale tabidir. Kanun koyucu, aşağıdaki işlemleri bağışlama gibi kabul ederek iptale tabi kılmıştır:
- Altsoy arasında, evlat edinen ile evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar,
- Sözleşmenin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği sözleşmeler,
- Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir kişi menfaatine ömür boyu gelir ve intifa hakkı tesis ettiği sözleşmeler ve ölünceye kadar bakma sözleşmeleri.
Aciz Halinde Yapılan Bazı Tasarruflar
Aşağıdaki tasarruflar borcunu ödemeyen bir borçlu tarafından hacizden veya mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde yapılmış olması şartıyla iptale tabidir:
- Borçlunun teminat göstermeyi önceden taahhüt etmiş olduğu haller hariç olmak üzere, borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler,
- Para veya alışılmış ödeme araçlarından başka bir şekilde yapılan ödemeler,
- Vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler,
- Kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhler.
Zarar Verme Kastından Doğan Tasarruflar
Mal varlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafça bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu durumlarda iptale tabidir.
Bunun için, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.
Zarar Verme Kastı Neye Göre Belirlenir?
Zarar verme kastının saptanmasının güç olması nedeniyle kanun koyucu zarar verme kastıyla yapılan işlemlerde iki karine kabul etmiştir:
İşlemin diğer tarafı olan kişinin borçlunun; karı veya kocası, alt veya üstsoyu, üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısımlarından biri, evlatlığı veya evlat edineni olduğu takdirde borçlunun mali durumunu ve alacaklılarına zarar verme kastını bildiği karine olarak varsayılır.
Bir ticari işletmenin veya iş yerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya önemli bir kısmını edindikten sonra o işyerini fiilen de devralarak işletmeye başlayan kişinin, borçlunun alacaklılarına zarar verme kastını bildiği ve borçlunun da bu durumlarda zarar verme kastıyla davrandığı kabul olunur.
Tasarrufun İptali Davasının Şartları
Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için bazı koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekir. Bu koşullar aşağıda sayılmıştır:
- Davacının borçluda gerçek bir alacağının bulunması gerekir.
- Alacağın kesinleşmiş olması gerekir.
- Borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması gerekir.
- İşlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekir.
- Borçlu hakkında alınmış bir aciz belgesi bulunmalıdır.
Tasarrufun İptali Davasında Usul
Tasarrufun iptali davası, basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme, bu davalara ilişkin uyuşmazlıkları durum ve koşulları göz önünde tutarak serbestçe takdir eder ve hükme bağlar.
Tasarrufun iptali davaları nisbi karar ve ilam harcına tabidir.
İptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının istemi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Davacı bu davayı açmadan önce ve dava sırasında ihtiyati haciz isteyebilir. İhtiyati haciz, yalnızca iptale tabi işlemin konusu olan mal üzerinde istenebilir. İhtiyati haciz kararı alabilmek için teminat göstermek zorunlu değildir.
Tasarrufun İptali Davasında Taraflar
Hacizdeki tasarrufun iptali davasında davacı, elinde geçici veya kesin aciz belgesi olan alacaklıdır.
İflastaki tasarrufun iptali davasını, iflas idaresi açar. Ancak iflas idaresi, bu yetkiyi dava açmak isteyen alacaklıya devredebilir.
Hacizdeki tasarrufun iptali davasında davalı, borçlu ve borçlu ile hukuksal işlemde bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerdir. Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
İflastaki tasarrufun iptali davasında davalı, yalnızca, lehine işlem yapılan üçüncü kişidir. İflasta, borçluya karşı iptal davası açılmaz.
Tasarrufun İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Tasarrufun iptali davasında yetkili mahkeme genel hükümlere göre belirlenir. Genel yetki kuralı gereğince davanın, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir.
Davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.
Yetki itirazı en geç dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık cevap süresi içerisinde yapılması gerekir.
Tasarrufun iptali davasında görevli mahkeme, genel mahkemelerdir. İstihkak davasına karşı dava olarak açılan iptal davası genel mahkemelerde değil, icra mahkemesinde görülür.
Tasarrufun İptali Davasının Sonuçları Nelerdir?
Hacizde, davacı alacaklı tasarrufun iptali davasında haklı çıkınca üçüncü kişiye geçen mülkiyet, tasarrufun iptaline karar verilmesi ile borçluya geri dönmez; üçüncü kişi malın maliki olarak kalmaya devam eder.
Alacaklı, hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa davalı üçüncü kişi üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. Davacı, davanın konusu taşınmazsa davalı üçüncü kişi üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir.
İflasta, iflas idaresi veya alacaklı tasarrufun iptali davasında haklı çıkarsa dava konusu mal iflas masasına alınır; iflas idaresi tarafından satılır ve satış parası tüm alacakların ödenmesine ayrılır.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Mehmet Can CİVAN