Deniz Ticareti Hukuku

Gemi Mülkiyetinin Kazanılması ve Kaybı

Gemi mülkiyeti hakkı, özel hukuk hükümlerine göre ya da kamu hukuku hükümlerine göre iktisap edilebilir. Kamu hukuku hükümlerine göre gemi mülkiyeti ancak kanunda öngörülen sebeplerle devlet tarafından iktisap edilebilir. Kanunda öngörülen sebeplerin birinin varlığında, malik gemi üzerindeki mülkiyet hakkını kaybeder.

Gemi mülkiyetinin özel hukuk hükümlerine göre iktisabı ve kaybı hukuki işlem yoluyla veya hukuki işlem dışı yollarla gerçekleşir. Geminin mülkiyetine ilişkin düzenlemeler Türk Ticaret Kanunu’nun 997. maddesinde vd. düzenlenmiştir.

Gemi Mülkiyetinin Hukuki İşlem Yoluyla (Devren) Kazanılması

Geminin satışı kanunda herhangi bir şekil şartına bağlanmamış olup ispatı için uygulamada yazılı şekilde yapılması tercih edilmektedir.

Öncelikle mülkiyeti devir borcu doğuran bir sözleşme yapılır. Mülkiyeti devir borcu doğuran sözleşmeler; alım satım, trampa, bağışlama, gemi inşa ve şirket sözleşmeleridir.

Söz konusu borçlandırıcı işlem yapıldıktan sonra yapılacak olan tasarruf işlemi sicile kayıtlı olan ve olmayan gemiler bakımından farklılık göstermektedir.

Gemi Mülkiyetinin Hukuki İşlem Yoluyla (Devren) Kazanılması
Gemi Mülkiyetinin Hukuki İşlem Yoluyla (Devren) Kazanılması

Sicile Kayıtlı Olmayan Gemi, Gemi Payı ve İştirak Payı

Türk Ticaret Kanunu’nun 997. maddesine göre, “Türk Gemi Siciline kayıtlı bulunmayan Türk gemileri üzerindeki mülkiyet ve sınırlı aynı haklara, Türk Medeni Kanunu’nun taşınırlara ilişkin hükümleri uygulanır.” Söz konusu madde gereğince, sicile kayıtlı olmayan geminin mülkiyeti, tarafların mülkiyetinin devri hususunda anlaşması ve zilyetliğin devralana geçirilmesi işe devredilir.

Taraflardan her biri, giderlerini karşılamak şartıyla kendisine devre ilişkin resmi veya imzası noterce onaylamış bir senet verilmesini isteyebilir.

Sicile kayıtlı olmayan gemi birden çok kimse paylı mülkiyet halinde malik ise, paydaşların her biri hak niteliğindeki payını anlaşma ile devredebilir. Donatma iştirakinde iştirak payının devrinde paydaş donatan ile devralanın iştirak payının devri hususunda anlaşmaları gerekli ve yeterlidir.

Sicile kayıtlı olmayan gemilerde gemiye zilyet olan kişi geminin maliki sayılır. Dolayısıyla iyi niyetli olarak kazanımda bulunan kişilerin kazanımları korunmaktadır.

Sicile Kayıtlı Gemi

Türk Ticaret Kanunu’nun 1001. maddesine göre, “Gemi siciline kayıtlı olan bir geminin devri için, malik ile iktisap edenin, mülkiyetin iktisap edene devri hususunda anlaşmaları ve geminin zilyetliğinin geçirilmesi şarttır.” Söz konusu anlaşma yazılı şekilde yapılmak zorunda olup imzaların noterce onaylı olması gerekmektedir. Bu anlaşma gemi sicil müdürlüklerinde de yapılabilir.

Geminin fiilen teslimi, mülkiyeti devralana gerçek veya tüzel kişinin gemi adamlarının göreve başlamaları ile gerçekleşmektedir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça iktisap eden, geminin mülkiyeti ile birlikte iktisap anında var olan ve devredene ait eklentinin de mülkiyetini iktisap eder.

Sicile kayıtlı gemilerin malik olmayan kişiden iktisabından;

  • Zilyetliği devredenin sicilde malik olarak kayıtlı olması,
  • Devralanın sicil kaydının doğruluğuna iyiniyetle güvenmiş olması,
  • Zilyetliği devreden kayıtlı malikin emin sıfatı ile zilyet olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde korunacağı kabul edilmektedir.

Sicile Kayıtlı Gemi Payı ve İştirak Payı

Sicile kayıtlı gemi payının mülkiyeti, malik ile iktisap edenin bu hususta anlaşmaları ile devralana geçer. Sicile tescil açıklayıcı olup anlaşmanın yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce onaylanması şartı aranmaktadır.

Gemi payının maliki, diğer paydaşların onayı olmaksızın pay üzerindeki mülkiyet hakkını kural olarak devredebilir. Ancak payın devri halinde gemi Türk bayrağı çekme hakkını kaybedecekse devir diğer bütün paydaşların onayı ile gerçekleşir.

Gemi yolculukta bulunduğu sırada devredilirse, sözleşme ile aksi öngörülmüş olmadıkça yolculuğun kar ve zararı devredilen pay oranında devralana geçer.

Sicile Kayıtlı Gemi Payı ve İştirak Payı
Sicile Kayıtlı Gemi Payı ve İştirak Payı

Gemi Mülkiyetinin Hukuki İşlem Dışı Yollarla (Aslen) Kazanılması

Türk Ticaret Kanunu’nun 998. maddesine göre, “Sahipsiz bir gemiyi sahiplenme hakkı sadece devletindir. Sahipsiz gemi, sicil kayıtlarından maliki kim olduğu anlaşılamayan veya usulüne uygun olarak mülkiyeti terk edilmiş olan gemidir. Devlet kendisini gemi siciline malik olarak tescil ettirmek suretiyle gemi üzerindeki mülkiyeti iktisap eder.” Söz konusu madde gereğince, sahipsiz hale gelen bir gemiyi sahiplenme hakkı sadece devlete aittir.

Sicile kayıtlı bir geminin maliki, gemi üzerindeki mülkiyet hakkından vazgeçtiğini sicil müdürlüğüne bildirdiği takdirde ve bunu tescil ettirse gemi sahipsiz hale gelir.

Sicile kayıtlı gemi payı ve iştirak payı üzerindeki mülkiyetin aslen iktisabı sahiplenme dışında ayrıca olağan ve olağanüstü zamanaşımı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Gemi Mülkiyetini Olağan Zamanaşımı ile Kazanma

Sicile kayıtlı bir geminin maliki olmadığı halde sicile malik olarak tescil edilmiş bulunan bir kişi, tescilin en az beş yıl sürmesi ve bu süre içinde gemiyi davasız ve aralıksız asli zilyet sıfatıyla elinde bulundurması şartıyla geminin mülkiyetini iktisap eder.

Olağan zamanaşımı ile kazanmada zilyetliğin iyiniyetle sürdürme şartı aranmamaktadır. Beş yıllık süre malik olmayan kişinin sicile malik olarak tescil edildiği tarihten itibaren başlar. Gemi siciline kaydın doğru olmadığına ilişkin bir itirazın tescil edilmesi halinde ise itiraz kayıtlı olduğu sürece zamanaşımı süresi işlemez.

Sicilde kayıtlı olmayan gemiyi davasız ve aralıksız beş yıl iyiniyetle ve malik sıfatıyla elinde bulunduran kimse, zamanaşımı yoluyla geminin maliki olur. Burada beş yıllık süre malik sıfatıyla iyiniyetle zilyet olunduğu anda başlar.

Gemi Mülkiyetini Olağanüstü Zamanaşımı ile Kazanma

Bir kimse sicile kaydı gerekirken kaydedilmemiş olan bir gemiyi en az on yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak asli zilyet sıfatıyla elinde bulundurulduğu takdirde, bu geminin sicile kendi malı olarak tescil edilmesini isteyebilir. Bu durumda iyi niyet aranmamaktadır.

Sicile kayıtlı gemilerde ise, geminin malikinin en az on yıl önce ölmüş veya gaipliğine karar verilmiş bir kişinin adına kayıtlı bulunması ve hakkında 10 yıldan beri malikinin onayına tabi bir husus kaydedilmemiş olması en az 10 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak asli zilyet sıfatıyla elinde bulundurma koşullarının gerçekleşmesi halinde gemiyi elinde bulunduran kişi, kendisinin sicile malik olarak tescil edilmesini isteyebilir.

Gemi Mülkiyetinin Kaybı

Gemi mülkiyetinin kaybı şu şekillerde gerçekleşebilir:

  • Sicile kayıtlı bir geminin kurtarılmayacak şekilde batması, harap olması, patlaması, tahrip edilmiş olması gibi zayi olmasıyla gemi üzerindeki mülkiyet hakkı sonra erer.
  • Malikin sicil müdürlüğüne mülkiyet hakkından vazgeçtiğini bildirmesi ile geminin mülkiyetini terk edebilir.
  • Gemiyi elinde bulunduran asli zilyet lehine olağan zamanaşımı şartlarının gerçekleşmesi ile önceki malikin mülkiyet hakkı sona erer.
  • Olağanüstü zamanaşımında gemiyi asli zilyet sıfatıyla elinde bulunduran kişinin açtığı tescil davası sonucunda tescile karar verilmesiyle önceki malikin mülkiyet hakkı sona erer.

Deniz Ticareti Hukuku, oldukça kapsamlı bir konu olup uzmanlık gerektirmektedir. Deniz Ticareti Hukukuna ilişkin olarak herhangi bir hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av Mehmet Can Civan

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu