İçtihatlar

Nah Çekmek Küfür Mü?

“Sağ elinin işaret parmağı ile orta parmağının arasına baş parmağını sokup elini yumruk haline getirerek ve kolunu ileriye doğru uzatarak “nah yaparsın” sözleri ve el hareketi Türk toplum kültürüne göre hakaret niteliği taşımaktadır.”

(YARGITAY 19. Ceza Dairesi 2019/29061 Esas, 2020/6332 Karar)

Hakaret suçu Türk Ceza Kanunu’nda şerefe karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiş olup şikayete bağlı suçlar kategorisindedir. Suçun meydana gelmesi için kişinin şeref, haysiyet ve saygınlığını aşağılayacak somut bir fiil ya da saldırı mevcut olmalıdır.

TCK m 125 vd. Hükümlerine göre hakaret suçu 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hakaret suçunda cezanın ağırlaştırılmış olmasını gerektiren bazı nitelikli haller mevcuttur. Bu hallerden birisi gerçekleştiğinde öngörülecek cezanın 1 yıldan az olamayacağı kanunda belirtilmiştir. Bu nitelikli haller: suçun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi, suçun kişinin dinsel, siyasal, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı işlenmesi, suçun kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi ve suçun alenen işlenmesidir.

Bu bilgiler ışığında Yargıtay 19. Ceza Dairesi, sağ elinin işaret parmağı ile orta parmağının arasına baş parmağını sokup elini yumruk haline getirerek ve kolunu ileriye doğru uzatarak “nah yaparsın” diyen kişinin sözlerinin ve el hareketinin, Türk toplum kültürüne göre hakaret niteliği taşıdığı kararına varmıştır.

T.C.

YARGITAY

19. Ceza Dairesi        

2019/29061 E.

2020/6332 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : 1’inci Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi (Kapatılan)
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Beraat

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın, suç tarihi itibariyle kendisinden kıdemli olan katılana yönelik olarak, sağ elinin işaret parmağı ile orta parmağının arasına baş parmağını sokup elini yumruk haline getirerek ve kolunu ileriye doğru uzatarak “nah yaparsın” dediği, sözlerinin ve el hareketinin, Türk toplum kültürüne göre hakaret niteliği taşıdığı; aynı gün, katılanın, yazılı savunmasını istemesi üzerine, koridorda katılanla karşılaşan sanığın, katılana yönelik olarak “millete baskı ile ifade imzalatmak değil, adam ol adam” dediği, sanığın anılan sözleri ve hareketi ile amiri olan katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide etmek suretiyle amire hakaret suçunu işlediği gözetilmeden mahkumiyeti yerine suç işleme kastı bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve Askeri Savcı ile katılanın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. Maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu