Ceza Hukuku

Ceza Muhakemesinde Süjeler

Kolluk (Zabıta)

Kolluk kuvvetleri, suç işlendikten sonra suçluları yakalama ve suç kanıtlarını toplamakla, suç meydana gelmeden onu önlemekle görevli örgüttür. Suçun meydana gelmesini önleyen kolluğa idari kolluk; suç işlendikten sonra harekete geçerek suçluyu ve kanıtlarını ele geçirmeye çalışan kolluğa adli kolluk denmektedir.

  • Kollukların birbirinin görev alanlarında çalışmaları mümkündü Örneğin bir trafik polisi, trafik denetlemesi yaparken idari kolluk, suç işleyen birisini yakalarken adli kolluk görevi yapmaktadır.
  • Adli görevin kapsamına, suçun meydana geldikten sonra fail ve eylemine yönelik olarak suçun ve suçluların araştırılması, delillerin toplanması, şüphelinin yakalanması ve yapılması gereken diğer soruşturma işlemleri girmektedir.

Görevleri Nelerdir?

Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adlî kolluğa yaptırılır. Adlî kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının adlî görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir.

Polis; yaptığı tahkikat esnasında ifadelerine müracaat lazım gelen kimseleri çağırır ve kendilerine lüzumu olan şeyleri sorar. İfadenin mutlaka karakolda alınması gerekmemektedir. Polis; müşteki, mağdur veya tanık ifadelerini, talepleri hâlinde ikamet ettikleri yerlerde veya işyerlerinde de alabilir. Bu fıkranın kapsamı ile uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığınca belirlenir.

Başvurdukları Muhakeme Tedbirleri Nedir?

Kural olarak kolluk kuvvetleri koruma tedbirlerine başvuramazları. Fakat bazı durumlarda kanun koyucu, gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda kolluk görevlilerine bu yetkiyi tanımıştır.

  • Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.
  • Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri, el koyma işlemini gerçekleştirebilir.
  • Kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahiptirler.

Kolluk Kuvvetlerinin Suçla İlgili İhbar ve Şikayetleri Kabul Etmesi

Suça ilişkin ihbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir. Polis, bir suça ilişkin olarak kendisine yapılan sözlü ihbar ve şikâyetleri ve görevi sırasında öğrendiği suça ilişkin bilgileri yazılı hale getirir. Edinilen bilgi veya alınan ihbar veya şikâyet üzerine veya kendiliğinden bir suçla karşılaşan polis, olay yerinde kişilerin ve toplumun sağlığına, vücut bütünlüğüne veya malvarlığına zarar gelmemesi ve suçun delillerinin kaybolmaması ya da bozulmaması için derhal gerekli tedbirleri alır.

Kolluk Kuvvetleri

Kolluk Kuvvetlerinin Sulh Yargıcı Tarafından Verilen Emirleri Yerine Getirmesi

Suçüstü hâli ile gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, Cumhuriyet savcısına erişilemiyorsa veya olay genişliği itibarıyla Cumhuriyet savcısının iş gücünü aşıyorsa, sulh ceza hâkimi de bütün soruşturma işlemlerini yapabilir. Kolluk kuvvetleri kendilerine Sulh Ceza Yargıcı tarafından emredilen tedbirleri almak ve araştırmaları yerine getirmek zorundadır.

Mağdur ve Şikayetçi

Mağdur, suç sebebiyle doğrudan doğruya etkilenen, hukuken korunan değerleri zarar gören kişidir. Şikayetçi, suçtan zarar görmesi sebebiyle konuyla alakalı soruşturma ve kovuşturma yapımasını yetkili makamlardan talep eden kişidir.

Mağdur ile şikâyetçi, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrı kâğıdı ile çağırılıp dinlenir. Kovuşturma evresine geçildiğinde çağrı kâğıdına iddianame eklenir. Ayrıca, iddianameye ilişkin bilgiler ve duruşma tarihi; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi iletişim bilgilerinin dosyada bulunması hâlinde bu araçlardan yararlanılmak suretiyle de bildirilir.

Mağdur, şikâyetçi veya vekilinin, dilekçelerinde veya tutanağa geçirilmiş olan beyanlarında belirttikleri adresleri tebligata esas alınır. Tebligatın bu adrese ulaşmasına rağmen gelmeyen kişiye yeniden tebligat yapılmaz.

Belirtilen adresin yanlışlığı, eksikliği veya adres değişikliğinin bildirilmemesi nedeniyle tebligat yapılamaması hâllerinde adresin araştırılması gerekmez. Beyanlarının alınmasının zorunlu olduğu hallerde bu hüküm uygulanmaz.

Mağdur ile Şikayetçinin Hakları

Ceza Muhakemesi Kanunu m.234‘te mağdur ile şikayetçiye belirli haklar verilmiştir;

Soruşturma evresindeki hakları şu şekildedir:

  • Delillerin toplanmasını isteme,
  • Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme,
  • Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
  • 153 üncü maddeye uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve el konulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme,
  • Cumhuriyet savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına kanunda yazılı usule göre itiraz hakkını kullanma şeklinedir.

Kovuşturma evresindeki hakları şu şekildedir:

  • Duruşmadan haberdar edilme,
  • Kamu davasına katılma,
  • Tutanak ve belgelerden örnek isteme
  • Tanıkların davetini isteme,
  • Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
  • Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma şeklindedir.

Mağdur ile Şikayetçinin Dinlenilmesi

CMK m.236’da “Mağdurun tanık olarak dinlenmesi halinde, yemin hariç, tanıklığa ilişkin hükümler uygulanır. İşlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur, bu suça ilişkin soruşturma veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinlenebilir. Maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunluluk arz eden haller saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.

  • Mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulur.
  • Tüm aramaların yerine getirilmesine rağmen bulunamayan veya ulaşılamayan mağdurların, dinlenmesine gerek görülemediği takdirde önceki ifadelerinin okunmasına karar verilir.
  • TCMK m.103/2’deki “Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. ” suçun olması halinde mağdur olan çocukların soruşturma evresindeki beyanları bunlara yönelik hizmet veren uzmanlar aracılığıyla alınır.
  • Alınan beyan ve görüntü kayıtları dava dosyasında saklanır, kimseye verilmez ve gizliliği için gerekli tedbirler alınır.
  • Alınan beyan ve görüntü kayıtları, yazılı tutanağa dönüştürülür. Bu tutanak, talepte bulunan şüpheli, sanık, müdafii, mağdur, vekil veya kanuni temsilciye verilir. Beyan ve görüntü kayıtları bu kişilere soruşturma ve kovuşturma makamlarının gözetiminde gizliliği korunmak suretiyle izletilebilir.
  • Alınan verilerin hukuka aykırı olarak başkalarına verilmesi veya yayılması durumunda TCK m.136’da düzenlenen “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçu oluşmaktadır.

 

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Mervenur ÖZKAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu