İçtihatlar

Evlilikte Özel Hayatın Gizliliğini İhlal

Taraflar evli olsalar dahi özel hayatın korunması gerektiğinden kişinin özel hayatının kaydedilmesi hukuka aykırı delil niteliğindedir.

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2020/2359

Karar Numarası: 2020/3302

Karar Tarihi: 24.06.2020

Türk hukukunda hukuka aykırı deliller ispat vasıtası olarak kullanılamamaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 189. Maddesinin 2. Fıkrasında  “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.”  ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 206. Maddesinin 2. Fıkrasında “Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolacağı”  düzenlemelerine yer verilmiştir. Ayrıca Anayasanın 38. maddesinde de  “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.” düzenlemesi mevcuttur.

Hukuka aykırı elde edilen delillerin yargılamada dikkate alınmayacağı kanunlarda ve doktrinde açıkça belirtilmekte ve “Zehirli ağacın meyvesi zehirlidir” ilkesi uygulanmaktadır. Boşanma davaları kişilerin özel hayatlarını yakından ilgilendiren davalardır. Bu nedenle özel hayatın gizliliği ihlal edilmeksizin boşanma davalarında ispatta bulunmak oldukça zordur. Çünkü; davalarda tarafların iddiaları genellikle aleni olmayıp, iki kişi arasında geçmektedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de her ne kadar kayıt alınan süreç evlilik sürecine denk gelse de 2020/2359 Esas, 2020/3302 Karar ve 24.06.2020 tarihli kararında; “Mahkemece davacı-karşı davalı kadın tarafından dosyaya delil olarak sunulan CD hükme esas alınarak davalı-karşı davacı erkeğe sadakatsiz davrandığı vakıası kusur olarak yüklenilmişse de, CD’nin erkeğin “Özel hayatının gizliliği” ihlal edilmek suretiyle hukuka aykırı yolla elde edildiği anlaşılmaktadır. Hukuka aykırı delil hükme esas alınamaz. CD’nin hukuka aykırı delil niteliğinde olması sebebiyle davalı-karşı davacı erkeğe sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış vakıasının kusur olarak belirlenmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” ifadelerine yer vermiştir.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2020/2359

Karar Numarası: 2020/3302

Karar Tarihi: 24.06.2020

Özeti: Kadın tarafından dosyaya delil olarak sunulan CD hükme esas alınarak erkeğe sadakatsiz davrandığı vakıası kusur olarak yüklenilmişse de, CD’nin erkeğin “Özel hayatının gizliliği” ihlal edilmek suretiyle hukuka aykırı yolla elde edildiği anlaşılmaktadır. Hukuka aykırı delil hükme esas alınamaz. CD’nin hukuka aykırı delil niteliğinde olması sebebiyle davalı-karşı davacı erkeğe sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış vakıasının kusur olarak belirlenmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Boşanma hükmü, taraflarca temyiz edilmeyip kesinleşmiştir. Kadının yargılamanın devamı sırasında evlendiği anlaşılmakla, evlendiği tarihten sonra yoksulluk nafakasının talep edilmeyeceği ancak evlenme tarihine kadar yoksulluk nafakası alabileceği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmektedir.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Mahkemece davacı-karşı davalı kadın tarafından dosyaya delil olarak sunulan CD hükme esas alınarak davalı-karşı davacı erkeğe sadakatsiz davrandığı vakıası kusur olarak yüklenilmişse de, CD’nin erkeğin “Özel hayatının gizliliği” ihlal edilmek suretiyle hukuka aykırı yolla elde edildiği anlaşılmaktadır. Hukuka aykırı delil hükme esas alınamaz. CD’nin hukuka aykırı delil niteliğinde olması sebebiyle davalı-karşı davacı erkeğe sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış vakıasının kusur olarak belirlenmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

3-Davalı-karşı davacı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Yerel mahkemenin boşanma hükmü, taraflarca temyiz edilmeyip, 02.03.2018 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı-karşı davalı kadının yargılamanın devamı sırasında 15.09.2018 tarihinde evlendiği anlaşılmakla, evlendiği tarihten sonra yoksulluk nafakasının talep edilmeyeceği ancak evlenme tarihine kadar yoksulluk nafakası alabileceği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarına yönelik bölümünün ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu