İçtihatlar

Borç İlişkisi Haksız Tahrik Sebebi Mi?

Taraflar arasında borç ilişkisinin bulunması Türk Ceza Kanunu kapsamında haksız tahrik sebebi sayılmaz.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi

Esas:2022/5957 Karar:2022/8250 K.Tarihi:24.10.2022

Haksız tahrik; belirli şartların gerçekleşmesi halinde cezada indirim sebebi olan kusurluluğu azaltan haldir. Haksız tahrik, Türk Ceza Kanunu madde 29’da düzenlenmiştir. Bir kimsenin haksız bir fiil sebebiyle hiddet veya şiddetli elem etkisi ile suç işlemesi halinde ceza sorumluluğunu azaltan bir indirim sebebidir.

Haksız tahrik indiriminin uygulanabilmesi için bazı şartların oluşmuş olması gerekmektedir. Bu şartlar; haksız tahrik oluşturan bir fiil bulunmalı, haksız tahrike sebep olan fiil haksız bir fiil olmalı, haksız tahrik teşkil eden fiil faile yönelik gerçekleştirilmeli ve fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalarak eylemi gerçekleştirmelidir.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2022/5957 Esas, 2022/8250 Karar sayılı ve 24.10.2022 tarihli ilamında, taraflar arasında borç ilişkisinin bulunması Türk Ceza Kanunu kapsamında haksız tahrik sebebi sayılmadığı içtihat edilmiştir.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi Esas:2022/5957 Karar:2022/8250 K.Tarihi:24.10.2022

2)Bu kararın temyizi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 20/01/2022 tarih 2022/131 E. 2022/85 K. sayılı ilamı ile sanık müdafiinin istinaf istemlerinin vazgeçme nedeniyle reddiyle; katılan ve mağdur katılan vekillerinin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine dair kararı.

TEMYİZ EDENLER : Katılan … vekili, sanık … müdafii, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili.

TÜRK MİLLETİ ADINA

… Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 20/01/2022 tarih, 2022/131 Esas, 2022/85 Karar sayılı kararının, katılan … vekili, sanık … müdafii, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından 5271 sayılı CMK’nin 291. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.

Dosya incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü;

Sanık … hakkında Kütahya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/12/2021 tarih, 2021/140 Esas, 2021/452 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nin 81, 35/2, 29,

53, 58. maddeleri gereğince 8 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin karar, sanık müdafii tarafından yasal süresi içerisinde 09/12/2021 tarihli istinaf dilekçesi ile istinaf edilmiş ise de; sanık … 10/01/2022 tarihli dilekçesi ile mahkumiyet kararının onanmasını talep etmiş olduğundan, … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 20/01/2022 tarih 2022/131 Esas 2022/85 Karar sayılı ilamı ile vazgeçme nedeniyle istinaf talebinin reddine karar verildiği, bu karara karşı 5271 sayılı Kanun’un 279/1-b-son ve 268/3-e maddeleri uyarınca sanık müdafii tarafından itiraz edildiği, … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 11/02/2022 tarih ve 2022/38 Değişik İş Sayılı kararı ile vaki itirazın reddine karar verilmekle,

Dosya sanığın temyizi yönünden incelenmeyip, katılan vekili ve katılan kurum vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede;

Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının beş yılın üzerinde olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 286/2-a maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi kararının temyize tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

… Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 20/01/2022 tarih, 2022/131 Esas ve 2022/85 Karar sayılı kararında bozma nedenleri dışında isabetsizlik bulunmadığından mağdur katılan vekilinin ve katılan kurum vekilinin suç vasfına, yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine;

Ancak;

Tüm dosya kapsamına göre sanık … ile mağdur katılan …’ın, suç tarihinden bir süre evvel gayri resmi birliktelik yaşadıkları, bu birliktelikten müşterek iki çocuklarının olduğu ancak yaşadıkları anlaşmazlık yüzünden ayrı yaşamaya başladıkları, mağdur katılanın, sanıktan kendisini tehdit ve darp ettiği gerekçeleri ile birçok defa şikayetçi olduğu ayrıca sanık hakkında suç tarihini de kapsar şekilde 6284 Sayılı Yasa Kapsamında tedbir kararı tesis edildiği, mağdur katılan ile sanığın birlikte oldukları dönemde satın aldıkları mobilya türü bir kısım eşyalar nedeniyle mağazaya borçlandıkları ve sanığın kendi adına senet imzaladığı, eşya borcu hususunda tarafların, Hanım’ın beyanı ile de sabit olmak üzere katılan tarafından ödeneceğine dair anlaşma sağlandığı fakat katılanın borcu vaat ettiği gibi ödeyemediğinden sanık aleyhine icra takip işlemi başlatıldığı, bu nedenle sanığın ikamet ettiği Şırnak’tan mağdur katılanın yaşadığı Kütahya iline giderek icra takibine

konu borcu ödediği ardından ödediği parayı Hanım’dan tahsil etmek için müteaddit defalar iş yerine gittiği, tanık beyanlarına göre mağdur katılanı ödeme hususunda zorlayarak münakaşa yaşadığı, son gidişinde ise mağdur katılana önce yanında bulunan bıçakla, mağdur katılanın direnmesi üzerine bıçak düştüğünde de iş yerinden temin ettiği mutfak bıçağı ile saldırdığı, mağdur katılanın cep telefonu ile Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait Kadın Destek Uygulaması marifetiyle kolluk kuvvetlerine haber vermesi üzerine eylemini tamamlayamayarak olay mahallinden kaçtığı, mağdur katılanın, sanığın eylemi nedeniyle sağ boyun bölgesinden, sol omuz ile göğüs arasından, scapula üzerinden ve sol antriordan yara aldığı, birden fazla darbe sonucu, solda hemotoraksa, sağ boyun bölgesinde kesiye, sol omuz ve göğüs arasında ve sol scapulada kesiye, sol toraksta yara ve kesiye bağlı yaşamsal tehlike meydana gelecek şekilde yaralandığı olayda;

1)Sanık hakkında teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK’nin 35. maddesiyle uygulama yapıldığı sırada makul bir ceza tayini yerine, yazılı şekilde 11 yıl hapis cezasına hükmolunarak eksik ceza tayini,

2)Sanık ile katılanın birlikte yaşadıkları dönemde satın aldıkları eşya borcunun sanık tarafından ödendiği, borcu katılanın üstlenmiş olmasına karşın ödemediğini, bu borç nedeniyle aleyhine icra takibatı yapıldığını savunarak katılanın iş yerine ödediği parayı katılandan geri almak için bir çok kez giden sanığın, son gidişinde yaşadıkları münakaşa esnasında katılanın kendisinde para olmadığını ve ödeyemeyeceğini kesin olarak belirtmesi üzerine suça konu eylemi gerçekleştirdiği, taraflar arasındaki mevcut borç ilişkisinin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun aradığı anlamda haksız tahrik nedeni sayılamayacağı, bunun dışında da katılandan kaynaklanan ve sanık lehine tahrik oluşturan söz ve davranış da bulunmadığı halde 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,

Yasaya aykırı bulunduğundan, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve mağdur katılan vekilinin temyiz istemleri itibarla yerinde görülmekle hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun şekilde 5271 sayılı CMK’nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Dosyanın 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 302/2-a maddesi gereğince ”Kütahya 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine” gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu