Genel Hukuki Bilgiler

Hasar Tespit Davası Nedir?

Hasar (zarar) tespit davası kişilerin günlük yaşantısında birbirlerine verdikleri bazı zararların hukuk düzleminde cins veya parasal olarak tespit edilebilmesi amacıyla açılan davalardır.

Hasar tespit davaları genel kural olarak tazminat davalarından önce açılmaktadır. Tespit davasının tüm özelliklerini bünyesinde taşır. Mahkemeden bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin varlığının yahut herhangi bir belgenin sahteliğinin tespitinin talep edilmesine tespit davası denilmektedir.

Bu bağlamda hasar tespit davası da söz konusu zararların tespitinin mahkemeden talep edilmesinden ibarettir.

Tespit Davası Türleri Nelerdir?

Tespit davaları ile sadece bir hukuki ilişki tespit edilebilir. Eda davalarının aksine bir şeyi yapma veya yapmamaya ilişkin bir sonuç doğurmaz.

Tespit davaları da kendi içerisinde “müspet (olumlu)” ve “menfi (olumsuz)” tespit davası olarak ikiye ayrılmaktadır:

Müspet Tespit Davası Nedir?

Herhangi bir hukuki ilişkinin varlığının tespit edilmesine yönelik açılan hukuk davalarıdır. Bu tür tespit davalarında bir hukuki ilişkinin varlığının iddia edilmesi ve buna istinaden karşı tarafın bu iddiayı reddetmesi üzerine mevcut durumun mahkemelerce tespit edilmesi istenir.

Menfi Tespit Davası Nedir?

Menfi tespit davası ise iddia edilen hukuki ilişkinin hiçbir zaman var olmadığının tespitine yönelik açılan davalardır.

Müspet tespit davasının aksine hak veya hukuki ilişkinin gerçekte hiç var olmadığı fakat karşı tarafın var olduğunu iddia etmesi üzerine açılan hukuk davalarıdır.

Menfi Tespit Davası Nedir?

Tespit Davası İle Eda Davasının Ayrımı Ve İlişkileri

Eda davası, talep edilen hukuki korunma bakımından yapılan ayrıma göre bir şeyin yapılması, verilmesi veya yapılmamasının talep edildiği dava türüdür. Bu bakımdan tespit davasında taraflardan birisi bir eylemi fiili olarak yapmaya veya yapmamaya zorlanmamaktayken eda davalarında durum tam tersidir.

Eda davasının sonucunda yapılması yahut yapılmaması gereken bir durum ortaya çıkarken tespit davası yalnızca kişiler arasındaki hukuki ilişkileri tespit ederek tarafları fiilen bir eylemde bulunmaya veya bulunmamaya zorlamaz.

Tespit davaları genellikle açılacak başka bir davadan önce hukuki ilişkinin tespit edilerek ikincil davaya dayanak oluşturması ve karışıklığın giderilerek hukuki ilişkinin tespit edilmesi bağlamında başvurulan bir yoldur. Zira tespit davaları genellikle tazminat davasından önce açılarak söz konusu davaya dayanak oluşturmaktadır. Çünkü mahkeme tarafından yapılan tespit hükmü, kesinleşmekle birlikte bir ilam niteliği taşımaya başlar ve dolayısıyla ispat aracı olarak kullanılmaya elverişli hale gelir. Eda davalarında ise asıl amaçlanan sonucun gerçekleşmesi bakımından tekrar dava açma gerekliliği oluşmaz. Zira eda davasının kazanılması ve hükmün kesinleşmesiyle birlikte yeni bir hukuki durum ortaya çıkar ve eski hukuki durum davacı lehine tamamen değişir.

Uygulamada Açılan Tespit Davaları Nelerdir?

Uygulamada kişilerin menfaatini etkileyen birçok konuda tespit davası açılabilmektedir. En çok açılan tespit davalarına örnek vermemiz gerekirse bunlar; zarar tespit davası, sigorta tespit davası, terekenin tespiti davası, ücret tespit davası, kira tespit davası, iş kazası tespit davası ve delil tespit davasıdır.

Kaza Tespit Tutanağı Nedir?

Kaza tespit tutanağı iki veya daha çok aracın karıştığı maddi hasarlı kazalarda bütün detayların tespit edilerek kazanın nasıl gerçekleştiğini açıklamaya yarayan ve bu amaçla tutulan resmi evraklardır.

Kaza tespit tutanağı tutulması gereken durumlarda kazanın tarafları, kazanın nasıl gerçekleştiğini kendi izlenimleriyle anlatırlar.

Kaza Tespit Tutanağına İtiraz Nasıl Yapılır?

Kural olarak kaza tespit tutanağına itirazlar 15 günlük zamanaşımı süresi içerisinde Sulh Ceza Mahkemelerine yapılabilir.

Mahkemeye başvurmak suretiyle keşif talep edilebilir. Mahkeme aracılığıyla bütün deliller toplanır ve aynı zamanda olayın aydınlatılabilmesi için bilirkişi görevlendirilir.

Kaza Tespit Tutanağının İptaline Dair Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi Esas: 2020/163, Karar: 2022/529 K. Tarihi: 21.03.2022

ÖZET: Karayolları Trafik Yönetmeliği 107.maddesinde belirtilen; “Sürücüler, önlerinde giden araçları güvenli ve gerekli bir mesafeden takip etmek zorundadırlar. Bu mesafe, kendi araçlarının kilometre cinsinden saatteki hızının en az yarısı kadar metredir. Takip mesafesi, takip eden aracın 2 saniyede kat edeceği yol uzunluğu kadar da olabilir.”’ kurallarını ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 157. maddesi a/6-7 bendinde ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 84. maddesinde belirtilen; “Araç sürücüleri trafik kazalarında; d) Arkadan çarpma, Hallerinde asli kusurlu sayılırlar.” kurallarını ihlal ettiği için % 60 oranında asli kusurlu olduğu ” belirlemesinde bulunmuştur. Mahkemece, kaza tespit tutanağındaki asli ve tali kusur belirlemesine aykırı bulunan rapora itibar edilerek ve tarafların itirazı değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken İTÜ Otomotiv veya Ulaştırma bölümlerinden konusunda uzman makine mühendislerinden seçilerek üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturmak, kaza tespit tutanağındaki veriler ve dosya kapsamına göre tarafların itirazları da değerlendirilecek şekilde kusur ve hasar raporu almak, sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 

Davacı vekili dilekçesinde özetle; 09/10/2017 tarihinde müvekkili sigorta şirketinin kasko sigortalısı, dava dışı … A.Ş.’ne ait, dava dışı … sevk ve idaresindeki, … plakalı, 2016 model, … marka … tipi otomobil ile … Tem istikametine seyir halindeyken, İkitelli ayrımına yaklaşık 100 m. kala, emniyet şeridinden gidiş yönünde en sağ şeride manevrası sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek, aracın sağ yan arka kısımlarıyla, orta şeritte aynı istikamete doğru seyir halinde olan, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki, … plakalı aracın sol yan çamurluk kısımlarına çarpması ve çarpmanın etkisiyle savrularak orta şeride geçmesi, orta şeritte aynı istikamete doğru seyir halinde olan, davalı … Ltd. Şti.’ne ait, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin arka kısımlarına çarpması sonucu, dava dışı sürücü …’ün yaralandığı, maddi hasarlı/yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, sigortalı aracın hasarlı olarak 23.691,00 TL bedelle 3. şahıs …’e satıldığını, hasarsız rayiç değerinin 44.000,00 TL olduğu aracın 20.309,00 TL hasar bedelinin müvekkili tarafından sigortalıya ödendiğini, sigorta tazminatı müvekkilince ödendiğinden, TTK.m.1472/1 halefiyet gereğince müvekkilinin sigortalının yerine geçmiş alacaklı/davacı sıfatını elde ettiğini, müvekkilince davalıya rücu yazısı gönderilmişse de olumlu cevap alınamadığını, davalı aleyhine 20/07/2018 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasının yaşandığı 09/10/2017 tarihinde … plakalı araç ile … plaka sayılı aracın halk dilinde “kapışma” olarak tabir edilen trafik kurallarını hiçe sayarak seyir ederken, davacının sigortalısı olan … plaka sayılı aracın emniyet şeridinden sağ şeride geçerken kazaya karışan ve yarış halinde olduğu … plaka sayılı araç ile çarpışıp, çarpışmanın etkisiyle sağdan 2. Şeritte seyir halinde olan ve önü boş olan müvekkiline ait … plaka sayılı aracın önüne düştüğünü, müvekkiline ait aracı kullanan …’ın … plakalı araca çarpmamak gibi bir alternatifinin kalmadığını, kaza tespit tutanağında her ne kadar müvekkiline ait aracı takip mesafesine uymadığı dile getirilmişse de bu tespitin doğru olmadığını, çünkü kazanın yaşandığı sırada … plakalı aracın müvekkiline ait aracın önünde seyir ettiğini belirterek belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 10.670,04 TL asıl alacak, 613,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.283,56 TL yönünden davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin 11.283,56 TL yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda yasal faiz oranı uygulanmasına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının icra İnkar tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Rapora yönelik itirazları dikkate alınmadan ve ek rapor dahi alınmaksızın mevcut bilirkişi raporu aynen kabul edilerek karar verildiğini, ekspertiz raporundaki hesaplama ile bilirkişi raporunda toplam hasar miktarı 27.935,38 TL’nin sadece 2. kaza ile ilgili olduğundan, hasar miktarının 17.784,40 TL değil, 20.309,00 TL olarak dikkate alınması gerektiğini, dava konusu 2.kaza ile ilgili olarak bilirkişilerin belirledikleri %60-%40 şeklindeki kusur oranlarının da hatalı olduğunu, bu oranının kaza tespit tutanağı içeriğine dahi ters düştüğünü, kaza tutanağındaki tespit ve anlatımlarla bilirkişi raporunun çelişik olduğunu, ayrıca bağımsız sigorta ekspertiz raporuyla da çelişkili olduğunu, 2.kazada … plakalı çekicinin sürücüsü, müvekkiline sigortalı olan … plakalı araca arkadan çarptığını, bu nedenle … plakalı aracın sürücüsünün bu kazada %100 kusurlu olduğunu, bu duruma göre de talep edilen alacağın tamamından davalının sorumlu olduğunu, mevcut bilirkişi raporunun dosyadaki bağımsız sigorta ekspertiz raporuyla da hasar değeri hariç kusur ve sorumluluklar bakımından çeliştiğini, bilirkişilerin kazaları ve kusurları sehven birbirine karıştırdıklarını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait aracı kullanan …’ın herhangi bir trafik kuralını ihlal etmediğini kaza tespit tutanağının ortaya koyduğunu, müvekkiline ait aracı kullanan …’ın orta şeritte seyir halindeyken, … plakalı aracın … plakalı araç ile çarpıştığını, çarpışmanın etkisi ile müvekkiline ait aracın önüne düştüğünü, dava konusu trafik kazasının bu şekilde meydana geldiğinden müvekkiline ait araç sürücüsüne atfedilecek bir kusurun da olmadığını bu nedenle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 09.10.2017 tarihinde davacı … Sigorta A.Ş. kasko sigortalısı, dava dışı … A.Ş.’ye ait, dava dışı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki, … plakalı, 2016 model, … marka … tipi otomobil ile … TEM istikametine seyir halindeyken, İkitelli ayrımına yaklaşık 100 m. kala, emniyet şeridinden gidiş yönünde en sağ şeride manevrası sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek, aracın sağ yan arka kısımlarıyla, orta şeritte aynı istikamete doğru seyir halinde olan, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki, … plakalı aracın sol yan çamurluk kısımlarına çarpması ve çarpmanın etkisiyle savrularak orta şeride geçmesi, orta şeritte aynı istikamete doğru seyir halinde olan, davalı … Ltd. Şti.’ye ait, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı çekici (kamyon) ön kısımlarıyla, aniden önüne savrulan … plakalı otomobilin arka kısımlarına çarpması sonucu, dava dışı sürücü …’ün yaralandığı, maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, davacı sigorta şirketinin, kasko poliçesi kapsamında dava dışı … A.Ş.’ye yaptığı ödemenin halefiyet gereği davalıdan rücuen tahsili için yaptığı takibe itiraz nedeniyle itirazın iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Kaza tarihinde A Bölgesi Trafik Ekipler Amirliğinde görevli polis memurlarınca düzenlenen ve imzalanan Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağında, bahse konu kazanın oluşumunda, … plakalı otomobil sürücüsü …’ün 2918 sayılı KTK 46/2 c kusurunu işlediği, … plakalı çekici sürücüsü …’ın aynı kanunun 52/1 c kusurunu işlediği belirtilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, “Davacı kasko sigortalısı … plakalı araç ile, … plakalı çekicinin karıştığı 2. Kaza itibariyle; … plakalı araç ve sürücüsünün, Karayolları Trafik Kanunu’nun 56. maddesinde belirtilen; “’a) Şerit izleme: 1. Sürücülerin; geçme, dönme, duraklama, durma ve park etme gibi haller dışında şerit değiştirmeleri veya iki şeridi birden kullanmaları, 3. Araçların cinsine ve hızına uygun olmayan şeritten gitmeleri, yasaktır. ” kuralını ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/c. Maddesinde belirtilen; “c) Diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirlenen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak, zorundadırlar’” kuralını ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 94. Maddesi ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46. Maddesinde belirtilen; “Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler: a) Araçlarını, gidiş yönüne göre yolun sağından, çok şeritli yollarda ise yol ve trafik durumuna göre hızının gerektirdiği şeritten sürmek, b) Şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek, c) Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek, zorundadırlar. ” kurallarını ihlal ettiği için %40 oranında tali kusurlu olduğunu, … plakalı araç ve sürücüsünün, Karayolları Trafik Yönetmeliği 101/b maddesi ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b maddesinde belirtilen; “b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar ” ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 56. maddesinde belirtilen; “c) Araçlar arasındaki mesafe: Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar. ” kuralını ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 107.maddesinde belirtilen; “Sürücüler, önlerinde giden araçları güvenli ve gerekli bir mesafeden takip etmek zorundadırlar. Bu mesafe, kendi araçlarının kilometre cinsinden saatteki hızının en az yarısı kadar metredir. Takip mesafesi, takip eden aracın 2 saniyede kat edeceği yol uzunluğu kadar da olabilir.”’ kurallarını ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 157. maddesi a/6-7 bendinde ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 84. maddesinde belirtilen; “Araç sürücüleri trafik kazalarında; d) Arkadan çarpma, Hallerinde asli kusurlu sayılırlar.” kurallarını ihlal ettiği için % 60 oranında asli kusurlu olduğu ” belirlemesinde bulunmuştur. Mahkemece, kaza tespit tutanağındaki asli ve tali kusur belirlemesine aykırı bulunan rapora itibar edilerek ve tarafların itirazı değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken İTÜ Otomotiv veya Ulaştırma bölümlerinden konusunda uzman makine mühendislerinden seçilerek üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturmak, kaza tespit tutanağındaki veriler ve dosya kapsamına göre tarafların itirazları da değerlendirilecek şekilde kusur ve hasar raporu almak, sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Kübra DEMİR

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu