Ceza Hukuku

Ceza Muhakemesi Şartları Nelerdir?

Ceza Muhakemesi Hukukunda soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi veya açılmış bir davaya yargılama yapılabilmesi için aranan koşullara ceza muhakemesi şartları denmektedir. Bu şartlar somut olayda mevcut bulunmazsa ceza muhakemesi yapılamamaktadır. Çeşitleri şu şekildedir;

Ceza Muhakemesi Şartları Nelerdir?

İzin

Bir suçun kovuşturulabilmesi için özel bir izin şartı bulunuyorsa, izin alınmadan o konuda dava açılamaz. Dava açılması takdirinde mahkemenin durma kararı vermesi gerekmektedir. Yargılamaya devam edilebilmesi için izin verilmiş olması gerekmektedir. İzin şartı yerine getirilmediği takdirde durma kararı kaldırılır ve davanın düşmesine karar verilir. Durma kararı verildiğinde izin koşulu yerine getirilirse davanın devamına karar verilir.

  • Kişinin dava açıldığı konumdaki beraat edilebilecek durumdaysa eğer durma veya düşme kararı verilmeksizin kişi hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir.
  • İzin fiile ilişkin olup suç ortaklarının tümü bakımından sonuç doğurmaktadır.
  • Kanunda aksi belirtilmediği sürece verilen izin geri alınamaz.

İstem

İstem, resmi bir makamın şikayeti olarak adlandırılmaktadır. Yetkili makamın talep etmesi halinde Cumhuriyet Savcısının takdir yetkisi bulunmayıp o davayı açmak durumundadır. Suç için kanunda öngörülen yasal süre içerisinde talepte bulunulması gerekmektedir. Aksi halde suç zamanaşımına uğrayacaktır.

  • Yapılan talep geri alınamaz.
  • TCK m.12’de “Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede Türkiye’nin zararına işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması Adalet Bakanının istemine bağlıdır” şeklinde düzenlenmiştir.

Mütalaa

Kamu davası açılabilmesi için iddia makamından alınan görüşe mütalaa denmektedir. Cumhuriyet Savcısı şikayete konu olan suçun maddi olayı hakkında gerekli tüm araştırmaları yapar ve deliller toplar. Bu işlemlerin ardından dava açılıp açılamaması hakkında mütalaa verir.

 Başvuru

Devlet makamlarının bazı suçlar hakkında yaptıkları şikayete başvuru denmektedir.

Şikayet

Soruşturulması veya kovuşturulması şikayete tabi olan bir suçun şikayet hakkı olan bir kimse veya onun kanuni ya da iradi temsilcisi tarafından fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde yetkili makamlardan soruşturma ve kovuşturma yapılmasını talep etmesine şikayet denmektedir. Şikayete tabi suçlarda şikayetin bulunmaması durumda dava açılabilmesi mümkün değildir. Olayda şikayetin bulunup bulunmadığını soruşturma aşamasında savcı, kovuşturma aşamasında ise yargıç re’sen incelemektedir.

Nispi ve mutlak olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Nispi şikayete bağlı suçlar TCK m.167/2’de “Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.” Şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Mutlak şikayete bağlı suçlar yasada her koşulda şikayete bağlı olan suçlardır.

  • Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. (TCK m.73/1)
  • Şikayet etmesi gereken kişi, bu fiilden zarar görmüş olmalıdır. İstisnası TCK m.131/2’de düzenlenen hakaret ve sövme suçudur.
  • Şikayet herhangi bir şekil şartına bağlı değildir.
  • Şikayet ancak belirli makamlara yapılır.
  • Şikayet hakkından feragat veya şikayetten vazgeçme mümkündür. Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez. Şikayetten vazgeçmeden vazgeçme yoktur.
  • Şikayet edilen kişi değil, yapılan eylemdir.

Dava Süresi

Savcının dava açabilmesi için bazı durumlarda süre sınırlaması bulunmaktadır. Bu sürenin dolmasıyla birlikte artık ceza davası açılamamaktadır. Bahsedilen süre suç için öngörülen zamanaşımı olmayıp sadece davanın belli bir süre içerisinde açılmasını öngören süredir.

Kesin Hüküm ve Derdest Dava Bulunmaması

CMK m.223/7 hükmünde “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın karar verilir” reddine şeklinde düzenleme bulunmaktadır.

Ön Ödeme ve Uzlaştırmanın Gerçekleşmemesi

Ön ödeme ve uzlaşmanın gerçekleşmemesi halinde TCK m.75/1 maddesi uygulanır. Fakat bu koşullar gerçekleşmiş ise kamu davası açılır.

TCK.75- Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçların faili;

  • Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
  • Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için otuz Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
  • Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.

Yeni Kanıt Bulunamaması

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.

Yargılama Koşulları Nedir?

Sanığın Hazır Bulunması

Kamu davası açılabilmesi için sanığın hazır bulunması gerekmez fakat yargılamanın gerçekleştirilebilmesi için sanığın hazır bulunması gerekmektedir. Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.

Mahkeme, sanığın hazır bulunmasına ve zorla getirme kararı veya yakalama emriyle getirilmesine her zaman karar verebilir.

Bazı istinasları bulunup şu şekildedir;

 Gaiplik

Bulunduğu yer bilinmeyen veya yurt dışında bulunup da yetkili mahkeme önüne getirilemeyen veya getirilmesi uygun bulunmayan sanık gaip sayılır. Gaip hakkında duruşma açılmaz; mahkeme, delillerin ele geçirilmesi veya korunması amacıyla gerekli işlemleri yapar.

  • Adresi bilinmeyen gaibe, mahkeme önüne gelmesi veya adresini bildirmesi hususları uygun bir iletişim aracıyla ihtar edilir.
  • Mahkeme, gaip olan sanık hakkında duruşmaya gelmesi hâlinde tutuklanmayacağı hususunda bir güvence belgesi verebilir ve bu güvence koşullara bağlanabilir.
  • Sanık, hapis cezası ile mahkûm olur veya kaçmak hazırlığında bulunur veya güvence belgesinin bağlı olduğu koşullara uymazsa belgenin hükmü kalmaz.

Kaçaklık

Hakkındaki soruşturmanın veya kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan kişiye kaçak denir

Bazı şartların varlığı aranmaktadır:

  • Şüpheli veya sanık hakkında katalog suçlardan soruşturma veya kovuşturma başlamış olmalıdır.
  • Şüpheli veya sanık Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından yapılan tebligata uymamalıdır.
  • Şüpheli veya sanık hakkında verilen zorla getirme kararı yerine getirilmemiş olmalıdır.
  • Çağrının bir gazete ile şüpheli veya sanığın bilinen konutunun kapısına asılmak suretiyle ilânına karar verir; yapılacak ilânlarda, onbeş gün içinde gelmediği takdirde 248 inci maddede gösterilen tedbirlere hükmedilebileceğini ayrıca açıklar
  • Bu işlemleri takiben şüpheli veya sanık 15 gün içinde yetkili makamlara başvurmamalıdır.

Sanığın Yokluğu

Sanığa ulaşılmasına rağmen sanığın duruşmada hazır olmamasına sanığın yokluğu denmektedir. CMK m.194’te “Mahkemeye gelen sanığın duruşmanın devamı süresince hazır bulunması sağlanır ve savuşmasının önüne geçmek için mahkeme gereken tedbirleri alır. Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ve artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, dava yokluğunda bitirilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Sanık yokluğunda duruşma yapılabilen haller şu şekildedir;

  • Sanığın yokluğunun söz konusu olmalıdır.
  • Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.
  • Sanığa gönderilen davetiyede yokluğunda duruşma yapılacağının bildirilmesi gerekmektedir.
  • Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir. Buna sanığın duruşmadan vareste tutulması denmektedir.

Sanığın duruşmadan çıkarılabileceği haller de sanığın yokluğu hallerinden sayılmaktadır. Bu haller;

  • Duruşma disiplinin bozması sebebiyle sanığın duruşma salonundan çıkarılması gerekmektedir.
  • Duruşmanın düzenli yürütülmesinin tehlikeye girmesi sebebiyle duruşma salonundan çıkarılması gerekmektedir.
  • Sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin veya bir tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse, mahkeme, sorgu ve dinleme sırasında o sanığın mahkeme salonundan çıkarılmasına karar verebilir.

Sanığın Akıl Hastası Olmaması

Suç işledikten sonra akıl hastalığına yakalanan sanık hakkında kamu davası açılamaz fakat yargılama yapılabilir.

Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur

Yasama Dokunulmazlığının Bulunmaması

Anayasa m.82/2’de “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.” Şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Kanun maddesinde açıkça belirlendiği üzere milletvekili hakkında aleyhinde bir meclis kararı yoksa yargılama yapılamaz.

Bekletici Sounun Çözümü

Bir davanın görülmesi sırasında ortaya çıkan ve bu davanın incelenebilmesi veya sonuçlandırılabilmesi için grevli yargılama makamınca çözümlenmesinin beklenilmesine bekletici sorunun çözümü denmektedir.

 

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Mervenur ÖZKAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu