Genel Hukuki Bilgiler

AYM Kararı ile Salgın Cezalarının İadesi

Salgın cezalarının iadesi, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararla yeniden gündeme gelmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararı ile COVID-19 döneminde verilen idari para cezalarının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir.

Salgın, bir enfeksiyon hastalığının, beklenen normal sıklığından net biçimde fazla olarak görülmesidir. Tarih boyunca birçok toplum salgın hastalıkla mücadele etmiş ve bunun sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel etkileriyle karşılaşmıştır.

Pandemi karşısında en başta bireylerin yaşam ve sağlık hakkı olmak üzere temel hakların korunması amacıyla çeşitli tedbirler alınmalı ve bu amaçla gerektiği düzeyde bazı hak ve özgürlükler sınırlandırılabilmelidir. Esas olan bu amaçla alınan kararların hukuki bir dayanağı bulunmasıdır.

Geçtiğimiz yıllarda tüm dünya gibi ülkemizin de mücadele ettiği Covid-19 salgını da insanlığın ve toplumların atlattığı salgınlardan yalnızca biriydi. Bu salgın sebebiyle birçok tedbir alınmıştır.

Covid-19 salgını sebebiyle ülkemizde alınan tedbirlerden biri de hafta sonları ve bazı dönemlerde geçerli olan sokağa çıkma yasağıdır. Pandemi sebebiyle sokağa çıkma yasağı uygulanmış ve bu yasağa uymamaya adli ve idari cezalar öngörülmüştür.

Anayasa Mahkemesi Kararı Salgın Cezalarının İadesi: Önemli Noktalar

Anayasa mahkemesi bu kararıyla sokağa çıkma yasağını ihlal etme fiili özelinde COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla 1593 sayılı Kanun uyarınca uygulanan salgın cezalarının Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçta ve cezada kanunilik ilkesini ihlal ettiği sonucuna varmıştır.

Bununla birlikte Covid-19 salgını sebebiyle hükmedilen salgın cezalarından ödenen kısmının talep halinde iade edileceğine karar vermiştir. Bu kararla, salgın döneminde maske takma zorunluluğu ve diğer yasaklara ilişkin kesilen salgın cezalarını ödeyenler ödedikleri tutarı geri talep edebilecekler.

Anayasa Mahkemesi, iptal gerekçesinde, salgın cezalarının iade edilmemesinin hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olduğunu, aynı nedenden dolayı haklarında idari yaptırım uygulanan kişilerin farklı muameleye tabi tutulması suretiyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini belirtti.

Bu kararın doğurabileceği önemli sonuçlar incelenmelidir. Önemli ve incelenmesi gereken noktalar şu şekilde sayılabilir.

  • Kararın ülke ekonomisini ve sağlık tedbirlerinin yürütülmesini nasıl etkileyeceği,
  • Her ne kadar iade edileceği kararı verilmiş olsa da bu işlemin usulünün nasıl olacağı,
  • Bu konu özelinde verilen bu kararın başka konularda nasıl başvuru ve taleplere sebep olacağı,
  • Ülke ekonomisi üzerindeki etkisi,
  • Kararın hukuki dayanakları.

Anayasa Mahkemesinin Salgın Cezalarıyla İlgili Kararı ve Sonuçları

Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru ile 7420 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına dair kanunun geçici 4. maddesinin hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olduğu ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiği belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasa mahkemesi başvurusuna konu madde ile; 1593 sayılı kanun kapsamında Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla 11.03.2020 tarihinden itibaren bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilgilisine tebliğ edilmemiş olan idari para cezalarının tebliğ edilmeyeceği, tebliğ edilmiş olanların ise tahsilinden vazgeçileceği; bu maddenin yürürlük tarihinden önce işlenen söz konusu kabahatler için idari para cezası verilmeyeceği, tahsil edilmiş olanlar bakımından ise salgın cezalarının iade edilmeyeceği düzenlenmiştir.

Anayasa mahkemesi kararında ise:

“Daha önce karşılaşılmayan yeni tip bir virüs COVID-19 virüsünün bulaşıcılığının önlenebilmesi ve hastalığın yayılma hızının düşürülebilmesi için uygulanan tedbirlerin hızlı, yaygın ve etkili bir şekilde alınması nedeniyle pek çok vatandaş konu ile ilgili yeterli bilgisi olmamasından dolayı tedbirlere hemen uyum sağlayamamış ve tedbirlere uyamaması sonucunda idari para cezasına muhatap olmuştur.

Sadece takip ve tahsil işlemlerine başlanılmamış idari para cezalarının muhatapları açısından değil, hakkında uygulanan idari para cezasını ödeyenler için de aynı koşulların bulunduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle söz konusu durumun salgın hastalığın ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla uygulanan idari para cezalarının muhataplarının farklı muameleye tabi tutulması için nesnel ve makul bir sebep olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Öte yandan söz konusu idari para cezalarının muhataplarının farklı muameleye tabi tutulmasını gerektirecek başkaca nesnel ve makul bir sebep tespit edilememiştir. Bu itibarla kuralla idari para cezalarının muhatapları arasında oluşturulan farklı muamelenin nesnel ve makul bir temele dayanmadığı sonucuna varılmıştır”

Anayasa mahkemesi vermiş olduğu kararla, 7420 sayılı kanunun geçici 4. Maddesinde takip ve tahsil işlemlerine başlanılmamış kişiler için bulunan koşulların, idari para cezasını ödeyen kişiler içinde bulunduğunu bu nedenle bu kişilere de aynı haklar tanınması gerektiğine kanaat getirmiştir.

Anayasa Mahkemesi Kararıyla Covid-19 kapsamında bulunan idari para cezalarını ödemeyen ya da henüz tebliğ edilmeyenlerden talep edilemeyeceği yönündeki düzenleme haklı bulunmuştur. Bununla birlikte para cezasını ödemiş kişilerin bu kapsam dışında tutulmasını gerektiren haklı neden bulunmadığından bu kişilerin de aynı maddeden faydalanması gerektiği yönünde karar verilmiştir. Verilen bu kararla, daha önce Covid-19 kapsamında bulunan idari para cezasını ödeyen kişiler de bu ücretin iadesini isteyebilecektir.

Salgın Cezalarının İade Edilmesi: Hangi Durumları Kapsıyor?

Covid-19 salgınında toplum sağlığı ve güvenliğini koruyabilmek adına birden fazla tedbir uygulanmış ve idari para cezası öngörülmüştür. Uyulmadığı hallerde idari para cezasına hükmolunan Covid-19 tedbirleri şunlardır:

  • Maske takma zorunluluğuna uymama,
  • Sosyal mesafe ve sokağa çıkma kısıtlamalarına uymama,
  • İşyerlerinin belirlenen saatler dışında açık olması,
  • Yeme-içe yerlerinin paket servis veya gel-al hizmeti dışında hizmet vermesi

Anayasa mahkemesinin ilgili kararıyla; bütün bu hallerde, idari para cezalarının tebliğ edilmeyeceği, tebliğ edilmiş olanların ise tahsilinden vazgeçileceği hususu ile birlikte, ödenen salgın cezalarının da iade edilmesi gerektiğine karar verilmiştir.

Covid-19 tedbirleri kapsamında idari para cezalarının iadesine ilişkin tek sınırlayıcı unsur zamandır, idari para cezasının hangi tedbirin ihlali nedeniyle verildiği önemsizdir.

Anayasa mahkemesi ilgili kararına göre; Covid-19 tedbirleri kapsamında hükmedilen idari para cezalarının 11.03.2020 ile 09.11.2020 tarihi arasında verilmiş ve 09.11.2020 tarihinden önce ödenmiş olanları iade edilecektir.

Salgın Cezalarının İade Edilmesi: Hangi Durumları Kapsıyor?

Salgın Cezalarının İadesi ve Hukuki Süreç

Anayasa mahkemesi kararına göre ödenen salgın cezaların iadesi gerekmekteyse de talebin nasıl ve ne şekilde yapılacağına ilişkin henüz net bir düzenleme yapılmamıştır. Bununla birlikte genel olarak şu adımların izlenmesi gerektiği düşünülmektedir:

  • İdari para cezasını kesen kuruma (belediye, emniyet, valilik vb.) dilekçe ile başvurarak iade talebinde bulunmak.
  • İadenin yapılacağı banka hesap numarasını eklemek.
  • Dilekçeye idari para cezasına ilişkin belge veya makbuzu eklemek.·
  • Başvuruyu elden veya posta yoluyla veya elektronik ortamda (ivd.gib.gov.tr) yapmak.
  • Başvuruyu verginin kesildiği tarihten sonra en geç 5 yıl içinde yapmak.

Bu adımların izlenmesi halinde, idari para cezasını kesen kurum tarafından iade talebinin değerlendirilmesi ve olumlu sonuçlanması beklenmektedir. Ancak iade talebinin reddedilmesi veya süresinde sonuçlandırılmaması halinde ise vatandaşların yargı yoluna başvurma hakkı bulunmaktadır. Bu durumda vatandaşlar idare mahkemelerine dava açarak iade taleplerini yargısal olarak takip edebileceklerdir.

Salgın Cezalarının İadesi: Hakların Korunması ve İnsan Hakları

Salgın cezaları, salgın döneminde, devletlerin halk sağlığını korumak için aldığı tedbirlerden biridir. Bu cezaların amacı salgının yayılmasını önlemek ve toplumun genel çıkarlarını korumaktır.

Salgın cezalarının hukuki dayanağı, Anayasa ve ilgili kanunlardır. Anayasa’nın 56. maddesi, “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” hükmünü içermektedir.

Bu madde gereğince sosyal devletin salgın cezaları ve tedbirlerine yönelik düzenlemeler yapmak ve sınırlamalar getirmek yalnızca hak değil ödevidir. Ancak devletin bu yetkisi sınırsız değildir, anayasanın temel ilkelerinden ayrılarak yapılan düzenlemeler hukuk devleti ilkesine aykırı olacaktır. Toplum sağlık ve güvenliğini korumak devletin yükümlülüğü olsa da bireylerin anayasal hak ve özgürlüklerini de muhafaza etmelidir.

Devletin salgın cezaları uygularken Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine, 10. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine, 13. maddesinde belirtilen temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması ilkesine ve 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkına uygun hareket etmesi gerekmektedir.

AYM Kararının Hukuki Zemindeki Dayanakları ve Gerekçeleri

Anayasa mahkemesi, başvuruya konu kanun maddesinin eşitlik ilkesine, mülkiyet hakkına, kanun önünde eşitlik ilkesine, kanuniliği ilkesine, hukuk devleti ilkesine ve yargı denetimi ilkesine aykırı olduğu yönünde karar vermiştir.

  • Kanun maddesi ile idari para cezası ödeyen vatandaşlar ile ödemeyen vatandaşlar arasında yapılan ayrımın nesnel ve makul bir sebebinin bulunmadığı bu nedenle idari para cezası ödeyen vatandaşların Anayasamızın 10. Maddesinde düzenlenmiş olan kanun önünde eşitlik hakkının ihlal edilmiş olduğu,
  • Kanun maddesi ile idari para cezası ödeyen vatandaşların Anayasamızın 35. Maddesinde düzenlenmiş olan mülkiyet hakkına müdahale edildiği,
  • Kanun maddesi ile idari para cezası ödeyen vatandaşların Anayasamızın 38. Maddesinde düzenlenmiş olan kanunilik ilkesinden kaynaklanan güvenlik beklentisinin zedelendiği,
  • Kanun maddesi ile idari para cezası ödeyen vatandaşların yargı denetimi hakkının ortadan kaldırılmış olduğu ve Anayasa başvurusuna konu kanun maddesinin, bütün bu sebeplerle hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün iptaline karar vermiştir.

AYM Kararının Uygulanması ve Sonuçları: Ne Bekleniyor?

Anayasa Mahkemesinin bu kararında, idari para cezasını ödemeyen kişilerin affına ilişkin hükümlerden, öncesinde ödemiş olan kişilerin yararlanamayacağına ilişkin kanun maddesi, Anayasanın en temel ilkelerinden “Eşitlik” ilkesine aykırı bulunmuştur.

Her ne kadar: kanun koyucunun yasama yetkisinin genelliği ilkesi gereğince, anayasal ilkelere aykırı olmaması koşuluyla tahsil edemediği alacaklarının tahsilini gerçekleştirmek için birtakım kolaylaştırıcı tedbirler alma veya tahsilinden vazgeçme yolunu seçebileceğini ve bu hususta kamu alacakları arasında sınıflandırmaya gitme ve bu sınıflandırmayı yaparken esas alacağı benzerlik ve farklılıkları belirleme konusunda takdir yetkisine sahip olduğu kabul edilse ve mahkemece itiraz konusu kuralın anayasallık denetimi bakımından anılan kararlardan farklı özellikte olduğu değerlendirmiş olsa da zamanla farklı konularda benzer başvurular yapılacağı açıktır.

Hukukumuzda anayasa mahkemesinin bu kararının uygulanabileceği birçok alan vardır. Vergi afları, trafik cezalarına gelen aflar, KYK kredilerine gelen aflar gibi birçok alanda, 7420 sayılı kanunda bulunan ve anayasa mahkemesince hukuka aykırı olarak değerlendirilen hükme benzer hükümler bulunmaktadır.

Anayasa mahkemesinin 24.05.2023 tarihli, 7420 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihte henüz idari para cezasını ödememiş bireyler ile ödemiş olanlar arasında bir fark bulunmadığı, farkı muameleler yapılmasının hukuka aykırı olacağına dair kararı bütün bu kanun maddelerinin hukuki durumu hakkında şüphe uyandırmıştır.

Anayasa mahkemesinin bu kararının, hukuk dünyasında büyük değişim yaratacağı açık olmakla birlikte; diğer ceza ve borçların ödenmesine nasıl etki edeceği, özellikle bu tarihten sonra kabul edilecek affa ilişkin kanun ve düzenlemelerin kapsamı ve kişilerin bu borç ve cezalara karşı duruşunun nasıl olacağı gibi soruların cevabı henüz bilinmemektedir.

Aynı zamanda durumun devlet bütçesinde nasıl bir etki yaratacağı da henüz bilinmemektedir. Salgın döneminde uygulanan idari para cezalarının toplam tutarı tam olarak bilinmemekle birlikte bazı haber kaynaklarına göre bu tutar yaklaşık 2 milyar TL civarındadır. Bu tutarın ne kadarının tahsil edildiği veya tahsilinden vazgeçildiği ise net değildir. Ancak tahsil edilen tutarın tamamının iade talebiyle geri alınması halinde devlet bütçesinde önemli bir kayba neden olabileceği söylenebilir.

Stj. Av. Nesrin KOŞAR & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu