İçtihatlar

Eşlerden Birinin Kendi Adına Kayıtlı Taşınmazı Eşinin Görüşünü Almadan Satması

Eşlerden birinin kendi adına kayıtlı taşınmazı eşinin görüşünü almadan satması diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2022/9210, Karar: 2023/12, K. Tarihi: 11.01.2023

Ekonomik şiddet, boşanma durumunda kadınların finansal olarak mağdur edildiği bir hukuki kavramı ifade etmektedir. Bu şiddet biçimi, kadınların aile içinde gelir elde etmelerinin engellenmesi, kazandıkları gelirin ellerinden alınması veya aile geçim sorumluluğunun yalnızca kadına yüklenmesi gibi durumları içermektedir. Ayrıca, kadınlar ev içi emeklerinin maddi bir karşılığını alamamakta, aile içindeki değerleri görmezden gelinmektedir.

Kamusal alanda da kadınlar cinsiyet ayrımcılığına maruz kalarak ekonomik şiddete tabi tutulmaktadır. Bu tür şiddet, kadınların ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmaktadır ve genellikle diğer şiddet biçimlerine karşı savunmasız hale gelmelerine yol açmaktadır. Bu nedenle, hukuki düzenlemeler ve toplumsal politikalar, kadınların ekonomik şiddetten korunmasını sağlamak için önemli bir rol oynamalıdır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2022/9210 Esas, 2023/126 Karar sayılı ve 11.01.2023 karar tarihli ilamında; eşlerden birinin kendi adına kayıtlı taşınmazı eşinin görüşünü almadan satması diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini içtihat etmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2022/9210, Karar: 2023/12, K. Tarihi: 11.01.2023

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kadının evi sebepsiz terk etmesi nedeniyle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, terk hukuksal sebebine dayalı davanın koşullarının oluşup oluşmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ile miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 164 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 55 inci madde hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilin tüm temyiz itirazları ile kadın vekilinin aşağıdaki (2) nolu paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2.Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yukarıda da belirtildiği üzere; erkeğe “kendi adına kayıtlı taşınmazı eşinin görüşünü almadan sattığı” vakıasının kusur olarak yüklenildiği, kadından habersiz yapılan bu eylemin ekonomik anlamda güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, belirlenen ve gerçekleşen bu kusurun kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşulları kadın yararına oluşmuştur. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince kadının yararına uygun miktarda manevî tazminat hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile manevî tazminatın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle

1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,

2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden …’e yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde …’e iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu