Aile (Boşanma) Hukuku

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma 

Yazımızda Eşlerin birbirinden ayrı yaşaması sonucu ortaya çıkan fiili ayrılık sebebiyle boşanmayı inceleyeceğiz.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Nedir?

Fiili ayrılık, evli çiftlerin evlilik birliği çerçevesinde birlikte yaşamayı sona erdirerek, farklı adreslerde yaşamaya başlamaları durumunu ifade eder.

Bu durum, genellikle evlilik içerisindeki anlaşmazlıklar, çatışmalar ya da diğer olumsuz durumlar nedeniyle ortaya çıkar. Fiili ayrılığın boşanma davasına dönüşebilmesi için ise belirli hukuki şartların ve sürelerin sağlanmış olması gereklidir.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Nedir

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Şartları

Fiili ayrılık Medeni Kanunda şöyle sayılmıştır;

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak bir yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. (MK m. 166/4)

Bu bakımdan fiili ayrılık sebebiyle boşanmanın şartları şunlardır;

  • Boşanma sebeplerinin biriyle dava açılması
  • Boşanma davasının reddine karar verilmesi ve kesinleşmesi
  • Eşlerin kesinleşmeden itibaren bir yıl geçmesine rağmen ortak hayat kurmaması
  • Eşlerden birinin bu şartlardan sonra boşanmak istemesi

Dikkat edileceği üzere önceden ayrılık süresi 3 yıl olarak düzenlenmişken yeni yargı paketi ile bu süre 1 yıla düşürülmüştür.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Yetkili ve Görevli Mahkeme

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davalarında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Ancak, aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde bu davalar, asliye hukuk mahkemesinde açılabilir. Asliye hukuk mahkemesi, bu tür davaları aile mahkemesi sıfatıyla inceleyecektir.

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası, eşlerden birinin yerleşim yerinde bulunan aile mahkemesinde açılmalıdır. Davanın yetkisiz bir mahkemede açılması halinde, davalının yetkisizlik itirazında bulunması gerekir. Bu itiraz sırasında, yetkili mahkemenin açıkça belirtilmesi zorunludur.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasında Tazminat

Fiili ayrılık nedeniyle açılan boşanma davalarında, ilk açılan çekişmeli boşanma davalarında olduğu gibi tarafların kusurunun ispatı aranmaz. Ancak tarafların tazminat taleplerinde, tazminat miktarının belirlenmesi ve hangi tarafa ödeneceğinin tespiti için, eşlerden hangisinin kusurlu olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Boşanmaya hangi tarafın sebep olduğu ve ayrılığın hangi sebeplerle gerçekleştiği tespit edilmelidir. Kusurlu olan taraf, gerekli koşulların oluşması halinde maddi ve manevi tazminat ödemekle yükümlü olabilir. Konuya ilişkin bir Yargıtay kararı ise şöyledir;

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/9854 E. ,2015/1313 K. 10.02.2015 K. Tarihi

“İçtihat Metni”

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından; yoksulluk nafakası yönünden, davalı (kadın) tarafından ise: kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 10.02.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı Y.. Ü..ve vekili gelmedi. Karşı taraf temyiz eden davacı M.. Ü.. ve Av. K.. İ.. geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:


1-Davacı koca, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davası açmış, mahkemece, davacı (koca)’nın davasının kabulüne, taraflar eşit kusurlu bulunduklarından, davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve koca tarafından açılıp kadının kusursuz bulunması sebebiyle reddedilen ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak, davalı kadına bir kusur yüklenemez. Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı kocanın, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda mahkemece tarafların eşit oranda kusurlu olduğuna yönelik tespit yerinde değilse de, verilen boşanma kararı sonucu itibariyle doğru bulunduğundan davalı kadının, boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, boşanma kararının kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına (HUMK.m.438/son) karar verilmesi gerekmiş ve tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.


2-Boşanmaya sebep olan olaylarda, davacı kocanın yukarıda açıklanan sebeple tamamen kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince uygun miktarda maddi tazminat takdir edilmesi gerekirken, bu isteğin reddi doğru bulunmamıştır.


3-Toplanan delillerden; davalı kadının emekli avukat olup, emekli maaşı ve kira gelirinin bulunduğu, İstanbul ve Silivri’de taşınmazlarının olduğu, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadın yararına Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları oluşmamıştır. Davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, kabulü isabetsiz olmuştur.


SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle maddi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10.02.2015

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasında Tazminat

Fiili Ayrılık Nedeniyle Açılan Boşanma Davasında Velayet

Fiili ayrılık nedeniyle açılan boşanma davası ile birlikte, varsa çocukların velayeti de talep edilebilir.

Hakim, bu konuda karar verirken çocuğun üstün yararını esas alır. Bu nedenle velayeti talep eden eşler, çocuğun yaşam standartlarının evlilik birliği içerisindeki durumundan daha kötü olmayacağını, çocukla manevi açıdan sağlıklı bir ilişki kurduklarını ve çocuğun korunma, bakım gibi temel ihtiyaçlarının karşılanacağını ispat etmelidirler. Bu ispat, yasal her türlü delil ile yapılabilir.

Fiili Ayrılık Sebebiyle Nafaka

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında nafaka talebinde bulunulabilir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olan dört tür nafakadan, boşanma davası ile birlikte tedbir nafakası, iştirak nafakası veya yoksulluk nafakası talep edilebilir. Ancak, belirlenen nafaka miktarının, nafaka yükümlüsü olan eşin ekonomik durumunu zorlamaması ya da onu yoksulluğa düşürmemesi gerekir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Furkan DİLER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu