İnfaz Hukuku

Suçta Tekerrür Nedir? (TCK m. 58)

Suçta tekerrür, daha önce kesinleşen bir suçun cezası kesinleştikten sonra belli bir süre içinde ikinci bir suç işlenmesidir.

Suçta tekerrür ancak ilk suçun kesinleşmiş olmasıyla mümkündür. Suçta tekerrür hükümleri uygulanan hükümlü cezasını ‘’mükerrirlere özgü infaz rejimi’’ kapsamında infaz eder.

Suçta tekerrür hükümleri uygulanan hükümlüye daha ağır yaptırımlar uygulanır. Hükümlünün özgürlüğü daha fazla kısıtlanır. Suçta tekerrür, Türk Ceza kanunu madde 58’de düzenlenmiştir.

Suçta Tekerrürün Amacı ve Hukuki Niteliği

Suçta tekerrürün amacı, suç işleyen bir kişinin tekrar suç işlememesi için caydırıcı olmaktır. Tekerrür hükümlerine göre failin suçu ilk kez işlemesi ile tekrar işlemesi arasında fark bulunmaktadır.

Mevcut hukuk sistemimizde tekerrür, bir infaz hukuku kurumudur. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.58’de tekerrür bir güvenlik tedbiri olarak düzenlenmiştir.

Suçta Tekerrürün Uygulanma Şartları

Yargılanan kişinin hükümlünün iki kere suç işlemesi yeterli değildir. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar şunlardır:

Suçta Tekerrür ve Ceza Mahkumiyeti Olma Zorunluluğu Şartı

Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için öncelikle kesinleşmiş bir cezası olması gerekir. Bu ceza hapis cezası olabileceği gibi para cezası da olabilir. Her iki mahkumiyet de tekerrüre esas alınır.

Ceza mahkumiyeti dışındaki mahkumiyetler; örneğin idari para cezaları, disiplin cezaları, hapisten çevrilen adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlar, ihtiyati tedbir kararları, güvenlik tedbirleri ile ilgili kararlar, ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlar tekerrüre esas teşkil etmez.

Suçta Tekerrür ve Ceza Mahkumiyeti Olma Zorunluluğu Şartı

Suçta Tekerrür ve Verilen Cezanın Kesinleşmiş Olması Şartı

Hükümlünün ilk cezasının kesinleşmesinden sonra ikinci suçu işlemesi gerekir. Beraat kararları sebebine bakılmaksızın tekerrüre esas olmazlar. Tekerrürde temel hareket noktası hala yargılanmakta olan kişinin daha önce ceza mahkumiyetine uğramış olmasıdır. Önceki suçlara ilişkin hükümlerin kesinleşmemiş olması halinde ‘’suçların içtimaı’’ söz konusu olur.

TCK m. 58/1 ‘’Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.’’ şeklindeki düzenlemeyle hükmün kesinleşmesi gerektiğini vurgulamıştır. TCK’nın 58. Maddesi, verilen mahkumiyet kararının kesinleşmiş olmasını aradığından dolayı, mahkumiyet kararı verilmekle birlikte, bu karar kesinleşmeden ikinci suçun işlenmesinde tekerrürden bahsedilemez. Bundan dolayı ikinci suç, örneğin temyiz incelemesi aşamasındayken dahi işlenmiş olsa, tekerrür uygulamasına esas teşkil etmez.

Suçta Tekerrür ve Cezanın İnfazının Gerekli Olmaması Şartı

Tekerrür uygulamasında önceki cezanın kesinleşmesi yeterli olup, infaz edilmesine gerek yoktur. Bunun nedeni, mahkûmiyet hükmünün infazından bilinçli olarak kaçan failin lehine haksız bir durum yaratılmak istenmemesidir.

Cezanın infaz edilmiş olup olmaması hususu, tekerrür oluşması açısından değil, tekerrür için belirlenen sürenin başlangıcı açısından önemlidir. TCK’nın 58/2. Maddesinde tekerrürün uygulanabileceği sürenin üst sınırını gösteren üç ve beş yıllık sürelerin başlaması için, cezanın infazının gerekliliği hükme bağlanmıştır.

Önceki Mahkumiyetin Tekerrüre Esas Alınmasını Engelleyen Haller

Mahkumiyetin tekerrüre esas teşkil edebilmesi için varlığını muhafaza ediyor olması gerekir.

  • Genel af,
  • Önceki mahkumiyetin verildiği eylemin suç olmaktan çıkarılması,
  • Şikâyetten vazgeçme,
  • Uzlaşma,
  • Zamanaşımı,
  • Ön ödeme,
  • Cezanın ertelenmesi,
  • Düşme kararları,
  • Yaş Küçüklüğü.

Suçta Tekerrür ve Genel Af – Özel Af

Genel af ve özel af, yalnızca belirli düzenlemeler ile söz konusu olmaktadır. Genel af halinde kamu davası düşer. Kanunumuz bu hükümle genel afla cezaların bütün sonuçları ortadan kalkacağını bildirirken, yalnızca doğrudan sonuçları kastetmemiş, aynı zamanda dolaylı sonuçlarını da içine alacak şekilde düzenleme yapmıştır. Bu sebeple genel affa uğramış bir mahkûmiyet tekerrüre esas alınmaz.

Özel af ise mahkumiyetin tüm sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Sadece hükümlünün fiilen cezaevinde kalmasını veya cezanın niteliğinin değişmesine yol açar. Bu nedenle özel affa uğrayan mahkumiyete tekerrür hükümleri uygulanabilir.

Suçta Tekerrür ve Önceki Mahkumiyetin Verildiği Eylemin Suç Olmaktan Çıkması

Önceki mahkumiyetin verildiği eylemin suç olmaktan çıkarılması durumunda mahkûmiyet hükmü tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar. Bu durumda mahkûmiyet şartı gerçekleşmediğinden bu suçtan dolayı tekerrür hükümleri uygulanmaz.

Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz

Suçta Tekerrür ve Şikâyetten Vazgeçme

Kovuşturulması şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi hüküm olmadıkça, suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesi ne kadar vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği durumlarda, mahkûmiyet şartı gerçekleşmediğinden, bu karar tekerrüre esas olmaz. Ancak hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme, kural olarak sonuca etkili olmayacağından, bu hüküm tekerrüre esas teşkil eder. Bunun istisnası kanunda şikâyetten vazgeçmenin sonuç doğurduğu haldir.

Örneğin 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’un 16/3.b fıkrasına göre ‘’hükmün kesinleşmesinden sonra şikâyetten vazgeçildiğinde de hüküm bütün cezai sonuçlarıyla ortadan kalkar.’’ Burada TCK’daki ayrık durumlardan birisi düzenlenmiştir. Karşılıksız çek suçundan hüküm kesinleştikten sonra bile olsa, şikâyetten vazgeçilmişse bu mahkûmiyet tekerrüre esas olamayacaktır.

Suçta Tekerrür ve Şikâyetten Vazgeçme

Suçta Tekerrür ve Uzlaşma

Suçtan zarar gören ile sanık soruşturma veya kovuşturma aşamasında uzlaşırlarsa, soruşturma aşamasında kamu davası açılmaz, uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir.

Uzlaşma kovuşturma aşamasında olursa davanın düşürülmesine karar verilir. Bu durumda mahkûmiyet şartı gerçekleşmediğinden tekerrür hükümleri uygulanmaz.

Suçta Tekerrür ve Zamanaşımı

Dava zamanaşımı gerçekleştiğinde kamu davasının düşürülmesine karar verileceğinden, mahkûmiyet şartı gerçekleşmediğinden tekerrüre esas alınmaz. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 68. Maddesinde düzenlenen ceza zamanaşımı yalnızca bir infaz engelidir, ceza zamanaşımı süresinin geçmesiyle ceza düşmez, sadece infaz edilmez.

Yani ceza zamanaşımının ön şartı kesinleşmiş mahkumiyettir. Bu mahkûmiyet infaz edilmemiştir. Bu hüküm kesinleştiği andan itibaren silinme koşulları oluşuncaya kadar tekerrüre esas teşkil edebilir. Cezanın zamanaşımına uğraması da tekerrürün uygulanmasına engel değildir.

Suçta Tekerrür ve Ön Ödeme

Sanık üzerine atılan suçun ön ödemeye tabi tutulması durumunda Cumhuriyet Savcılığında ön ödeme önerisi yerine getirilirse, kamu davası açılmaz, konuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Burada da mahkûmiyet şarkı gerçekleşmediğinden bu karara tekerrür esas edilmeyecektir.

Suçta Tekerrür ve Cezanın Ertelenmesi

Erteleme kararlarının gerek deneme gerekse deneme süresinden sonra TCK m. 58 gereğince maddedeki belirtilen süreler içinde ikinci suç işlenirse suçta tekerrür hükümleri uygulanır.

Suçta Tekerrür ve Koşullu Salıverme

Koşullu salıverilme, hakkında hapis cezası verilmiş olan hükümlünün, kanunda belirlenen kısmını cezaevinde iyi halli olarak geçirmesi şartıyla, hapis cezasının geriye kalan kısmını cezaevi dışında çektirilmesidir.

Koşullu salıverilen hükümlü yeniden suç işlerse hakkında suça tekerrür hükümleri uygulanır.

Suçta Tekerrür ve Düşme Kararları

Düşme kararları da tekerrüre esas alınmaz, bu kararın kamu davasının düşürülmesine ilişkin olması ile cezanın düşürülmesine ilişkin olması arasında fark bulunmamaktadır.

Her iki halde de bu kararlar tekerrüre esas alınmaz.

Suçta Tekerrür ve Yaş Küçüklüğü

18 yaşından küçük çocukların işledikleri suçlar tekerrüre esas alınmaz. Yani, birinci suç 18 yaşından küçükken işlenmiş; ikinci suç ise 18 yaşından sonra işlenmiş olsa bile hakkında suçta tekerrür hükümleri uygulanmaz.

Suçların Niteliğine Dair Tekerrür Şartları

Kasıtlı suçlara kasıtlı suçlarla, taksirli suçlara da taksirli suçlarla tekerrür hükümleri uygulanır. Kasten işlenen suçlar için taksirle işlenen suç üzerinden tekerrür hükümleri uygulanmaz.

Örneğin taksirle adam yaralayan kişi, cezası kesinleştikten sonra kasten adam öldürürse tekerrür hükümleri uygulanmaz.

İşlenen birinci suç ile ikinci suçun vasfı aynı olması bile suçta tekerrür uygulanabilir. Örneğin dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçları vasıfları aynı olmasa bile sadece kasten işlenebilen suçlar oldukları için tekerrür hükümleri uygulanabilir.

Ayrıca ‘sırf askeri suçlar’ ile diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanamaz.

Suçta Tekerrürün Uygulanması İçin Süre Şartı

Suçta tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için ilk suça ilişkin cezanın kesinleşmesi yeterlidir. Cezanın infaz edilmesi şart değildir.

Suçta tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için süre yönünden iki ayrım vardır.

  • Birinci suç nedeniyle verilen ceza kesinleşmiş ancak infaz edilmemişse; ikinci suç birinci suçun kesinleşmesinden sonra olmak koşuluyla, ne zaman işlenmiş olursa olsun tekerrür hükümleri uygulanır.
  • Birinci suç kesinleşip infaz edilmişse, tekerrür uygulanabilmesi için;
    • Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
    • Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.

İlk suçtan dolayı verilen hapis cezasının infaz edilmiş olması tekerrür süresinin başlangıcı açısından önemlidir.

Ceza infaz edilmeden tekerrüre esas süre başlamaz. Bu sebeple birinci suça dair cezası infaz edilmeyen hükümlü, ikinci bir suç işlediğinde tekerrür uygulaması için süre koşulu aranmaz.

Suçta Tekerrürün Sonuçları

Suçta tekerrür halinde sanık aleyhine ceza ve infaz hukuku kapsamında üç sonuç gerçekleşir:

  • Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimi Uygulanır: Mükerrirlere özgü infaz rejimi hükümlünün cezaevinde daha fazla kalmasına yol açar. Bu rejim uygulandığında ne kadar süreyle cezaevinde kalacağı aşağıda farklı bir başlıkta incelenmiştir.
  • Seçimlik Cezalardan Hapis Cezasına Verilir: İşlenen ikinci suçun cezası hapis cezası veya adli para cezası şeklindeyse hapis cezası verilir. Hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.
  • Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanır: Tekerrür halinde cezanın cezasının infazından sonra gelmek üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmelidir. Mahkeme sadece denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar vermelidir. İnfazdan sonra ne kadar süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağına infaz aşamasında koşullu salıverme kararı veren mahkeme tarafından kararlaştırılması gerekir.

Suçta Tekerrürün Sonuçları

Mükerrirler Açısından Hapis Cezasının İnfazı ve Süreler

İnfaz aşamasında olan ve tekerrür hükümlerini içeren hapis cezaları 2/3 oranı dikkate alınarak infaz edilir. Önemli olan koşul tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek olan miktarın tekerrürse esas alınan cezanın en ağırından fazla olmayacağıdır. Daha anlaşılabilir ifadeyle koşullu salıverme süresinin üstüne eklenecek olan miktarın, tekerrüre esas alınan önceki mahkûmiyet süresini geçemeyeceğidir.

Örnek ile açıklarsak; ilk işlediği suç nedeniyle 6 ay hapis cezası, daha sonra işlediği yaralama suçu nedeniyle 6 yıl hapis cezasına mahkûm edilmiş hükümlü hakkında tekerrürle ilgili diğer koşulların da oluştuğunu düşünelim. Tekerrür hükümleri uygulanmasaydı hükümlü cezasının 1/2’si olan 3 yılı cezaevinde geçirdikten sonra koşullu salıverilme hakkı kazanacaktı. Tekerrür hükümleri uygulanınca cezasının 2/3’ünü yani 4 yılını cezaevinde geçirdikten sonra koşullu salıverilme hakkı kazanır. Aradaki bu süre farkı tam 1 yıldır. Ancak 5275 sayılı yasanın 108/2 maddesi gereği; tekerrüre esas alınan ilk mahkumiyetin ceza miktarı 6 ay olduğundan, hükümlünün koşullu salıverilmesi için 4 yıl değil, 3yıl 6 ay cezaevinde kalması yeterli olacaktır.

Bu süre tahliye tarihine uzatıcı bir etki yapmaz. Belirttiğimiz üzere esas olan hapis cezası yalnızca koşullu salıverme süresine eklenecektir.

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası halinde; bir kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş olmakla birlikte bu ilam tekerrür hükümlerini de kapsıyorsa hükümlü cezaevinde 39 yıl geçirdikten sonra iyi halli olmak kaydıyla koşullu salıvermeden yararlanır.
  • Süreli hapis cezası halinde; müebbet hapis cezasına hükmedilmiş ise 33 yılını cezaevinde geçirdikten sonra iyi halli olmak kaydıyla koşullu salıvermeden yararlanabilir.

Bu kişiler iyi halli olmadıkları takdirde tahliye tarihine kadar infaz kurumunda tutulabilir.

İkinci Defa Tekerrür Hükümlerinin Uygulanması Durumunda İnfaz Rejimi

Hükümlü hakkında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda ise koşullu salıvermeden yararlanılamayacaktır. Suçun üçüncü defa gerçekleşmesi söz konusu olursa bu durumda tekerrürün tekerrürü olarak değerlendirilen bir durum ortaya çıkmaktadır.

Diğer bir ifadeyle sanık hakkında birinci tekerrürün koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle tekerrür hükümleri uygulandıktan ve te tekerrür müessesi uygulanan bu hükmün kesinleşmesinden sonra sanık yeniden tekerrür hükümlerinin uygulanmasını sağlayan bir suç işlerse ikinci defa mükerrir olarak kabul edilir.

Bu suretle ikinci defa mükerrir sayılabilmek için yasada öngörülen süre ve koşullar içerisinde üç suçun işlenmesi gerekir. Bu durumun gerçekleşmesi sonucunda ise CGTİHK 108/3 maddesinde koşullu salıverme hükümlerinin uygulanmayacağına yer verilmektedir.

Bu hususta tekerrürün kanunda belirlenen sürelerde gerçekleşmesi gerekmektedir ki bu da belirli bir süre geçtikten sonra işlenen suçların tekerrüre esas alınamayacağı anlamına gelmektedir. İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulandığı durumlarda da ilgili kişi hakkında CGTİHK m. 108/5 gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.

Mahkeme ilamında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulandığı mutlak suretle açık ve net bir şekilde belirtilmelidir. Mahkeme ilamında tekerrüre ilişkin bir hüküm yoksa sanığın aleyhine olacak şekilde mahkemeden ek karar talep edilerek tekerrür hükümlerinin uygulanması yoluna gidilemez. Lakin tekerrürün sanık aleyhine yanlış ya da hatalı bir şekilde uygulandığı tespit edilmişse ek karar ile tekerrüre ilişkin kısmın hükümden çıkarılması mahkemeden talep edilebilir.

Terör ve Örgüt Suçları Açısından Hapis Cezalarının İnfazı

Haklarında Terörle Mücadele Kanunu uygulanan hükümlülerin koşullu salıverme süreleri 3/4 oranı dikkate alınarak hesaplanacaktır. Yani terör suçlarından hüküm giyen kişiler verilen süreli hapis cezalarının dörtte üçünü infaz ettikten sonra koşullu salıvermeden yararlanabilir.

Terör hükümlüleri açısından koşullu salıverme süreleri ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması bakımından CGTİHK’nun 107/4 fıkrası ile 108. Maddesi uygulanmalıdır.

Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan hüküm giyen kişilerin koşullu salıverme süreleri CGTİHK 107/4. Maddesine göre 2/3 oranı dikkate alınarak hesap edilecektir.

Terör hükümlüleri açısından koşullu salıverme süreleri ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması bakımından CGTİHK’nun 107/4. fıkrası ile 108. maddesi uygulanmalıdır. Kendileriyle ilgili olarak 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu uygulanmayan ve suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan hüküm giyen kişilerin koşullu salıverme süreleri CGTİHK’nun 107/4. maddesine göre 2/3 oranı dikkate alınarak hesap edilecektir

Örgüt kurmak, yönetmek ve örgüt üyeliği suçlarında TCK’nun 58/9 maddesine istinaden mahkemeler tarafından doğrudan mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmektedir. Doktrinde, örgüte yardım eden kişi hakkında ise Türk Ceza Kanunu’nun 6/1.j bendinde belirtilen örgüt mensubu suçlular arasında sayılmamaları nedeniyle haklarında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanamayacağı görüşü baskındır.

Terörle Mücadele Kanunu’nda düzenlenen suçlar ile suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda daha önceden herhangi bir suç işlememiş olsalar dahi yasa gereği haklarında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanır.

Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejiminde Denetimli Serbestlik Uygulaması

TCK m.58’de düzenlenen tekerrür müessesinin uygulandığı kişiler hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimine ve buna bağlı olarak denetimli serbestlik tedbirlerine de hükmedilir. Bu husus CGTİHK 108/4. maddesinde ‘’ İnfaz hâkimi, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.’’ Şeklinde düzenlenmiştir.

Denetimli serbestlik tedbiri mükerrir suçlular açısından cezanın tamamen infaz edilmesinden sonra gündeme gelir ve tahliye tarihinden itibaren uygulanmaya başlar. Yani cezanın tam olarak infaz edilmiş olması gerekir.

İnfaz hakimi, birinci defa mükerrir olanlarla ilgili olarak ceza infazının tamamlanmasından sonra bir yıldan az beş yıldan fazla olmamak üzere denetim süresi belirler. Denetim süresi içinde yükümlülüklerine ve yasaklara aykırı hareket eden mükerrerler, infaz hakimi tarafından disiplin hapsine tabi tutulur. Disiplin hapsinin süresi on beş günden az ve üç aydan fazla olamaz.

Ekin Hukuk Bürosu olarak ceza ve infaz hukuku alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu