İçtihatlar

İştirak Nafakasının Artırımı Davası

 

İştirak nafakasının artırımı davasında; sosyal gelişimi etkileyecek spor, sanat ve benzeri faaliyetlerin de nafaka artırımında gözetilmesi gerekir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2017/9508, Karar: 2017/10932, K. Tarihi:  03.07.2017

Türk hukukunda nafaka, bir kişinin kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olan diğer bir kimseye yasal olarak ödediği düzenli maddi yardımdır. Nafaka genellikle aile hukukuyla ilgili konularda karşımıza çıkar ve Türk Medeni Kanun’da düzenlenmiştir.

Nafaka; tedbir, iştirak, yoksulluk ve yardım nafakası olarak dörde ayrılmaktadır. Tedbir nafakası; evlilik birliği sona erinceye kadar dava süresince ödenen nafakadır. İştirak nafakası; boşanmanın akabinde velayeti kendisine bırakılmayan tarafın müşterek çocuklar için ödeme yaptığı nafaka türüdür.

Yoksulluk nafakası; boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan tarafa boşanmada kusuru daha ağır olmamak koşuluyla diğer tarafça ödenen nafakadır. Yardım nafakası ise kanunda sınırlı olarak sayılan aile bireylerinin yoksulluktan korunması için yardımlaşma mahiyetindeki nafaka türüdür.

Nafaka miktarı ve süresi mahkeme kararıyla belirlenmektedir. Nafaka talebi için ise; nafaka talebinde bulunan kişinin kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olması, nafaka ödeyecek kişinin ödeme gücüne sahip olması, nafaka talebinin haklı bir sebebe dayanmış olması gerekmektedir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/13926 Esas, 2017/10932 Karar sayılı ve 03.07.2017 tarihli ilamında; iştirak nafakasının artırımı davasında, sosyal gelişimi etkileyecek spor, sanat ve benzeri faaliyetlerin de nafaka artırımında gözetilmesi gerektiği içtihat edilmiştir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2016/13926 Karar: 2017/10932 K. Tarihi: 03.07.2017

 

Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ile 2008 yılında evlendiklerini, bu evlilikten 2009 doğumlu bir müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalı ile 2011 yılında boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin ise kendisine verildiğini, müşterek çocuk için 2011 yılında açılan iştirak nafakası davası neticesinde 07.07.2011 tarihi olan nafaka dava tarihinden itibaren aylık 400 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, bu kararın 2013 yılında kesinleştiğini ,davalının halihazırda aylık 480 TL nafaka ödediğini, müşterek çocuğun altı yaşında olduğunu, piyano vb. faaliyetleri nedeniyle masrafları olduğunu, kendisinin bankada çalıştığını ve aylık 3.500 TL geliri olduğunu, davalının ise havaalanında çalıştığını ve aylık 6.000 TL civarı geliri bulunduğunu ileri sürerek, müşterek çocuk için aylık 480 TL olarak ödenen nafakanın aylık 1.500,00 TL’ye yükseltilmesini dava ve talep etmiş;duruşmada hükmedilecek nafakaya Üfe oranında artış uygulanmasını da istemiştir.

Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, tarafların müşterek çocuğu …için İstanbul … 13 Aile Mahkemesi’nin 05/03/2013 tarihli 2011/601 E -2013/120 K sayılı kararı ile takdir edilen ve dava tarihi itibariyle 480,00 TL iştirak nafakasının dava tarihi olan 15/10//2015 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL’ ye çıkarılmasına, iştirak nafakasının her yıl Tüik tarafından yayınlanan yıllık Üfe artış oranı esas alınmak suretiyle arttırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir.
TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir.
TMK’nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.

TMK.nun 328/1.maddesinde “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına
kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcut bulunmaktadır.

Somut olayda; tarafların 2011 yılında boşandıkları ve müşterek çocuk 2009 doğumlu ….’in velayetinin davacı anneye verildiği, boşanma davasında müşterek çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmediği, davacı annenin 2011 yılında açtığı iştirak nafakası davası sonucunda ise 2013 yılında müşterek çocuk için nafaka dava tarihinden itibaren aylık 400 TL iştirak nafakasına hükmedildiği ve nafakada Üfe oranında artışa da hükmedildiği, eldeki dava tarihi itibariyle iştirak nafakasının aylık 480 TL olarak ödenmekte olduğu sabittir.

Yine dosya kapsamında yer alan tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçlarına göre ise; davacının bankacı olduğu, aylık 3.000 TL geliri bulunduğu, aylık 870 TL kira ödemesinin olduğu, kızının 7 yaşında olup öğrenci olduğu; davalının ise İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanında TGS yer hizmetlerinde çalıştığı, aylık 2.800 TL geliri bulunduğu, aylık 710 TL kira ve 290 TL de aidat ödemesi bulunduğu, evli olup eşinin çalışmadığı anlaşılmaktadır .Ayrıca dosya kapsamında yer alan kayıtlardan anlaşıldığı üzere müşterek çocuğun aylık 239 TL piyano kurs masrafı,350 TL servis ücreti, bunların dışında da yine spor ve etüt merkezindeki eğitimi için de masrafları bulunduğu da tespit edilmektedir.

Bu durumda, tarafların yukarıda tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı, eğitime devam ediyor olması, eğitim, kurs vb. masrafları olması, müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın 2013 yılında karara bağlandığı da nazara alındığında mahkemece yanılgılı değerlendirme ile müşterek çocuğun servis ve etüd ücreti dışında piyano, dans vs. gibi kurslarının zorunlu ihtiyaçlardan olmadığı ve nafaka ihtiyacı belirlenirken değerlendirilmesinin mümkün olmadığından bahisle düşük oranda artışa karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle müşterek çocuğun yaşı, eğitimine devam etmesi, spor, sanat vb. sosyal gelişimini sağlayacak nitelikteki faaliyetlerinin de nafaka miktarının belirlenmesinde gözetilmesi gerektiği nazara alınarak, aradan geçen sürede müşterek çocuğun ihtiyaçlarında olan artış ve davalının gelir durumu ile davalının gelir ve giderleri de dikkate alınmak suretiyle TMK’nun 4.maddesi gereğince daha uygun miktarda nafaka artırımına hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu