Deniz Ticareti Hukuku

Deniz Ticareti Hukukunda Geminin Tanımı ve Türleri

Deniz Ticareti Hukuku, deniz ticaret gemileri ve bunların seyrüseferi sonucu kişiler arasında doğan hukuki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarından oluşan hukuk dalıdır.

Deniz ticareti hukuku, ticaret gemilerine ilişkin olmakla beraber bu kurallardan bazıları ticaret gemisi olmayan gemiler bakımından da uygulama alanı bulmaktadır.

Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabını deniz ticaretine ait hükümler oluşturmaktadır.

Geminin Tanımı

Gemi, deniz ticareti hukukunun temel kavramlarındandır.

Türk Ticaret Kanunu’nun 931. maddesine göre, “Tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç kendiliğinden hareket etmesi imkânı bulunmasa da, bu Kanun bakımından ‘gemi’ sayılır.”

Bir aracın gemi olarak nitelendirilmesi için aşağıdaki unsurlar aranmaktadır:

  • Pek küçük olmaması.
  • Tahsis edildiği amacın suda hareket etmesini gerektirmesi.
  • Yüzme özelliği bulunması.
  • Aracın kendiliğinden hareket etme imkânına sahip olup olmadığını önemi yoktur.

Yukarıda sayılan unsurların geçici olarak kaybolması gemi vasfını ortadan kaldırmaz.

Geminin Bütünleyici Parçaları ve Eklentileri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’nda bütünleyici parça, “yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parça” olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre geminin temel unsuru olan, gemi yok edilmediği, zarara uğratılmadığı ve yapısı değiştirilmediği takdirde gemiden ayrılması mümkün olmayan parçalar geminin bütünleyici parçalara olarak nitelendirilmektedir.

Geminin makinesi, pervanesi, dümeni bütünleyici parça niteliğindedir.

Eklenti, “asıl şeyin malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel adetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka biçimde asıl şeye tabi kılınan taşınır mal” olarak tanımlanmıştır.

Geminin filikaları, ölçüm aletleri gibi sevk ve idare araçları, eklenti niteliğindedir.

Bir gemiye malik olan kimse onun bütünleyici parçalarına da malik olur. Gemiye ilişkin tasarruf aksi kararlaştırılmamışsa o geminin eklentilerini de kapsar. Dolayısıyla eklenti için aksi kararlaştırılabilirken, bütünleyici parça için bu mümkün değildir. Bütünleyici parça ya da eklenti niteliğinde olmayan şeyler kendiliğinden gemiye ilişkin tasarruf kapsamında olmayıp bunların ayrıca anlaşmaya dâhil edilmesi gerekir.

Geminin Bütünleyici Parçaları ve Eklentileri Nelerdir
Geminin Bütünleyici Parçaları ve Eklentileri Nelerdir?

Gemi Türleri Nelerdir?

Gemiler, hareket ettiren kuvvet bakımından yelkenli, motorlu ve nükleer gemiler olarak sınıflandırıldığı gibi, insan veya eşya taşımaya tahsis edilmiş olmalarına göre de yolcu ve yük gemileri olarak ayrılmaktadır.

Hukuki yönden gemiler deniz gemileri ve iç su gemileri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Gemiler tahsis oldukları amaç bakımından ise ticaret gemileri ve ticari olmayan gemiler olmak üzere ikiye ayrılır.

Suda ekonomik menfaat sağlama amacına tahsis edilen veya fiilen böyle bir amaç için kullanılan her gemi, kimin tarafından ve kimin adına veya hesabına kullanılırsa kullanılsın ticaret gemisi sayılır. Ekonomik menfaat sağlama doğrudan olabileceği gibi dolaylı olarak da olabilir.

Ticaret gemisi sayılan gemiler dışında kalan gemiler ticari olmayan gemi olarak değerlendirilir. Bunlar;

  • Yatlar,
  • Sadece gezinti, spor, eğitim, öğretim ve bilim amaçlarına tahsis edilmiş gemiler,
  • Münhasıran kamu hizmetine tahsis edilmiş devlet veya diğer bir kamu tüzel kişisine ait gemiler,
  • Donanmaya ait savaş gemileri ile yardımcı gemilerden ibarettir.

Geminin Hukuki Niteliği Nedir?

Gemiler kural olarak niteliği itibariyle taşınır bir eşya olsa da sicile kayıtlı gemiler kanunda açıkça öngörülen hallerde İcra ve İflas Kanunu’nun taşınmaz eşyalara ilişkin hükümlerine tabidirler.

Kurtarılmayacak şekilde batan veya tamir kabul etmez hale gelen gemi, gemi olma özelliğine kaybeder. Devamlı olarak suda hareket etmesini gerektirmeyen bir amaca tahsis edilen geminin de gemi olma niteliği ortadan kalkar.

Bir gemi, tamiri hiç veya bulunduğu yerde mümkün değilse ve tamir edilebileceği limana götürülmezse tamir kabul etmez gemi olarak nitelendirilmektedir.

Geminin Hukuki Niteliği Nedir?
Geminin Hukuki Niteliği Nedir?

Geminin Ayırıcı Unsurları Nelerdir?

Gemileri birbirlerinde ayıran unsurlar; geminin adı, tanınma işareti, bağlama limanı, tonajı ve milliyetidir.

Geminin Adı

Gemini adı, bir gemiyi diğer gemilerden ayırt edici temel unsurunu oluşturmaktadır. Geminin ilk Türk maliki gemiye karıştırılmaya yol açmayacak şekilde başka gemilerin adlarından farklı olmak koşuluyla dilediği adı vermekle serbesttir. Gemi siciline kayıtlı her geminin bir adının bulunması, bunun geminin her iki tarafına silinmez, bozulmaz ve çok okunaklı harflerle yazılması zorunludur.

Tanıma İşareti

Tanıma işareti, gemilerle telsizle haberleşmede kullanılmaları için verilen işaret olarak tanımlanır.

Bağlama Limanı

Bir geminin bağlama limanı o gemiye ait seferlerin yönetildiği yerdir.

Gemi kural olarak bağlama limanının bulunduğu sicil müdürlüğüne tescil edilir. Ancak gemi seferleri yabancı bir limandan, kara kentinden veya gemiden yönetiliyorsa malik gemisini dilediği yer siciline tescil ettirebilir.

Geminin Tonajı

Geminin ölçüm sonucu tonaj ile gösterilir. Gemilerden alınan çeşitli vergi ve resimler ile gemilerde bulunma zorunlu olan teçhizat ve gemi adamlarını tayininde geminin tonajı esas alınmaktadır.

Gros tonalito, geminin tüm kapalı alanlarının toplam hacmini, net tonalito ise gros tonalitodan bazı hacimlerin indirilmesiyle elde edilen hacim değeridir. Bir geminin ölü ağırlık değeri, geminin taşıyabileceği en fazla ağırlığı ifade eder. Ölü ağırlık geminin yük, yakıt, kumanya, su vs. olarak taşıyabileceği şeylerin ağırlığıdır.

Geminin Milliyeti

Geminin milliyeti, devletle gemi arasındaki aidiyet bağını ifade eder. Gemi ile bir devlet arasında kurulan milliyet bağı, geminin o devletin hukuk düzenine tabi olması sonucunu doğurur. Dolayısıyla her geminin bir devletin taşıması ve bir devletle bir milliyet bağı tesis etmesi gerekmektedir.

Deniz Ticareti Hukuku, oldukça kapsamlı bir konu olup uzmanlık gerektirmektedir. Deniz Ticareti Hukukuna ilişkin olarak herhangi bir hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av Mehmet Can CİVAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu