İçtihatlar

Yasal Mirasçıya Kayyum Atanması

Borçlunun vefatının akabinde yasal mirasçıya kayyumun atanması halinde kayyumun da takipte taraf gösterilmesi gerekmektedir.

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi

Esas:2022/1983 Karar:2023/300 K.Tarihi:24.02.2023

İcra takibinin tarafları alacaklı ve borçludur. Alacaklı, alacağını tahsil etmeye çalışan kişi veya kuruluş iken borçlu ödeme yapması gereken kişidir.

Alacaklının alacağını tahsil etmesiyle icra takibi son bulur. İcra takibinde alacaklı ve borçlu taraf ehliyetine sahip olması gerekmekte olup bu husus Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2022/1983 Esas, 2023/300 Karar ve 24.02.2023 karar tarihli ilamında, borçlunun vefatının akabinde yasal mirasçıya kayyumun atanması halinde kayyumun da takipte taraf gösterilmesi gerektiği içtihat edilmiştir.

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Esas: 2022/1983 Karar 2023/300 T. 24.02.2023

DAVA :Davacı vekili, mahkemenin 2022/136 Esas sayılı dosyasında davalılar … Şti, …, …, Küçük … velisi …, Küçük … velisi … ve Kayyım … aleyhine açılmış dava dilekçesinde, müvekkili banka ile … Şti. arasında Genel Nakdi Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve ticari kredi kullandırıldığını, anılan sözleşmeyi dava dışı müteveffa …’in müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, …’in vefatından sonra borçlu şirketin ortaklık yapısının değiştiğini ve davalılardan …’in kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2021/12600 Esas sayılı dosyasındaki alacağa ve dolayısıyla işbu davaya konu 3500-586438 numaralı taksitli ticari krediye müteveffa …’in müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, davalılardan …’in ise mirasçı sıfatıyla borçtan sorumlu hale geldiğini, borçlu firmayla imzalanan sözleşmeler uyarınca borçlu şirkete verilen krediye ilişkin taksitlerin ödenmemesi ve Manisa 2. Noterliğinin 13/10/2021 tarih ve 27243 yevmiye no.lu ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlu şirket ve müteveffa kefilin mirasçıları hakkında İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2021/12600 Esas sayılı dosyasından takip işlemlerine geçildiğini, davalıların icra takibinde ödeme emrine, borca, faize, faiz oranına, işlemiş faize ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davalılardan … Şti, … ve … ile …’in yetkiye de itiraz ettiklerini, itiraz üzerine takibin durduğunu, dava şartı olan arabulucuk başvurusundan sonuç alınamadığını, davalıların borca itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, takipten itibaren işleyecek faiz oranının da tamamen yasal ve haklı olduğunu, faizin, taraflar arasındaki sözleşmeye ve yasalara uygun olduğunu, bu yöndeki itirazın da yasal dayanağı olmadığını, takip dosyasına örnekleri ibraz edilen sözleşmede davalıların itiraz ettikleri bütün hususlarda düzenlemeler bulunduğunu, takip konusu alacağın likit ve muayyen olduğunu, müvekkili bankanın tarafları arasında imzalanan sözleşmelerin kendisine tanıdığı yetkiler dahilinde, tamamen yasal olarak alacağını tahsil etmek için icra takibi yürüttüğünü, bir kısım davalılarca İzmir İcra Müdürlüklerinin yetkisine itiraz edilmiş ise de; dava dışı şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmenin 13/14. maddesinde İzmir Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu şekilde düzenleme ile davalıların İzmir Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduklarını kabul ettiklerini, HMK’nun 6. maddesi gereğince davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinin yetkili mahkeme olduğunu, dolayısıyla icra takibinin yetkili icra dairesinde açıldığını, yetki itirazının haksız olduğunu bildirerek takibe konu edilen fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacağı saklı kalmak kaydı ile şimdilik İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2021/12600 Esas sayılı dosyadan başlatılan yasal takibe borçlular tarafından yapılan itirazların şimdilik 1.550.000,00 TL üzerinden iptaline ve takibin devamına, hakkında yapılan yasal takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz eden davalılar hakkında %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatı hükmedilmesine, yetki itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece 2022/136 Esas sayılı dosyada 15/09/2022 tarihli duruşmada verilen ara karar ile … yönünden dosyanın tefrikine karar verilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2021/12600 Esas sayılı dosyasında davacı tarafça …, …, …, …. Şti ve … aleyhine 1.641.448,07 TL’nin tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı; Manisa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1596 Esas 2020/1618 Karar sayılı dosyasında 25/12/2020 tarihli karar ile küçük …’e babası …’den kalan miras ve şirket hisselerine dair yapılacak her türlü işlemlerde …’i temsil etmek üzere temsil kayyımı olarak ….’ın atanmasına karar verildiği; Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1456 Esas 2022/673 Karar sayılı dosyasında 29/03/2022 tarihli karar ile ilgili mahkemenin 2021/1212 Esas sayılı dosyasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında küçüğün menfaatinin diğer davalılar ile çatışması dolayısıyla TMK’nun 426/1-2. maddeleri gereğince …’e …’ın temsil kayyımı olarak atanmasına karar verildiği; dosyaya ibraz edilen arabuluculuk son tutanağında arabuluculuk görüşmesine … ve … vekilinin telefon yoluyla katıldığı; mahkemenin 2022/136 Esas sayılı dosyasında davacı tarafça İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2021/12600 E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle …, …, …, … Şti. ve … aleyhine itirazın iptaline yönelik dava açıldığı, İzmir 18. İcra Dairesinin 2021/12600 Esas sayılı dosyasında takip borçluları arasında bulunan küçük … ve velisi …’in bulunduğu, …’e Manisa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1596 Esas 2020/1618 Karar sayılı kararı ile küçük …’in babası …’den kalan miras ve şirket hisselerine dair yapılacak her türlü işlemlerde küçük …’i temsil etmek üzere; Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1456 Esas 2022/673 Karar sayılı kararıyla da Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1212 Esas sayılı dosyasında temsil etmek üzere …’ın temsil kayyumu olarak atanmasına karar verildiği; ancak işbu davaya konu İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/12600 sayılı icra takibinde küçük …’in kayyumunun taraf olarak gösterilmediği, velisi …’in icra takibine itiraz ettiği ve arabuluculuk görüşmelerinin … ile …’in vekili tarafından gerçekleştirildiği, bu nedenle … yönünden usulüne uygun yapılmış bir icra takibinin bulunmadığı gibi arabuluculuk dava şartının usulüne uygun gerçekleşmediği; 2022/136 Esas sayılı dosyasından … yönünden tefrik edilen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı aleyhine icrai işlemlere başlandığı ihtiyati haciz kararına itiraz davası da dahil olmak üzere, icra dosyasına yapılan itiraz, tüm arabuluculuk süreçleri ve hatta İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/136 E. sayılı dosyasında Av. … ve Av. …’nun … vekili sıfatıyla vekaletname sunmak suretiyle dosyada taraf olarak yer aldıklarını, küçük …’e kayyım atanması talebiyle Manisa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan davanın dava dilekçesinin de Av…. ve Av…. tarafından verildiğini, dolayısıyla tüm dosyalara Karşıyaka 3. Noterliği’nin 21.12.2020 tarih ve 22335 yevmiyeli vekaletnamesini sunarak … vekili sıfatına haiz olduklarını ileri süren Av…. ve Av….’nun beyanları karşısında müvekkili bankanın …’e kayyum atanıp atanmadığını araştırma yükümlülüğünün bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davada müvekkili banka aleyhine 4.600,00 TL tutarında vekalet ücreti hükmedilmesinin müvekkili bankanın tarafı olmadığı bir kayyum atanması davasının sonucundan bilgi sahibi olmasını beklemek anlamına geleceğinden sırf bu yönüyle dahi kararın kaldırılmasının gerektiğini, ayrıca kayyum atanmasına ilişkin davayı, işbu davaya konu icra takip dosyasına vekaletname sunarak itiraz eden ve tüm arabuluculuk görüşmelerine katılan Av…. açmış olduğundan, kayyum atanması kararından bihaber olduğunu ileri sürebilecek durumda olmadığını, Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/1456 Esas 2022/673 Karar sayılı dosyasında, …’ın Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/1212 esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında temsil kayyumu olarak atanmasına karar verildiğini, … ortaklığın giderilmesi davasında …’e temsil kayyumu olarak atanmış iken, yerel mahkemenin dosyaya sunulan vekaletnameleri göz ardı ederek Av…. ve Av….’yu vekil olarak tanımamasının hatalı olduğunu, …’ın Manisa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/1212 esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında temsil kayyumu olarak atandığını, … velisi … tarafından Av…. ve Av….’ya verilen vekaletnamedeki temsil yetkisini ortadan kaldırmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, …’ın küçük …’in anneannesi, davalı …’in annesi olduğunu, … ile …’in de menfaatlerinin çatıştığının söylenebileceğini, mahkemece …’ın Av…. ve Av….’ya vekaletname verip vermediğinin araştırılmadığını, tüm süreçleri başından beri takip eden alacaklı ve davacı sıfatına haiz müvekkili Bankaya bu hususlarda beyanda bulunma/açıklama yapma hakkı dahi tanınmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE: Dava, genel nakdi gayrinakdi kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın, müşterek borçlu ve müteselsil kefilin mirasçılarından tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.

Davacı banka ile (eldeki davanın tefrik edildiği 2022/136 E. Sayılı ana davada davalı) …. Şti. arasında imzalanan 17.07.2019 tarihli Genel Nakdi Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca sözü edilen şirkete kredi kullandırıldığı, davalı …’in murisi …’in kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, …’in 09.12.2020 tarihinde vefat ettiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kefil …’in mirasçıları aleyhine İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2021/12600 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluların itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.

Manisa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1596 Esas 2020/1618 Karar sayılı dosyasında davalı küçük …’e babası …’den kalan miras ve şirket hisselerine dair yapılacak her türlü işlemlerde …’i temsil etmek üzere temsil kayyımı olarak …’ın atanmasına karar verilmiş olup, davacı banka tarafından başlatılan icra takibinde davalı küçük …’in temsil kayyumunun taraf olarak gösterilmediği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince, 2022/136 Esas sayılı dosyadan davalı küçük … yönünden tefrik edilen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair kararında usul ve yasaya aykırılık görülmemiş olup, davacı vekilinin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.

Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,

2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 24.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu