İçtihatlar

Kiracının Tehdit ve Hakaretlerde Bulunması

Kiracının kiraya verene karşı hakaret ve tehditlerde bulunması tahliye sebebidir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi         

Esas: 2012/18438 Karar: 2013/89, K. Tarihi: 14.01.2013

Kiralananın kötü kullanımı nedeniyle tahliye, kiracının kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanma ve komşulara saygı gösterme yükümlülüğüne aykırı davranması durumunda, kiraya verenin sözleşmeyi feshederek kiracının kiralananı boşaltmasını istemesi işlemidir.

Bu işlem, Borçlar Kanunu’nun 316. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, kira türüne göre farklı şartlar ve süreler geçerlidir. Konut ve çatılı işyeri kiralarında, kiraya veren, kiracının aykırı davranışını yazılı olarak bildirerek en az 30 gün süre vermelidir. Bu süre içinde aykırılık giderilmezse, sözleşme feshedilebilir. Ancak kiracının kiralananı kasten ağır bir zarara uğratması, kiracıya tanınacak sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının davranışlarının çekilmez bir hal alması durumunda, ihtara gerek olmaksızın sözleşme hemen feshedilebilir.

Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, herhangi bir ihtar veya süre vermeden, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Kiraya verenin tahliye davası açabilmesi için, akde aykırı davranışın önemli ve doğrudan doğruya kiralananın bizzat kullanılması ile ilgili olması gerekir. Tahliye davası açıldığında, mahkeme delilleri ve şahitleri değerlendirerek karar verir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2012/18438 Esas, 2013/89 Karar sayılı ve 14.01.2013 tarihli ilamında; kiracının kiraya verene karşı hakaret ve tehditlerde bulunması tahliye sebebi olduğu içtihat edilmiştir.

 Yargıtay 6. Hukuk Dairesi         

Esas: 2012/18438 Karar: 2013/89, K. Tarihi: 14.01.2013

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu olan .. İlçesi .. mah. 166 pafta 148 ada ve 108 parselde bulunan üç katlı kargir binanın alt katındaki ekmek fırını olarak işletilen dükkanı davalıya 2008 yılında 10 yıllığına kiraladığını, 2011 yılı Ekim ayı sonunda kiraya verdiği fırına gelen ana şebeke boru hattının patladığını ve neticesinde fırının bodrum katının suyla dolduğunu, bu durumun kendisine telefon ile bildirildiğini, fırına gittiğinde suyun dış hattan geldiğini söylediğini, davalı Recep’in itfaiyeyi çağırıp binanın zarar görmemesini söylediklerini, bunun üzerine oradan ayrıldığını, 2 gün sonra tekrardan binanın durumuna bakmak için gittiğinde bodrum katın suyla dolu olduğunu gördüğünü, itfaiyeye neden çektirmediklerini sorduğunu, kendisine hitaben mecbur değilim lan diyerek bağırdıklarını, davalının küçük oğlu eşi ve davalının kendisine hakaretler ettiğini, şerefsiz diyerek ve ellerindeki sopa ile üzerine geldiğini, olay devam ederken davalının büyük oğlu olan Savaş’ın da geldiğini, hem davalının hemde oğlu olan Savaş’ın kendisine hitaben kelleni alırım, kelleni almadan gitmem Bolvadin’den, seni öldürürüz diyerek üzerine yürüdüğünü, davalı, eşi ve küçük oğlunun ellerinde sopa olduğunu, değişik yerlerine sopa ile vurduklarını, olay yerinden aracına binerek uzaklaştığını, olaydan sonra kendisine ait olan fırına ve fırının üzerinde bulunan 2 dairesine de gidip bakamadığını belirttiğini, durumu savcılığa bildirdiklerini, B.K.’nun 256/2. maddesinde de belirttiği üzere açıktan fena kullanım nedeniyle davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir.

Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacı iddiaları ispatlanamadığı, davalı tanık beyanlarının tutarlı olması ve davacının küfür etmesi nedeni ile davalının eşinin küfür ettiğinin sabit olduğu gerekçesi ile dava reddedilmiştir.

Geri çevirme konusu yapılan Bolvadin Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/1705 Soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinden; karşılıklı olarak hakeret, yaralama ve tehdit suçlarından taraflar hakkında kamu davası açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece dinlenen davacı tanıkları ve davalı tanıkları tarafların karşılıklı olarak hakaret ettiğini doğrulamıştır. Bu durumda açıktan fena kullanım koşulları oluştuğundan tahliyeye karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu