İcra Hukuku - İflas Hukuku

İflasın Hukuki Sonuçları

Borçlu hakkında ticaret mahkemesi tarafından iflas kararı verildiği anda iflas açılmış olur. Ve borçlu bu andan itibaren müflis sıfatını alır. İflasın hem özel hukuk hem de kamu hukuku açısından önemli sonuçları vardır.

Özel Hukuk Bakımından

Ehliyet

Borçlunun iflası hak ehliyeti üzerinde bir etki doğurmaz. Ancak iflasın açılması ile müflisin kendi malları üzerinde sahip olduğu tasarruf hakkı kısıtlanmış olur. Borçlunun tüm mal ve alacakları iflas masasını oluşturur. İflas açılması durumunda borçlunun malları üzerinde tasarruf hakkı iflas idaresine geçer.

Borçlunun masaya dâhil olan mallar üzerindeki tasarrufları iflas masası yani alacaklıları bakımından geçersizdir, yani sonuç doğurmaz. Ancak iflas idaresi tasarrufları masa yararına görürse bunlara icazet verebilir.

Müflisin yaptığı tasarruflar bakımından nispi bir geçersizlik söz konusudur. Bu tasarruflar masa bakımından sonuç doğurmaz. Bu nedenle tasarrufların iptali için dava açmaya gerek yoktur. Ancak tasarrufların geçersizliği için tespit davası açılabilir.

Belirtmek gerekir ki borçlunun yalnızca tasarruf ehliyeti kısıtlanır. Borçlandırıcı yani taahhüt işlemleri yapma ehliyetine halel gelmez. Örneğin borçlu masaya dahil olan bir taşınırını kiraya vermek suretiyle kira sözleşmesi yapabilir. Ancak kira konusu malı teslim edemez.

İyi Niyet

İflasta, kural olarak üçüncü kişiler iyi niyetli olsa bile yaptıkları işlemler iflas masasına karşı geçersizdir. Ancak iflasın açılması yani ticaret mahkemesinin iflas kararı vermesi ile iflasın ilanı arasındaki dönemde, istisnai üç durumda. Yasa üçüncü kişilerin iyi niyetini korumuştur. Bu üç istisna şu şekildedir;

  • Müflisin bir bono bedelini ödemesi: İflas açılmadan evvel borçlu tarafından imzalanmış bono, iflasın açılmasından önce vadesine müflis tarafından ödenmişse iflastan haberdar olmayan bu kişilere karşı rücu hakkı kullanılamaz(İİK m.191).
  • Müflise ödeme: İflasın açılmasından sonra müflis hiçbir ödeme kabul edemez. Ve kural olarak müflise yapılan ödemeler, ödemenin iflas masasına girmediği ölçüde geçersizdir. Ancak iflasın açılmasından evvel iflastan habersiz kimseler yaptıkları ödemeler bakımından iflas masasına karşı borcundan kurtulur.(İİK m.192)
  • Emtiayı temsil eden bir senetle iyi niyetle kazanım: Satıldığı ve gönderildiği halde iflasına hükmolunmazdan evvel müflisin eline geçmeyen mallar için masa tarafından bedeli verilmiş olmadıkça satıcı istirdat iddiasında bulunabilir. Bu mallar iflasın ilanından evvel taşıma senedi, konşimento, makbuz senedi, varant gibi emtiayı temsil eden bir senetle iyi niyet sahibi üçüncü bir şahsa satılmış veya rehnedilmiş olurlarsa artık geri alınamazlar(İİK m.190/1,2).

İyi Niyet

Takipler

İflasın açılması, takipler açısından şu sonuçları doğurur:

  • İflasın açılması ile müflise karşı açılmış olan takipler kural olarak durur(İİK m.193). İflas karanının kesinleşmesi ile de bu takipler düşer(İİK m.193/2). Ancak iflas kararı kanun yolu aşamasında kaldırılır ya da bozulursa, takiplere devam edilir. Burada duran takipler müflise karşı açılmış takiplerdir, müflisin başlatmış olduğu takiplerin durması söz konusu değildir. Müflisin başlatmış olduğu takipler iflas masası tarafından devam ettirilir.
  • Ancak durmayan bazı takipler de söz konusudur. Bunları belirtmek gerekirse: Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip düşmez. Hatta iflasın açılmasından sonra dahi bu takip yapılabilir(İİK m.185). Buna ek olarak çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamların icrası da durmaz, son olarak ilamsız tahliye takipleri ve nafakaya ilişkin takipler de durmaz.

Davalar

Müflisin hem davacı hem de davalısı olduğu iflas masasına giren mal hak ve alacaklara ilişkin hukuk davaları, iflasın açılması ile durur(İİK m.194). Bu hüküm şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka işlerine müteallik ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz(İİK m.194/1). İflasın açılması ceza davalarına hiçbir etkide bulunmaz.

Duran davalara ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam edilebilir.(İİK m.194/1). Durma süresi içerisinde zamanaşımı işlemez.

Müflisin Davacı Olduğu Davalar

İflas idaresi bu davalara devam edilmesi durumunda başarılı olunacağını düşünüyorsa masanın davayı takip etmesine karar verebilir. Bu kararın kesinleşmesi ikinci alacaklılar toplantısının kararı uygun bulmasına bağlıdır.

Eğer idare, başarılı olunmayacağını düşünüyorsa takip etmeme kararı alır. Ancak takip etmek isteyen alacaklılara davayı takip yetkisi verilir(İİK m.245).

Şayet ne iflas idaresi ne de alacaklılar takip etmezse müflisin davayı takip etme hakkı yeniden doğar.

Müflisin Davalı Olduğu Davalar

Müflisin davalı olduğu davalarda iflas idaresi alacakları incelerken müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez. Ancak bu alacağı davalı alacak olarak sıra cetveline yazar. Bu alacağın kabul edilip edilmeyeceğine ikinci alacaklılar toplantısı karar verir. Müflisin davalı olduğu bir davada iflas masası, davayı kabul ederse davacı iflasın açılmasına kadar yapmış olduğu yargılama giderlerini, iflas alacağı olarak masadan isteyebilir.

Kamu Hukuku Bakımından

Kamu hukuku bakımından sonuçları, müflisin kusurunun olup olmamasına bağlı olarak değişir.

Kamu Hukuku Bakımından

Adi İflas

Adi iflas, müflisin kast ve taksirine bağlı olmayan iflas türüdür. Bu iflas türünde müflisin bir kusuru bulunmamaktadır. Ekonomik kriz örnek olarak verilebilir. Hukukumuzda adi iflas suç değildir. Ancak müflisin sıfatına etki etmez. Ayrıca müflis, kamu hukuku bakımından bazı görevleri yerine getiremez. Örneğin, avukat noter ve banka yöneticisi olamaz.

Taksirli İflas

Taksirli iflas, tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi sonucu iflas edilmesidir. Türk hukukunda taksirli iflas suç olarak düzenlenmiştir(TCK m.162).

İcra ve İflas Kanunu’na göre aşağıdaki durumlardan biri kendisinde bulunan müflis taksirli müflis sayılır ve TCK’ye cezalandırılır:

  • Ziyanları için makul sebepler gösteremezse;
  • Evinin masrafları hadden fazla ise;
  • Kumar yahut mücerret baht oyunlarında ve borsa muamelelerinde külliyetli para sarfetmişse;
  • Borcunun, mevcudu ile alacağından çok olduğunu bildiği halde bu vaziyetinden haberleri olmayan kimselerden ehemmiyetli miktarda veresiye mal satın yahut borç para almış ise;
  • Ticaret Kanununun 66.maddesinin birinci fıkrasının 1 ila 3 üncü bentlerinde sayılan defterleri hiç veya kanunun emrettiği şekilde tutmamış ise;
  • Mevcudu ile alacağından çok fazla mebaliğ için senetler imza etmiş ise;
  • İflas takibi sırasında mahkeme, iflas idaresi veya iflas dairesi tarafından çağrıldığı halde makbul bir mazeret olmaksızın gelmemiş ise;
  • İşlerini terkederek kaçmış ise;
  • Evvelki bir konkordato şartlarını ifa etmeden yeniden iflasına hükmolunmuş ise;
  • maddenin son fıkrası hükmüne riayet etmeyip de bir sene içinde iflası vuku bulmuşsa.

Taksirli iflas suçunun cezası iki aydan bir yıla kadar hapistir.(TCK m.162). Bu suç bakımından asliye ceza mahkemeleri görevlidir. Ayrıca iflasın taksirli olup olmadığının incelenmesi ceza mahkemesi tarafından yapılır. Bu suçun kovuşturması re’sen yapılır. İflas organları iflası öğrendikleri anda bunu CBS’ye bildirmek zorundadırlar.

Hileli (Dolanlı) İflas

Hileli iflas, malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli işlemlerde bulunan bir kimsenin iflasına karar verilmesidir. Bu suç hem İİK hem de TCK’de düzenlenmiştir. TCK’de düzenlenen hileli iflas suçu daha sonra yürürlüğe girdiği için İİK’de düzenlenen hükümlerin yürürlükten kalktığı kabul edilmelidir.

Bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Kanunda düzenlenen hareketlerden bir tanesinin yapılması ile suç işlenmiş olur. TCK m.161’de düzenlenen aşağıdaki hareketlerden bir tanesinin yapılması gerekir:

  • Alacaklıların alacaklarının teminatı mahiyetinde olan malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin azalmasına neden olunması,
  • Malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının ortaya çıkmasını önlemek için ticari defter, kayıt veya belgelerin gizlenmesi veya yok edilmesi,
  • Gerçekte bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı halde, sanki böyle bir ilişki mevcutmuş gibi, borçların artmasına neden olacak şekilde belge düzenlenmesi,
  • Gerçeğe aykırı muhasebe kayıtlarıyla veya sahte bilanço tanzimiyle aktifin olduğundan az gösterilmesi, gerekir.

Hileli iflas suçu ağır ceza mahkemesinin görev alanına girer. Bu suçta da iflasın hileli olup olmadığı ceza mahkemesinin görev alanındadır. Bu suçun kovuşturulması re’sen yapılır. Hileli iflastan sonra işinin itibarı iade edilmiş olsa dahi kişi avukat ve noter olamaz. Ayrıca bu kişiler devlet memuru, milletvekili, yedek subay, köy muhtarı ve dahi ihtiyar heyeti üyesi olamaz.

Tüm dava ve dosyalarının için Bizimle İletişime Geçiniz!

Av. Ahmet EKİN& Stj. Av. Muzaffer TAŞ

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu