İçtihatlar

Anlaşmalı Boşanma Davası Hakkında En Çok Merak Edilenler

“Anlaşmalı boşanma davasından feragat, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmaz”

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2020/548 K. 2020/1743 T. 2.3.2020

Genel boşanma sebeplerinden biri olan eşlerin anlaşması yani anlaşmalı boşanma Türk Medeni Kanun’un 166/III. Maddesinde düzenlenmiştir;

“Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”

Anlaşmalı boşanma, eşlerin birlikte mahkemeye başvurusu ile ya da eşlerden birinin açmış olduğu boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi şeklinde olur. Bu şekilde bir boşanma hakimde “evlilik birliğinin temelden sarsıldığı” kanaatini oluşturacaktır. Anlaşmalı boşanmada diğer boşanma nedenlerinden farklı olarak davadan feragat, affetme anlamı taşımamaktadır.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2020/548

K. 2020/1743

T. 2.3.2020

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, tedbir nafakasının miktarı ile davalı-davacı erkek yararına hükmedilen maddi tazminat yönlerinden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen karşılıklı boşanma davasında yerel mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle iki davanın da kabulüyle tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadın yararına tazminatlara ve nafakalara hükmedilmiştir. Bu karara karşı davacı-davalı kadın tarafından tazminatların ve nafakaların miktarları, davalı-davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, davacı-davalı kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile tazminat taleplerinin reddi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, daha önce kadın tarafından açılan ve feragat edilen anlaşmalı boşanma davasından sonra davalı-davacı erkekten kaynaklı yeni bir olay olmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kararın gerekçesinin düzeltilmesine, davacı-davalı kadının manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalı-davacı erkek yararına 7.500 TL maddi tazminata karar verilmiştir.

Feragat edilen dava münhasıran TMK’nın 166/3. maddesine dayalı olarak açılmışsa, anlaşmalı boşanma davasından feragat, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmaz. O halde, taraflardan biri feragatle sonuçlanan anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıalara dayanarak herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açabilir. Açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerekir.

Somut olayda, davacı-davalı kadın tarafından daha önce açılan ve feragat edilen dava, münhasıran TMK’nın 166/3 maddesine dayalı olarak açıldığına göre, anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaları affedildiği anlamına gelmeyeceğinden, bu hususun gözetilerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.03.2020 (Pzt.)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu