İçtihatlar

Aile Konutu Niteliği Ne Zaman Ortadan Kalkar

Boşanma hükmünün kesinleşmesiyle taşınmazın aile konutu niteliği ortadan kalkar ve malik olan eş evde oturmaya devam eden eşten el atmanın önlenmesi ve ecrimisil  talep edebilir. 

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Esas: 2018/16270, Karar: 2021/1792, K. Tarihi: 02.03.2021

Aile konutu, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ve aile birliğinin korunması amacıyla özel bir koruma altına alınan konutu ifade eder. Aile konutu; eşler arasında paylaşılabilir veya bir eşe bırakılabilir. Miras hukuku açısından ise, aile konutu genellikle mirasçılar arasında paylaşılmaz ve mirasın bir parçası olarak kabul etmez. Boşanma hükmünün kesinleşmesiyle birlikte ise aile konutu vasfı ortadan kalkmaktadır.

Ecrimisil ise; bir mal veya hizmetin kullanımı karşılığında ödenen kira veya ücret niteliğindeki bedeli ifade etmektedir.  Türk hukukunda ecrimisil genellikle bir malın veya bir hizmetin kullanımı için anlaşma yapılmasına rağmen bu kullanım karşılığında ödeme yapılmamasıdır. Aile konutu vasfı yitirilen taşınmaz açısından ise taşınmazı kullanmaya devam eden eşin bedel ödemesi gerekmekte olup ödeme yapmaması halinde bu bedel dava yolu ile talep edilebilir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2016/13926 Esas, 2021/1792 Karar sayılı ve 02.03.2021 tarihli ilamında; boşanma hükmünün kesinleşmesiyle taşınmazın aile konutu niteliği ortadan kalktığı, malik olan eşin evde oturmaya devam eden eşten el atmanın önlenmesi ve ecrimisil  talep edebileceği içtihat edilmiştir. 

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Esas: 2016/13926 Karar: 2021/1792 K. Tarihi: 02.03.2021

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kararı temyiz eden davalılar tarafından kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talep edildiğine göre, bu talep hakkında karar verme yetkisi kanun yolu incelemesini yapacak olan Yargıtaya aittir (HMK mad.336/3). Dosya arasına alınan ve dilekçe ekinde sunulan bilgi ve belgeler, Devletin mahkeme harcı almasındaki menfaati ile başvuranın mahkeme vasıtasıyla hakkını korumadaki çıkarları arasındaki adil denge, Anayasa’nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile bu kapsamda adalete ve mahkemeye erişim hakkı dikkate alınarak adli yardım talebi yerinde görüldüğünden, HMK’nin 334 ve devamı maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, davalıların temyiz harç ve giderlerinden geçici olarak muaf tutulmasına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.
Davacı vekili, vekil edeninin dava konusu 6 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, vekil edeni ile davalılardan …’ın boşandığını, boşanma kararının 25.4.2013 tarihinde kesinleştiğini, davalı … ile diğer davalı müşterek çocuk …’nın dava konusu 6 numaralı meskende oturduğunu, davalılardan İlknur’a ihtar keşide edilmesine rağmen evi boşaltmadığını açıklayarak, davalıların dava konusu 6 numaralı bağımsız bölüme elatmasının önlenmesine ve boşanma kararının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 1.000,00 TL ecrimisilin davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davacı ile davalılardan İlknur arasındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının devam ettiğini, bu davanın sonucunun beklenilmesi gerektiğini, taşınmazın boşanmadan önce aile konutu olduğunu, müşterek çocuğun engelli olduğunu beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu 6 numaralı meskene davalıların müdahalesinin menine, 25.04.2013 tarihinden dava tarihi olan 19.09.2013 tarihine kadar toplam 3.125,00 TL ecrimisilin davalı …’dan kendi adına asaleten çocuğu … …’e velayeten alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Her ne kadar Mahkemece davacı lehine, davacı ile davalılardan İlknur arasındaki boşanma kararının kesinleştiği tarih olan 25.04.2013 tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmiş ise de, davalı … müşterek çocuk … ile birlikte dava konusu konutta ikamet ettiğinden, hayatın olağan akışı gereği, davacı eşin, müşterek çocuk ile birlikte davalı eski eşin dava konusu konutta kalmasına muvafakat ettiğinin kabulü gerekir. Davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi için davacı eş, davalı eski eşe verdiği kabul edilen muvafakatını ecrimisil dava tarihinden önce geri aldığını, konuttan çıkarma iradesini ilettiğini ispat etmelidir (ihtarname, tanık, yemin v.s.). Davacı, dava tarihinden önceki bir tarihte varlığı kabul edilen iznini geri aldığını davalı eski eşe ilettiğini ispatlayamazsa, eldeki davanın açıldığı tarihte bu iznini geri aldığı kabul edilir ve dava tarihinden önceki zaman dilimi için ecrimisil talebi reddedilir.
Somut olayda, davacı tarafından davalı …’a 05.07.2013 tarihli ihtarnamenin keşide edildiği anlaşıldığından, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren hesaplanan ecrimisilin hüküm altına alınması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda 2. bentte açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu