İçtihatlar

 Boşanma Davasında Tazminat İstenebilir Mi?

Erkeğin eşine hitaben “Çirkin karı, başkalarının eşi gibi güzel değilsin!” demesi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup kadın lehine manevi tazminat gerektirir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi

Esas: 2016/1691 Karar: 2017/7087 K. Tarihi: 08.06.2017

Boşanmada manevi tazminat, boşanma sürecinde ortaya çıkan psikolojik ve duygusal zararlar nedeniyle bir tarafın diğer tarafa ödemesi gereken bir tazminat türüdür. Bu tazminat, maddi bir kaybı karşılamak yerine, kişinin acı, üzüntü, kaygı, keder, üzüntü veya utanç gibi duygusal sıkıntıları telafi etmeyi amaçlar.

Boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın Türk Medeni Kanunu m. 174/2 kapsamında manevi tazminat isteminde bulunabilmesi için aşağıdaki şartlar aranmaktadır:

  • Eşlerin boşanmış olması,
  • Manevi tazminat isteyen tarafın, kişilik haklarının hukuka aykırı olarak ihlal edilmiş olması,
  • Manevi tazminat talep edilen eşin daha fazla kusurlu olması,
  • Evliliği sona erdiren boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren en geç bir yıl içerisinde davanın açılmış olması gerekir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/1691 Esas, 2017/7087 Karar sayılı ve 08.06.2017 tarihli ilamında; erkeğin eşine hitaben “çirkin karı, başkalarının eşi gibi güzel değilsin” gibi sözler söylemesi kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği mahiyette olduğu ve kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği içtihat edilmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi

Esas: 2016/1691 Karar: 2017/7087 K. Tarihi: 08.06.2017

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve maddi tazminat miktarı ile yoksulluk nafakası ile manevi tazminatın reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının kişilik haklarının saldırıya uğramadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, reddedilen ve onanarak kesinleşen erkeğin boşanma davasında, ’erkeğin kadına sataşma şeklinde hal ve hareketlerinin bulunduğu, çirkin karı gibi sözler söylediği, onun güzel ve zengin olmadığına, başkaları gibi güzel bir eşinin bulunmadığına ilişkin sözler söylediği ve yine eş ve çocuk her zaman bulunur anne baba bulunmaz dediği ve erkeğin tamamen kusurlu olduğu belirlenmiş ve kadın lehine kesin hüküm oluşmuştur. Boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda erkeğin eylemleri kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek mahiyette olup kadın lehine Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi şartları oluşmuştur. O halde mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumu, hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

4-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dşında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple hükmün ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2017(Prş.)

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu