İçtihatlar

Gerici Yolbazlar Demek Hakaret Suçunu Oluşturur Mu?

“Gerici Yobazlar” şeklindeki sözler onur, şeref ve saygınlığı rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunu oluşturmaz.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi

Esas: 2017/373, Karar: 2017/1182, K. Tarihi: 06.02.2017

Hakaret suçu Türk Ceza Kanunu’nun 125. Maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre, “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.”

Hakaret suçunun oluşabilmesi için failin mağdura fiil ya da olgu isnat etmesi gerekmektedir. İsnat edilen olayın günümüzde veya geçmişte meydana gelmesi suçun oluşumu bakımından önemlidir. İsnat edilen olayın genel kısmının belirtilmesi yeterlidir, ayrıca tüm detaylarının belirtilmesi aranmaz. İsnat edilen olayın gerçek olup olmadığının, herkes tarafından bilinip bilinmediğinin de önemi bulunmamaktadır.

Sövme suretiyle onur, şeref ve saygınlığa saldırılması halinde de hakaret suçu gündeme gelebilir. Sövme kavramıyla aranan kişinin toplum arasında küçük düşürülmesi, şeref ve itibarını zedeleyen davranışların varlığıdır.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2017/373, Esas, 2017/1182 Karar sayılı ve 06.02.2017 tarihli ilamında; “Gerici Yobazlar” şeklindeki sözler onur, şeref ve saygınlığı rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunu oluşturmadığı içtihat edilmiştir.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi

Esas: 2017/373, Karar: 2017/1182, K. Tarihi: 06.02.2017

Hakaret suçundan sanıklar … ve….’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 62 ve 52/2. (ikişer kez) maddeleri gereğince ayrı ayrı 1.740,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına dair Milas 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/06/2015 tarihli ve 2015/60 esas, 2015/353 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28/12/2016 gün ve 400592 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.

İstem yazısında; “ Dosya kapsamına göre, sanıkların rıza göstermemeleri nedeniyle şartları oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığa karar verilmiş ise de, 14/04/2015 tarihli 1. celsede sanıkların savunmalarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rıza gösterdikleri, niteliği gereği hakaret suçunda maddi bir zararında olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

Hukuksal Değerlendirme:

Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.

Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.

Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşlara yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

İnceleme konusu somut olayda; mahkemece, sanık …’in katılan ….’e hitaben söylediği “gerici yobazlar” şeklindeki sözleri nedeniyle sanık hakkında hakaret suçundan mahkumiyet kararı verildiğinin anlaşılması karşısında; kaba söz ve ağır eleştiri niteliğindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, sanığın hakaret suçundan beraati yerine mahkûmiyetine hükmedilmesinin, hukuka aykırı olduğu anlaşılmıştır.

Sonuç ve Karar:

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,

2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 06.02.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu