Genel Hukuki Bilgiler

Suların Sınıflandırılması ve Kamusal Sular

Sular belli açılardan sınıflandırılır. Bu sınıflandırma farklı nitelikler taşımaları nedeniyledir. Suların özelliklerine göre ayrılması ve sınıflandırılması bakım yükümlülükleri, kamu düzenlemeleri, genel yararlanmadaki izin kriterleri ilk ve sonraki yatırımcıların kullanımı ve yetki ile ilgili hükümlerde öne çıkmaktadır.

Bakım yükümlülüğünün tespitinde her bir suyun sınıflandırma kriterleri farklı açılardan dikkate alınmaktadır. Buradaki sınıflandırma kriterine doğal-yapay veya akar-durgun sular mı olduğunun tespiti örnek verilebilir.

Yer Üstü ve Yer Altı Suları

Yer üstü ve yer altı sularının ayrımı Prusya Su Kanunu zamanındaki ayrımla aynıdır. Yer altı suyu geniş anlamda yer yüzeyinin altında bulunan suların tamamını karşılamaktadır. Yer altı suları, yer üstü suların karşıtıdır. Dar anlamda incelediğimizde ise yerkabuğunu meydana getiren herhangi bir kütle içerisinde bulunan ve tekrar sıvı halde yeryüzüne çıkabilen sular anlaşılmaktadır.

Yer altı suları bulunduğu araziye göre değişiklik göstermekte ve yerin yapısı ve eğimine göre sabit veya hareketli olabilmektedir. Bu ayrıma göre baktığımızda yer altı akarsuları ve yer altı su havzalarından söz edilebilmektedir.

Akarsular ve Durgun Sular

Buradaki ayrım, suyun hareketi ve sınırlarının belirlenip belirlenmemesine göre yapılan bir ayrımdır. Durgun sular herhangi bir hava koşulundan ve yapay herhangi bir etmenden etkilenmemektedir. Durgun sular yatay olarak durmakta olan su birikintileridir. Durgun sularda herhangi bir akış yoktur.

Akarsular ise sabit bir yatağı ve akışı olan sulardır. Bunlara örnek olarak nehirler, ırmaklar ve çaylar verilebilir. Kıyı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte, “Devamlı akış gösteren ve ekli listede belirlenen akarsulardır” şeklinde bir tanımlama yapılmıştır.

Bir akarsu kaynağından başlayarak sona erdiği kısma kadar yatağı ve kolları ile bir bütündür akarsular kaynağının göllerden kar veya buzullardan ya da yeraltı sularından alabilmektedirler.

Bununla birlikte akarsuyun değişik kesimlerinin farklı ülkelerin topraklarında olması durumunda hisse doğal bütünlük aslında yapay bir biçimde bilinmekte ve aynı akarsuyun farklı kesimleri değişik devletlerin egemenlik alanlarında olmaktadır. Bu durumda sulardan yararlanma açısından bakıldığında artan su ihtiyacına dönük olarak devletler arası önemli hukuki sorunlarda doğmaktadır. Farklı yararlanmalarının uzlaştırılması ve yararlanmanın sınırlarının adil ve hakkaniyete uygun olarak karşılıklı olarak belirlenmesi gerekmektedir.

Türk hukukunda Sakarya rejimi ile ilgili bir kanun bulunmamakta ve bu önemli bir eksiklik olarak kabul edilmektedir.

Seller akarsu kavramına dahil değildir. Akarsuların sonradan kazımak suretiyle oluşturulması da mümkün olabilmektedir fakat kumlanma nedeniyle akarsu oluşturulması bu niteliğini kaybedebilir.

Toprak yüzeyince akmadan durgun olarak bulunan sulara göl denilmekte ve bu göller ise büyük ve küçük göller olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Akarsular ve Durgun Sular

Genel Sular ve Özel Sular

Klasik ayrıma göre kamu hukuku rejimine tabi sular kamusal sular özel ufuk rejimine tabi sular ise özel sular olarak adlandırılmaktadır. Kamusal sular devletin hüküm ve tasarrufundadırlar. Özel sular ise ferdi mülkiyete konu olmaktadırlar ve devredebilirler.

Özel sular kamulaştırma olmadıkça tahsis edilemez. Tapusuz bir yerden çıkan çeşme suyu özel su olarak kabul edilememektedir. Burada belirtilmesi gerekmektedir ki faydalı ihtiyaç kadim yararlanma, öncelik hakkı ve suyun eskiden beri kullanılma biçimi özel suların hukuki durumunu belirleyen temel durumlardır.

Bir kimseye yararlanması için yararı ölçüsünde kamusal su kullanılmasına hak tanınmış olması kişiye kullanılan su üzerinde klasik anlamda malik durumuna getirmemektedir.

Belediyelerin kazı işlemi sırasında çıkarttıkları sular kamusal su niteliğini taşımaktadır.

Doğal Sular ve Yapay Sular

Doğal olarak ortaya çıkan sular doğal suları oluşturmaktadır. İnsan eliyle yapılmış havuz, kanal, boru gibi içindeki sular ise yapay suları oluşturmaktadır.

Doğal sular denildiğinde kuyu veya artezyen kuyularından elde edilen, mineral çıkarılması veya eklemesi yapılmamış sular anlaşılır. Bu tür sularda Sağlık Bakanlığının onay vermesi gerekmektedir.

Eğer bir suyun yatağının oluşumu yapay yoldan yapılmışsa bu su yapay bir sudur. Doğal bir yatağı bulunan ya da akan suda yapılan yapay değişiklikler suyun şartlarını tamamen değiştirdiği takdirde yapılan bu yapay değişiklikler suyun özelliğini de değiştirir.

Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu