İçtihatlar

İşverenin Haksız Feshi Durumları Nelerdir?

Garsonun satışa sunulan sütlacı yemesi nedeniyle iş akdinin feshedilmesi ölçülülük ilkesine aykırıdır.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi         

Esas: 2016/6718 Karar: 2019/4448, K. Tarihi: 27.02.2019

İş akdinin işveren tarafından feshi, işçi ile işveren arasında kurulan iş ilişkisinin işverenin tek taraflı irade beyanıyla sonlandırılmasıdır. İş akdinin işveren tarafından feshi, 4857 sayılı İş Kanunu’na göre belirli şartlara bağlıdır.

Bu şartlar aşağıda sayılmıştır:

  • İş akdinin feshi yazılı olarak yapılmalı ve fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmelidir.
  • İş akdinin feshi, geçerli bir nedene dayanmalıdır. Geçerli neden, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili olabileceği gibi, işletmenin, iş yerinin veya işin gerekleri de olabilir.
  • İş akdinin feshi, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle haklı nedenle derhal fesih hakkı veren durumlar dışında, işçinin savunmasını almak suretiyle yapılmalıdır.
  • İş akdinin feshi, kanunda öngörülen ihbar sürelerine uygun olarak yapılmalıdır. İhbar süreleri, işçinin çalışma süresine göre değişmektedir. İhbar süresine uyulmaması halinde, ihbar tazminatı ödenmesi gerekmektedir.
  • İş akdinin feshi, işçinin kıdemine göre belirlenen kıdem tazminatını ödemek suretiyle yapılmalıdır. Kıdem tazminatı, işçinin çalıştığı her yıl için brüt ücretinin 30 günlük tutarı kadardır.

İş akdinin işveren tarafından feshi, yukarıda sayılan şartlara uygun olarak yapılmadığı takdirde, geçersiz sayılır ve işçiye işe iade davası açma hakkı doğar. İşe iade davası, fesih bildiriminden itibaren bir ay içinde açılmalıdır.

Haksız nedenle fesih sebepleri, iş sözleşmesinin işçi veya işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın sonlandırılmasıdır. Haksız nedenle fesih, işçi veya işverenin iş ilişkisini keyfi olarak bitirmesi anlamına gelir. Haksız nedenle fesih, işçi veya işverenin haklarını ve yükümlülüklerini ihlal eder ve hukuki sonuçlar doğurur.

Haksız nedenle fesih sebepleri, kanunla veya yargı kararlarıyla belirlenmemiş olup somut olayın özelliklerine göre değerlendirilir. Haksız nedenle fesih sebepleri, genel olarak şunlardır:

  • İşçinin veya işverenin iş sözleşmesine aykırı davranması,
  • İşçinin veya işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışlarda bulunması,
  • İşçinin veya işverenin iş güvenliği ve sağlığına dikkat etmemesi,
  • İşçinin veya işverenin iş yerinde mobbing uygulaması veya maruz kalması,
  • İşçinin veya işverenin cinsel tacizde bulunması veya bulunulması,
  • İşçinin veya işverenin şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması,
  • İşçinin veya işverenin yalan beyanda bulunması, hile yapması, hırsızlık yapması gibi dürüstlük ilkesine aykırı hareket etmesi,

Haksız nedenle fesih sebepleri, işçi veya işverene bazı haklar tanır. Haksız nedenle fesih durumunda, feshedilen taraf, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve boşta geçen süre ücreti talep edebilir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2016/6718 Esas, 2019/4448 Karar sayılı ve 27.02.2019 karar tarihli ilamında; garsonun satışa sunulan sütlacı yemesi nedeniyle iş akdinin feshedilmesi ölçülülük ilkesine aykırı olduğu içtihat edilmiştir.

 Yargıtay 22. Hukuk Dairesi         

Esas: 2016/6718 Karar: 2019/4448, K. Tarihi: 27.02.2019

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait alışveriş merkezinde 08.04.2013-27.03.2015 tarihleri arasında garson olarak çalıştığını, çalışması sırasında tansiyonu/şekeri düştüğü için bir kase sütlaç yediğini, bu olayın işyeri kameraları tarafından tespit edildiğini, bu sebeple müvekkilinin iş sözleşmesinin feshedildiğini, feshin haksız olduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, çalışanlar tarafından ücretsiz yeme içmenin yasak olduğunu, alışveriş merkezi raflarında ve büfelerinde satışa arz edilen ürünlerin bedeli ödenmeden alınmasının mazur görülmediğini, davacının daha önce de gizli bir şekilde su böreği yerken ve parasını ödemeden kola vb. meşrubat içerken yakalandığını, davacının şefi ve üstleri tarafından sözlü olarak uyarıldığını, sözlü uyarılara rağmen davacının en son olarak 22.03.2015 tarihinde satışa arz edilen büfeden sütlacı gizlice alarak yediğinin tespit edildiğini, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, tanık beyanlarından anlaşıldığı ve taraflar arasındaki iş sözleşmesinde kararlaştırıldığı üzere, çalışan personelin büfedeki yiyeceklerden mesai saatlerinde ücretli veya ücretsiz yemesinin yasak olduğu, davacının daha önce de bu şekilde yiyecek yediği halde bir veya iki defa sözlü olarak uyarıldığı, davacı işçinin parasını ödemeksizin sütlacı bulaşıkhanede gizlice yemesinin bu sütlacın maddi değeri az da olsa 5237 sayılı TCK’nun 155/2. maddesine göre hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturabilecek nitelikte bulunduğu gerekçeleriyle işverenin iş sözleşmesini feshinin 4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesine göre haklı nedene dayandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunmasının işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.

Dosya içeriğinden, davacının 08.04.2013-27.03.2015 tarihlerinde davalı işyerinde garson olarak çalıştığı, gerek dosyadaki belgeler gerekse de davacının savunmasında ikrar ettiği üzere, davacının 22.03.2015 tarihinde işyerinin bulaşıkhanesinde bir kase sütlacı bedelsiz yediğinin sabit olduğu, taraflar arasındaki iş sözlşemesinin 13/b. bendinde konuya ilişkin açık düzenleme bulunduğu ve işçinin işyerine ait olan gıda, içecek maddelerini yemesi ve içmesinin yasak olduğunun, aksi davranışın tazminatsız fesih nedeni olarak kabul edildiğinin kararlaştırıldığı, davacının iş sözleşmesinin 27.03.2015 tarihinde işyeri talimatları da gerekçe gösterilmek suretiyle söz konusu eylemi nedeniyle işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanununun 25/II-e maddesine istinaden haklı nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının eyleminin işverenin güvenini kötüye kullanması, iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık olduğu, işveren tarafından yapılan feshin haklı olduğu gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağına karar verilmiştir.

Feshin haklı veya geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken içerik yönünden fesih nedenlerinin haklı veya geçerli olduğunu kanıtlayacaktır. Feshin geçerli veya haklı olup olmadığının değerlendirilmesinde, işçinin davranışının ağırlığı dikkate alınarak, olayın özelliğine göre işçinin davranışı ile işverence uygulanan fesih türü arasında bir orantısızlık (ölçüsüzlük) olup olmadığı ölçülülük ilkesi gereğince değerlendirilmelidir. Feshe konu olayda, davacının satışa sunulan bir kase sütlacı ücretsiz olarak bulaşıkhanede yeme şeklindeki eyleminin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedilmesini gerektirecek ağırlıkta olduğu kabul edilemez. Her ne kadar taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 13/b. bendinde konuya ilişkin açık düzenleme mevcut olup, eylemin haklı neden teşkil edeceği açıkça belirtilmiş ise de, eylemin tek olduğu ve davalı tarafından davacının aynı konuya ilişkin olarak uyarıldığının ispat edilemediği anlaşıldığından ölçülülük ilkesine uygun davranılmadığı kabul edilmelidir. Nitekim 27.03.2015 tarihli fesih ihbarnamesinde de davacının başkaca benzer eylemlerinin bulunduğundan söz edilmemekte; yalnızca 22.03.2015 tarihinde bulaşıkhanede yediği bir kase sütlaçtan söz edilmektedir. Dosyada yer alan belgeler, dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, feshe konu olayın iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı, ölçülülük ilkesine uygun davranılmadığı kanaatine varıldığından kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi hatalı olmuştur.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu