Medeni Usul Hukuku

Hukuk Muhakemelerinde Taraf ve Dava Ehliyeti

Hukuk Muhakemelerinde taraf ve dava ehliyeti HMK 50 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

Taraf Ehliyeti

Davada taraf olma ehliyetidir.Yargılamanın öznesi olma ,yargılama hukukundan yararlanabilme ehliyetidir. Taraf ehliyeti ,maddi hukuktaki hak ehliyetinin ,usul hukukundaki karşılığıdır.

Hak ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Taraf ehliyeti dava koşuludur. Mahkeme bu hususu resen gözetmek zorundadır. Taraf ehliyeti göz ardı edilerek mahkemenin karar vermesi durumunda hüküm hukuksal sonuç doğurmaz. Medeni hukukta hak ehliyetine sahip kimseler, usul hukukunda taraf ehliyetine sahiptir. Bazen hak ehliyetine sahip olunmadan da taraf ehliyetine sahip olunabilir.

Gerçek Kişiler

Gerçek kişiler, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren hak ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir. Ölüm ile kişilik son bulur ve taraf ehliyeti sona erer.Bu nedenle ölmüş kişiye dava açılamaz.

Dava açıldıktan sonra taraflardan birisi ölürse davaya devam edilip edilemeyeceği davanın yalnızca öleni ilgilendiren bir dava olup olmamasına göre değişir.

  • Yalnızca öleni ilgilendiren davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır.
  • Yalnızca öleni ilgilendirmeyip mirasçıların mal varlığı haklarını ilgilendiren davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Ölenin yasal mirasçıları, davaya zorunlu dava arkadaşı olarak devam edebilir.

Tüzel Kişiler

Kişi ve mal toplulukları tüzel kişilik kazandıktan sonra sahip olurlar.Böylelikle insana özgü niteliğe bağlı olanlar dışındaki tüm hak ve borçlara sahip olurlar.Tüzel kişiler hak ehliyetine sahip olduğundan, taraf ehliyetine de sahiptirler.

  • Özel hukuk tüzel kişilerinin taraf ehliyeti vardır.
  • Kamu tüzel kişilerinin taraf ehliyeti vardır. Ancak; mahallelerin kamu tüzel kişiliği yoktur.

Tüzel Kişiliği Olmayan Topluluklar

Bunların dolaylı olarak taraf ehliyeti de bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği olmayan toplulukların başında adi ortaklık ve miras ortaklığı gelmektedir.

Dava Ehliyeti

Genel Olarak;

Dava ehliyeti, bir davayı yürütebilme, usuli işlemler yapabilme ehliyetidir. Medeni hukuktaki fiil ehliyetinin usul hukukundaki karşılığıdır.

Geçek Kişiler

Tam Dava Ehliyeti

Fiil ehliyetine sahip kişiler dava ehliyetine sahiptir.

Sınırlı Dava Ehliyeti

Ayırt etme gücüne sahip, küçük ya da kısıtlıların dava ehliyetleri sınırlıdır.Bu kuralın üç istisnası vardır.

  1. Bahse konu kişiler kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklardan doğan uyuşmazlıklarda dava ehliyetine sahiptir.
  2. Ayırt etme gücüne sahip küçük ya da kısıtlılar, bir meslek ya da sanatın gerektirdiği işlerden doğan uyuşmazlıklarda, dava ehliyetine sahiptir.
  3. Ayırt etme gücüne sahip küçük ve kısıtlılar, tasarruf hakkı kendilerine bırakılan alacak ve mallardan doğan uyuşmazlıklarda, dava ehliyetine sahiptir.

Dava Ehliyetsizliği

Ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler tam ehliyetsiz sayılır ve bu kişilerin dava ehliyeti yoktur.Bu kişiler kişiye sıkıya bağlı haklardan doğan davaları da açamazlar.

Dava Ehliyetsizliği

Dava Ehliyeti Olmayanların Temsili

Dava ehliyetine sahip olmayan kişiler davada yasal temsilcileri tarafından temsil edilir.

Sınırlı dava ehliyeti olan kişilerin üç istisna dışında dava ehliyetleri olmadığından bu kişiler adına yasal temsilcileri dava açabilir.Açılan davalarda yasal temsilcileri tarafından temsil olunur.Yasal temsilciler veli, vasi, kayyımdır.

Vasinin, vesayeti altındaki kişi adına dava açılabilmesi veya onun adına açılan davayı takip edebilmesi için sulh hukuk mahkemesinden husumet izni alması gerekir.Aksi takdirde vesayeti altındaki kişiyi davada temsil edemez. Vasi izin olmadan dava açarsa mahkemeye başvurması için kesin süre verilir.Vasi süresinde başvurmazsa dava açılmamış, gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır. Bu durum HMK 54. maddesinde düzenlenmiştir.

MADDE 54 – (1) Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın
iznine bağlı olduğu hâllerde izin belgelerini, tüzel kişilerin organları ise temsil belgelerini, dava
veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi takdirde dava açamaz ve
yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde
mahkeme, kanuni temsilcilerin veya tüzel kişilerin organlarının, yukarıda belirtilen eksikliği
gidermeleri şartıyla dava açmalarına yahut davayla ilgili işlem yapmalarına izin verebilir.
(2) İzin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye,
müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması hâlinde bu konuda
karar verilinceye kadar beklenir.
(3) Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi veya mahkemeye başvurulmaması hâlinde,
dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.

Vasi tarafından vesayet altındaki kişiye karşı dava açılabilmesi için vesayet altındaki kişiye kayyım atanması gerekir.

Kendisine Yasal Danışman Atanan Kişilerin Davada Temsili

Kısıtlanması için yeterli bir neden bulunmamakla birlikte korunması bakımından eylem ehliyetinin sınırlanması gereken ergin kişiye yasada sayılan işlerde görüşü alınmak üzere yasal danışman atanır.Yasal danışman atanmış olan kişinin mal varlığı hakları bakımından eylem ehliyeti kısıtlıdır.Ancak kişi hakları bakımından kısıtlama yoktur.

Tüzel Kişiler

Tüzel kişilerin dava ehliyeti vardır.Tüzel kişiler, kendilerini temsile yetkili organları aracılığıyla davada temsil edilirler.Dava ehliyetine sahip olmayan tüzel kişiler davada yetkili organları tarafından temsil edilir.Bu durum HMK 52. maddesinde düzenlenmiştir.

MADDE 52(1) Medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni
temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir.,

Adi ortaklığın ve miras ortaklığının dava ehliyeti yoktur.Çünkü tüzel kişilikleri yoktur.

Sonuçları

Dava ehliyeti dava koşuludur. Mahkeme, dava ehliyeti olmadığı halde kendisi dava açmış olan davacının yasal temsilcisine, davaya icazet vermesi için uygun süre vermelidir.Davaya yasal temsilci veya onun atayacağı vekil tarafından devam edilir.Aksi takdirde dava usulden reddedilir.

Dava ehliyetine izin ve temsil verilmesinin sonuçlarına ilişkin hükümler HMK 54.maddesinde düzenlenmiştir.

MADDE 54 – (1) Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın
iznine bağlı olduğu hâllerde izin belgelerini, tüzel kişilerin organları ise temsil belgelerini, dava
veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi takdirde dava açamaz ve
yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde
mahkeme, kanuni temsilcilerin veya tüzel kişilerin organlarının, yukarıda belirtilen eksikliği
gidermeleri şartıyla dava açmalarına yahut davayla ilgili işlem yapmalarına izin verebilir.
(2) İzin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye,
müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması hâlinde bu konuda
karar verilinceye kadar beklenir.
(3) Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi veya mahkemeye başvurulmaması hâlinde,
dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu