İçtihatlar

İş Kazasında İşçinin Maluliyet Oranı

İş kazasında işçinin maluliyet oranı %0 olsa da işçi manevi tazminat almaya hak kazanabilecektir.

 Yargıtay 21. Hukuk Dairesi

Esas: 2018/920 Karar: 2019/886 Tarihi: 12.02.2019

İş kazasında manevi tazminat, işçinin iş kazası sonucunda bedensel veya ruhsal zarara uğraması veya ölmesi durumunda kendisinin veya yakınlarının isteyebileceği tazminattır. Bu tazminat ile işçinin veya yakınlarının çekmiş olduğu acı, elem ve ıstırabının kısmen de olsa hafifletilmesi amaçlanır.

İş kazası nedeniyle manevi tazminat davası açmak için bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. Bunlar:

  • İş kazasının gerçekleşmiş olması,
  • İş kazasının işverenin kusuru veya sorumluluğu ile gerçekleşmiş olması,
  • İşçinin veya yakınlarının manevi zarara uğramış olması,
  • İşçinin veya yakınlarının manevi zararın giderilmesini talep etmesi.

İş kazası nedeniyle manevi tazminat davası açma süresi, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. Ancak, iş kazası nedeniyle bir ceza davası açılmışsa ve ceza davasının zamanaşımı süresi daha fazla ise, iş kazası nedeniyle tazminat davasında da ceza davası zamanaşımı süresi uygulanır.

İş kazası nedeniyle manevi tazminat miktarı, mahkeme tarafından somut olayın özelliklerine göre belirlenir. Mahkeme, işçinin veya yakınlarının yaşadığı acı ve ızdırabın derecesini, işverenin kusurunun ağırlığını, işçinin çalışma gücünün azalmasını veya yitirmesini, işçinin mesleki ve sosyal durumunu, ekonomik ve sosyal koşulları dikkate alarak makul bir miktar belirler. Mahkeme ayrıca, manevi tazminata faiz de uygulayabilir.

İş kazası nedeniyle manevi tazminat davası açmak isteyen işçilerin veya yakınlarının bir avukattan hukuki destek alması tavsiye edilir. Avukat, iş kazasının gerçekleştiği şekli, işverenin kusurunu ve sorumluluğunu, işçinin veya yakınlarının yaşadığı zararı kanıtlamak için gerekli delilleri toplayabilir ve mahkemeye sunabilir. Ayrıca, avukat, işçinin veya yakınlarının hak ettikleri manevi tazminat miktarını belirlemek için gerekli hesaplamaları yapabilir ve mahkemeye talepte bulunabilir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/920 Esas, 2019/886 Karar sayılı ve 12.02.2019 tarihli ilamında; iş kazasında işçinin maluliyet oranı %0 olsa da işçi manevi tazminat almaya hak kazanabileceği içtihat edilmiştir.

 Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Esas: 2018/920 Karar: 2019/886 K. Tarihi: 12.02.2019

 TÜRK MİLLETİ ADINA

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,Dava, 11/01/2012 tarihli zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Dosya kapsamından davacının iş kazası sonucu % 0 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu ve iş kazasının meydana gelişinde davacı sigortalının % 20, davalı işverenlerin % 80 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.Mahkemece, davacının maluliyetinin bulunmaması nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

1-İş kazalarından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir.

Dosya kapsamından, mahkemece, davacı sigortalının dava konusu iş kazası nedeniyle bir süre çalışamadığı, davacının istirahatli kaldığı bu süreler bakımından ücret kaybının doğduğu hususu göz ardı edilerek neticeye varıldığı anlaşılmaktadır.

Sigortalıya, iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle geçici iş göremez durumda bulunduğu sürece, Kurum tarafından 5510 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Bu ödenek iş kazalarında olay, meslek hastalığında da tedavinin başladığı tarihten itibaren çalışmaz durumda kaldığı (raporlu olduğu) sürece ödenir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelir de iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararın da maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır. Sigortalının zararlandırıcı olay nedeni ile tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerdeki maddi zararı bu dönemde % 100 iş gücü kaybına uğradığı kabulüne göre yapılmalıdır. Bilirkişi aracılığıyla maddi zararı tespit edilip SGK’ca sigortalıya ödenmesi gereken geçici iş göremezlik ödeneği var ise bunun rücuya tabi kısmının hesaplanan maddi zarardan düşülmesi ile elde edilecek sonuç kazalının geçici iş göremezlik dönemi de denilen istirahatli dönemdeki karşılanmamış zararını ortaya koyacaktır. Hal böyle olunca da Mahkemece sürekli iş göremezlik oranı %”0″ olan davacının istirahatli (raporlu) kaldığı dönem bakımından yoksun kaldığı ücret kaybının hesaplanmadan yazılı gerekçe ile maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya doğru olmamıştır.Yapılacak iş; davacının raporlu olduğu dönemde %100 oranında malul kaldığını değerlendirerek, bu dönemde çalışamaması nedeniyle yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının olduğunun kabulüne göre maddi zararını bilirkişiye hesaplattırmak ve tüm delilleri bir arada değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

2-Öte yandan, gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, % 0 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının sürekli iş göremez duruma gelmese dahi, üzüntü ve elem duyacağı, ruh bütünlüğünün ihlali, sinir bozukluğunun da bedensel zarar kavramına dahil bulunduğu gözetilerek, tedavi gördüğü süre dikkate alınarak uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, mahkemece manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu