İçtihatlar

Vasiyet Düzenleyen Dilediği Zaman Vasiyetinden Vazgeçebilir!

Vasiyet düzenleyen dilediği zaman vasiyetinden vazgeçebilir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2019/6170, Karar: 2020/1057, K. Tarihi: 10.02.2020

Vasiyetname; bir kişinin vefat etmesinin akabinde mal varlığının nasıl paylaşılacağına dair yönergeleri içeren belgedir. Türk Medeni Kanun’a göre bir kimsenin vasiyetname düzenleyebilmesi için on beş yaşını doldurmuş ve ayırt etme gücüne sahip olmuş olması gerekmektedir. Vasiyetname resmi, el yazılı ve sözlü vasiyetname olmak üzere üçe ayrılmaktadır.

Resmi vasiyetname noter, sulh hukuk mahkemesi veya yetkili memur önünde iki tanığın katılımıyla yapılır. El yazılı vasiyetname ise kişinin tamamını kendi el yazısıyla yazdığı ve tarih ve imzanın da yer almasının zorunlu olduğu vasiyetname türüdür. Sözlü vasiyetname ise resmi veya el yazılı vasiyetnamenin yapılamayacağı durumlarda Türk Medeni Kanun’da sayılmış olan şartların gerçekleşmesi ile yapılabilecek olan vasiyetname türüdür.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/6170 Esas, 2020/1057 Karar sayılı ve 10.02.2020 tarihli ilamında; vasiyet düzenleyen dilediği zaman vasiyetinden vazgeçebilir. Bu durumun onaya veya herhangi bir sebebe dayanmasına gerek yoktur.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2019/6170, Karar: 2020/1057, K. Tarihi: 10.02.2020


Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

YARGITAYKARARI
Davacılar; … ili, … ilçesi, … Köyü, … ( … ) mevkinde kain 132 ada 37 parsel’de tapuya kayıtlı 3 adet 2’şer katlı kagir ev ve bahçesi vasıflı taşınmazın tarafların kök murisi olan … adına kayıtlı olduğunu, murisin sağlığında … Noterliği’nde düzenlediği 21/06/1991 tarihli vasiyetnamesi ile dava konusu taşınmaz üzerindeki “2 katlı ahşap ev ile arkasındaki bahçeyi ” davacıların murisi olan …’na vasiyet ve temlik ettiğini; bu vasiyetin, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2001/5 esas sayılı dosyasında açıldığını; davalılardan … tarafından vasiyetin iptali için … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın reddedildiğini ve söz konusu vasiyetnamenin kesinleştiğini ileri sürerek; … Noterliği’nin 21/06/1991 tarihli vasiyetnamesinin tenfizine ve … ili, … ilçesi, … köyü, … ( … ) mevkinde kain 132 ada, 37 parsel sayılı taşınmazın muris … adına olan tapu kaydının kısmen iptali ile vasiyete konu “2 katlı ahşap ev ile arkasındaki bahçenin ” … mirasçıları adına miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; cevap dilekçesini sunmamışlar,duruşmaya gelen bir kısım davalılardan …, … ve … davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini istediklerini; davalılardan … ise açılan davaya bir diyeceği olmadığını belirtmiştir.
Mahkemece;davacılar murisinin … … Noterliği’nin 21/06/1991 tarihli ve 1517 yevmiye numaralı vasiyetnamesini düzenledikten sonra aynı yer ile ilgili olarak yine … … Noterliği’nden 18.01.2000 tarih 0893 yevmiye no’lu vasiyetnamesini düzenlediği; bu şekilde, ilk düzenlemiş olduğu vasiyetnameden eylemli olarak döndüğü, ikinci vasiyetnamenin iptali için bir dava açılmadığı, bu şekilde ilk açılan ve okunan vasiyetnamenin geçersiz hale geldiği gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılardan … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir.
Vasiyetten dönme TMK’nun 542 ile 544. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Vasiyetçi dilediği zaman vasiyetinden dönebilir.Vasiyetçi vasiyetten dönebilmesi için sebep göstermek zorunda değildir.Vasiyet tek taraflı bir hukuki işlem olduğundan vasiyetten dönme kimsenin muvafakatına bağlı da değildir.Vasiyetten dönüş açık ya da örtülü olarak gerçekleşebileceği gibi eylemli biçimde de yapılabilir.Vasiyetten dönme üç şekilde gerçekleşebilir:
1-Yeni vasiyetname ile,
2-Yok etme ile,
3-Sonraki tasarruf ile.
Yeni vasiyetname ile vasiyetten dönme TMK’nun 542. maddesinde düzenlenmiştir.Mirasbırakan,ölümüne kadar her zaman vasiyetnameden dönebilir.Bilindiği üzere vasiyet,resmi şekilde veya mirasbırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarak yapılabilir.Vasiyetten dönme için yasada öngörülen bu şekillerden birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yapılmalıdır.Vasiyetnameden mutlaka yapıldığı şekil ile dönme zorunluluğu yoktur.Yine vasiyetnamenin tamamından dönülebileceği gibi bir bölümünden de dönülebilir.Vasiyetnamenin dönülmeyen bölümleri geçerliliğini korur.(Miras Hukuku,Ankara 2008 basım,Yargıtay 2.H.D.Başkanı Ömer Uğur Gençcan,sf.242-244)
Somut olayda;tarafların murisi …’nun dosya kapsamında yer alan 21.06.1991 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi incelendiğinde”sahibi bulunduğu … ili,… ilçesi,… Köyü,… altı mevkiinde tapuda:parsel 11072,pafta:14’te kayıtlı 2100 m2’lik tarlamı eşim … ile …’dan olma 1330 doğumlu …’na(yaklaşık değeri 5.000.000 TL) (beş milyon TL);yine … ili,… ilçesi,… köyü,…(…)mevkiinde tapuda kütük sayfa no:40’da adıma kayıtlı olan 2156 m2’lik gayrımenkul üzerindeki iki katlı kargir ev ile arkasındaki duvar içindeki bahçeyi(yaklaşık değeri 5.000.000 TL) (beş milyon TL) oğlum 1940 doğumlu …’na,yine aynı tapulu gayrımenkul üzerinde bulunan iki katlı ev ile arkasındaki duvar içindeki bahçeyi tahmini değeri 5.000.000 TL (beş milyon TL) olan gayrımenkulümü 1944 doğumlu oğlum …’na ve yine tahmini değeri 2.000.000 TL(iki milyon TL) olan aynı arsa üzerindeki üçüncü bina olan iki katlı ahşap evimi (diğer oğullarım … ile …’nun hisseleri kadar olmak üzere) ve arkasındaki bahçeyi 1937 doğumlu …’na ayrıca kızım …’ın oturmakta olduğu iki katlı ev ile arsasını,bunların haricinde kalan yerler ise üç oğlum …,… ile …’na eşit ve müsavi olmak üzere paylaştırılmak şartıyla temlik ve vasiyet ediyorum”şeklinde olduğu;murise ait İstanbul 22.Noterliği’nce düzenlenen 18.01.2000 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi incelendiğinde ise”… ili,… ilçesi,… mahalle/köyü,…(…) sokak/mevkii,40 kütük sayfa,13 pafta,40 parsel sayılardaki 2156 m2 yüzölçümlü iki katlı kargir ev ve bahçe cinsindeki taşınmaz benim mülkümdür.Taşınmaz üzerinde iki adet bina bulunmaktadır.Ekli krokide gösterildiği üzere köşedeki mevcut binanın bitişiğinde 8×7,5 m.(sekiz x yedi buçuk metre) boyutlarındaki bu parçayı … oğlu …’a,onun yanındaki 8×7,5 metre(sekiz x yedi buçuk metre) ebatındaki ikinci parçayı … kızı …’a bırakıyorum.Her birine bırakılan alan 60(altmış metrekare) m2 olup,iki kişinin toplam alanı 120 m2(yüz yirmi metre kare)’dir.Bu bırakılan parçalar üzerinde diğer mirasçılarımın mahfuz hisse dahil olmak üzere hiçbir hakları bulunmayacak,belirtilen parçalar olduğu gibi adı geçen kişilere kalacaktır.” düzenlemesine yer verdiği görülmektedir.
Mahkemece, her ne kadar hatalı değerlendirme ile;murisin 18.01.2000 tarihli vasiyetnamesi ile önceki vasiyetnamesi olan 21.06.1991 tarihli vasiyetnamesinden eylemli olarak döndüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yukarıda ayrıntılı şekilde ifade edilen her iki vasiyetname de dikkatlice incelendiğinde görüleceği üzere,murisin 2000 tarihli vasiyetnamesinde 1991 tarihli vasiyetnamesine de konu ettiği 2156 m2’lik taşınmaza ilişkin olarak 2000 tarihli vasiyetnamede ayrıntılı şekilde belirttiği sadece 120 m2’lik alan yönünden tasarrufta bulunduğu açıktır. Bu durumda, murisin 18.01.2000 tarihli vasiyetname ile 21.06.1991 tarihli vasiyetnamesinden tam olarak döndüğünden bahsedilemez.
Bu itibarla, mahkemece; murise ait tenfizi istenen taşınmaz yönünden mahallinde uzman bilirkişi heyeti ile keşif icra edilerek , murise ait olan 21.06.1991 tarihli vasiyetname ile 18.01.2000 tarihli vasiyetnamenin ilgili taşınmaza tatbik edilmesi,bu şekilde 18.01.2000 tarihli vasiyet ile lehlerine vasiyet yapılan … oğlu … ile … kızı …’a bırakılan kısımların net olarak belirlenmesi,her iki vasiyette çakışan kısımlar olup olmadığının tespit edilmesi,çakışan kısımlar var ise murisin 2000 tarihli vasiyetnamesi ile sadece o kısımlar yönünden vasiyetinden döndüğü ve kalan kısımlar yönünden 1991 tarihli vasiyetnamenin geçerliliğini koruyacağı dikkate alınarak ve taleple bağlılık ilkesi de gözetilmek suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılardan … yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu